..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Türkiye Cumhuriyeti'nin temeli kültürdür -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > Ahmet Çaylar




4 Nisan 2007
Hitabet Sanatı (Güzel Konuşma Sanatı)  
“Hitabet ilmi, fazilet ve iyiliği görünürcesine resimlerle süslemektir.” Bacon

Ahmet Çaylar


“ Geleceğinizi berbat etmemesi için, konuşmanızı bir parça düzeltin.” Shakespeare


:GGDJ:
HİTABET SANATI

“Dil aklın ayak izleridir.” Francis BACON
     
Dilin dört temel beceri alanı vardır. Bunlar; konuşma, yazma, okuma ve dinlemedir. Bir dilin öğretilmesinde ve bu dili etkili biçimde kullanmada bu dört unsur birbirini tamamlar. İnsanlar konuşarak ve yazarak anlatır; okuyarak ve dinleyerek de anlarlar. En önemli beceri hangisidir diye sıralamaya girmek istersek çeşitli durumlar karşısında çeşitli tanımlamalar yapmak zorunda kalırız. Ancak şunu herkes kabul eder ki konuşma, hayatımızda en fazla kullandığımız beceri alanıdır.

Konuşma üzerine yazılmış bir çok kitap ve yapılmış bir çok uygulama ile çalışma vardır. Hangilerinin daha başarılı ve faydalı olduğundan çok, biz neler yapabiliriz sorusu daha önemlidir.

Hitabet, Yunancası ile Rhetoric, bir diğer ifadesi ile ise Güzel Konuşma Sanatı. İnsanı diğer canlılardan ayıran en temel özellik onun düşünebilen ve konuşabilen bir canlı olmasıdır. Konuşma bir diğer ifadesi ile de düşüncenin hareketidir. Burada genelin içinde küçük bir ayrıma gitmek gerekir. Çünkü her konuşan düşünemez; her düşünen de konuşamaz.

Toplumsal ve bireysel yaşayış ve alışkanlıklar, baskılar ve özgürlükler… sonucu, toplumlarda dönem dönem konuşmaya, fikirleri açıklamaya, yeni fikirlerin tartışılmasına önem verilirken kimi zamanlarda ise susmaya, düşünceleri gizlemeye önem verilmiştir. Bu anlayış ve uygulamaya Türk toplumunda da rastlanmaktadır. Ata sözlerimiz ve deyimlerimiz bunun en güzel örnekleri ile zengindir. Örneğin;

“Söz gümüşse sukut altındır.”,
“Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar.” ,
“Dilini tut danayı güt.”

Belki de en güzeli şudur:

“Hayvanlar koklaşa koklaşa, insanlar konuşa konuşa anlaşır.”

Kimi susmayı kimi konuşmayı vurgular ve öğütler. Zamanında konuşturulanlar konuşmayı öne çıkarır; zamanında susturulanlar ise sessiz kalmayı, “Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.” anlayışını devam ettirirler.


Descartes, “Düşünüyorum, öyleyse varım.” derken düşüncenin önemini vurgular. Yunus Emre ise;

Sözünü bilen kişinin
Yüzünü ağ de bir söz
Sözünü pişirip diyenin
İşini sağ ede bir söz


Söz ola kese savaşı
Söz ola kestire başı
Söz ola ağulu aşı
Bal ile yağ ede bir söz

Kişi bile söz demini
Demeye sözün kemini
Bu cihan cehennemini
Sekiz uçmağ ede bir söz.

diyerek düşünerek söylenen sözün önemini çok sade bir şekilde dile getirir.

İnsanoğlu konuşmak zorundadır. Konuşma, düşüncenin serbestliğini kazanmasıdır. İnsan da düşünen olduğuna ve düşüncenin dışarıya vurumu sözle olduğuna göre düşüncelerini belli bir akış içinde dışa vurmak zorundadır. İnsan ancak konuşarak insan olma özelliklerini devam ettirebilir.

“ Geleceğinizi berbat etmemesi için, konuşmanızı bir parça düzeltin.” Shakespeare


Ahmet Çaylar
26/06/2006



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yazı ve Yazmak Adına Kısa Bir Deneme
Türkçe Cumhuriyeti
Atmayın! Örnek Verin...
Dünyayı Kim Yönetiyor? Tanrı mı Para mı?
Gece
Hayat
Yalnızız!..
Yalnızlık ve Gece
Rutin - Şiirsel

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Şiir ve Aşk Üzerine Kısa Bir Deneme
Zaman Üzerine Kısa Yazılar

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Gecenin Islak Rüzgarları [Şiir]
Aşk'ın Kısa Tanımı [Şiir]
Tütsü Kokan Büyülü Sevdalar Yaşamak [Şiir]
Gitmek Geliyor İçimden [Şiir]
Ölümün Ardından [Şiir]
Hasret Coşkun'nun Anısına [Şiir]
Kanadı Kırık Martının Gözyaşı [Şiir]
Ceset [Şiir]
Tutsak Hayatlar Yaşamak [Şiir]
Zamana Asılı Ölüm [Şiir]


Ahmet Çaylar kimdir?

Amacım yazar olmak değil. Gerçek anlamda "okur-yazar"olabilmektir. Bu anlamda SADEce deniyorum. . .

Etkilendiği Yazarlar:
Farkına varsak da varmasak da sürekli etkileşim içindeyiz. Önemli olan, etkilendiklerimizi özümüze uygun hale getirip bütünleşmektir.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Çaylar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.