Bildiğim tek şey, ben bir Marksist değilim. -Karl Marx |
|
||||||||||
|
Denemeyle filmi özdeşleştirerek devam edersek;"...O aynı insanı bir başka biçimde tahayyül etmemiz de mümkün. Niçin her defasında karşımıza bir Alkatraz kuşçusu çıkmasın! Onun yaptığı aslında herkesin yapabileceği birşeydi, ama onun böyle olduğunu ancak o iş bir kez gerçekleştirildikten sonra kavrıyoruz. Bir hapishane avlusunda uçmasını becerememiş minik bir serçe yavrusuyla herkes karşılaşabilir. Ama serçeyi hoyrat parmakları arsına aldıktan sonra avucunun ve giderek kalbinin yumuşadığını farkedemeyen biri için bu fırsat hiç olmamış mesabesinde kalır. Oysa Alkatraz kuşçusu için kuşun yumuşaklığı ile kalbin yumuşaması halinin üst üste gelmesi bütün bir hayat telakkisinin değişmesine, önümüze yeni imkanların çıkmasına yol açan bir fırsat olur." O beslemeye başladığı kuşlarla ruhunu onarıyor. O yabiliyorsa diğer mahkumlar için de daima bir fırsat vardır. Veyahut bu olaydan haberdar olan bizler için aynı değişimi hayatımızın farklı alanalarında yaşama kapısı her daim açıktır. Tüm bunları yazarken evimin etrafındaki rengarenk ve bilhassa geçenlerde yakından gördüğüm mercan rengi bülbüllerin şakıyışları benim de içimde yankılanıyor. Temennim o ki bu sesler benim de ruhumu onarırlar. Fakat bülbüllerin sesleri sanki kabuk bağlayan özgürlük yaralarıma da tuz basıyor gibi. Bu hislerimden anlıyorum ki insanoğlu emanet aldığı eşyada tasarruf etemsi ne kadar sınırlı ise başkalarının yaşadığı olaylar ve fikrilerinden de sınırlı derecede istifade edebiliyor. Yine de hemen bir bilinç sıçramasıyla, Tarık Tufan'ın "Ve Sen Kuş Olur Gidersin" kitabının sonlarına doğru işyerinde masaların üzerindeki tüm aspirin tavsiyelerle dolu kişisel gelişim kitaplarını yaktıktan sonra, fiyakalı işinden istifa edip tahta kuş kafesleri yapan bir ustanın yanında işe başlayan gencin herşeyi muntazam öğrenip yaptığı halde her kafeste bir gevşek parmaklık bırakması geliyor aklıma... Hayatta kendi için ısrarla kapanan, engellenen alternatif yollara inat her kuşun en az bir özgürlük yolu olsun diye düşünen o ince yürekli garip genç... Ve diyorum ki siz başkaları için her zaman bir açık kapı bırakırsanız, sizin için de, dayatılan parmaklıklarda bir gevşeklik peydah olacaktır veyahut geçilmez denen surlarda gedik açmak için size de vesilerler çıkacaktır! İşte bu da riski göze alma riskinin en ufak getirilerinden biri...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Meryem Rabia Taşbilek, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |