Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
Kırgın ve sensiz, iri dişlerinde salyadan bir yaprak, son bahar'dır adı; bir daldan düşer. Sonra bahardan bir akşam, ağaç altında; yapraklarını ayaklarıma gömer; kapaklanır ve yalvarır; ezerim bahar'ı kırldıkça kırılmaktadır aşk; zahmet geçerim. Aşk yalvarır sonra; kapaklanır dizlerime ve diz çöker; kinayeli mahkum.dur ölümüne, zavvalıdır. Zamanı mıydı tokat, yüzümde savruk; an yaprak kırgız ve sengin iri dişlerinde salyasızlığıyla bir sarhoş yastığın yüzünde, sırıl sıklam. Zamansız mıydı bu hayat, yüzüme vurduğu.n adam! Yaprak kızgın ve sertsiz yumak; bir tomar bahar, ayaklarımda eski.ntide toz.lan.ır; rüzgar eser, içim gider; ve yelkenleri gider, o ormanları gider; bir ateş bir ormanda bin ağaçla söner. Zaman mıydı yüzümde tokat es.tir.en ve kız.dın ve sen.dim aslı; bir yaprak ayaklarımdan öper, ayaklarım yapraklardan da beter; dağınık son bahar; ah yağmur nasıl da eser; yolumun karşısından geçersin, yol üstüne attığın ayakların ince bir çift ayakkabı; saçların dağınık ve yüzün dağınık; uykusuz kıyafetlerinde buruş buruş edilmiş bir ten, sarma.karı.şık; kıyafetlerden de sıyrık; sarhoşsun ve yolumun karşısından geçmekte, aylar sonra hüznüme bakmaktayım; yüzümün önünde bir yol ve karşısında kaldırımın kara kuru taşları dolaşmaktaydım, yollar dünya boyu ayaklarıma dolanmaktaydı; bir rüzgar gibi esmekteydi güzelliğim, kokum sürüne sürüne yanına gelmekteydi ellerin şarap şerbette ve kalan aklım yine sendeydi; serseriydi ve sersefildi; serin ve senindi. Ellerin şarap rengi ve tenin ellerimde; kokum teninde kalan ve bana kalan kokum yine seni bana hatır.atan .. Tozdan bir adamdın döndükçe tomarlanmış bir bulut kümesi karşı kaldırıma düşmüştü gölgen ve güneşim düşmüştü karşı dağlara, yüzüm yüzüne düşmüştü ve düşmüştü ayaklarım yollar boyu önüme; kadınların silinmişliğiydi aklımda kalan, eski bir adam yıllarca yaşamış kalbinde silik kadınları bertaraf etmiş bir biçimde; adamım; eski adamım şimdi, kadınların silinmişliğine uğradım! Küfrettim, kadın ettim; zahmet ettim, dağı taş ettim; ettiğim her kadında adamsızlığın mahzenine uğradım, şarap rengi bir gündü seninkisi; bir perşembeydi dünya ve kadınlarındı o gün, Dünya Kadınlar Günüydü; kadınındım senin, adamım işte en çok ben o gün silinmişliğime yanarım!. Zamanı mıydı şimdi? Bir sokakta karşıma bir kaldırıma çıkmanın; bir gün ve güldü geçtiğin karşı kaldırımdın ve yabancıydı adın; görmedin beni görme diye saklandım kaldırıma, saklandım bir kadının kol çantasına ve merhaba dedim kadına yanınızda yürüyebilir miyim ? Hayır dedi yabancı, yürüdüm ama solumda yabancı ve ince arsız damarının kenarından sokakla beraber adım adım sana bakarak, yabancıyla kederler boyu karşında uzayan kaldırımda yürüdüm. Geçtik sokaktan, havan naifti ve naifti rüzgar, ince yüzümden kayıp gittin.Bir mağazaydı girdiğin ve mağaraydı seni beklediğim, soğuk taşları nemlenmiş yabanilikte gri bir yerlerde seni bekledim, çıktın mağazadan ve mağaramdan çıktım. Yüzüne baktım yanımda bir çocuk vardı; çocuk çocuk yaşlarda elinde bir kutu, kutu tahtadan, tahta suntadan ince; Merhaba dedim beraber yürür müsün benimle; olur dedi kardeş ablasıydım sanki. Arkana aldın beni, ellerinde poşet ve yanında tanıdıklarımla konuşuyordun, görüyordum. Adımların seri ve kirliydi ah bir ayakkabı alsaydım keşke sana; ama Ruh'i bey benim de ayakkabılarım su alıyor ''Ruhi Bey'' benim de telaşlarım ve perşembe.lik.lerim var. Üstünden geçen kadınlar ve kadınların günü gibi üstünden geçen yaşamışlıklarım vardı Ah ellerin vardı bir de senin; nereye koyacağımı bilemediğim? Yeşildi gözlerim, gözlerin yeşildi ve ellerim vardı benim; arkandan uzanakalan; dokunacaklarım vardı bir de sana, ellerimde kuru kalan. Evine yaklaştık evime uzaklaştık; kalmadı gidecek kadar yerim ah o yarim; havada bir topuk yüzüme vuruyor; adına kar esiyor ve adına beyaz geçiyor. Bakıyorum karşı caddende arkanda bıraktığın bir dolu tek başım, ah yerim ne kadar da sığ; aklıma bir kurşun geliyor, şakaklarından öpebilsem keşke; ah şah damarım ve ar damarım nasıl kesilir; titredi bedenim; ellerimi alıp uykuna damlayan hüznümle yanında kalsaydım ve kasılsaydım keşke ..diyor çocuk ''ben gidiyorum hoşçakal abla'' gidiyor sonra sen gidiyorsun, çocuk gidiyor; boşlukta kalıyorum, kar mı yağıyor? Sanmıyorum. Sokakta şehir yatıyor ve kendisizliğim bir gece çakmak çakmak fitilliyorum her birini, nargileler geliyor aklıma, sığmıyorum kör kuyulara. Nargilerler geliyor aklıma seninle içseydik ah; sarhoş güzelliğim; sarhoş aklım kemiklerime sığmıyor, bir çocuk daha geçiyor; yanında kalıyorum ar damarım çatladı; kaskatı kesiliyorum. Benim de geliyor aklıma bazen, nasılsınız Ruh'i Bey geliyor bazen ve geliyor bir şiirsizlik bir tırnak izi ve bir yüz geliyor aklıma aldatılmış tarafıların geliyor, kadınsızlıklarıyla ah o ucubeler canımı acıtıyor; ve bir adam geliyor yanıma oturuyor; kaldırımda üşümüşüm öyle diyor; biliyorum Ruh'i Bey benim de ayak.kabılarım ''su'' alıyor. Derd_i perişanlık ve pişmanlık yolumda bitiyor, nerede kaldı son şarkı bir nota gibi düşürüyor kalemimi, yerde tonlarca ağırlık nota nota tonluyorum her yeri ve bir ıslık; bir gece, Ay ışığından geceyi süzgeç gibi üstümüze süzüyor Ay diyorum; ışığın kadar karadır melodilediklerim. Yüzünü bırakmasaydın, olur olmaz her yerimde, inceden inceye beyazdan nefese, yüzünü bana bırakmasaydın diyor.um. Dünya kadınlar günüydü, bir dün.ya kadınındım ben senin; günün adı perşembeydi ve karşıda bir kaldırımın yıkık imgesinde, bir gün dönümünde yerde yapraklar kurpkuru üstüme titrerken, sana değen kokumdu görmediğin; bir kadın ve bir çocuk arasında gidip geldiğim, mağaralarda saklandığım ve arkanda bırakıldım. Benim de acılarım su alıyor Ruhi bey, benim de perşembeliklerim var ve ayaklarım su alıyor Ruhi Bey, nasırlar boyu su alıyor, acı.yor. Nasılsınız diyordu kaldırım, taştan ve gri geri adım, iyidir diyorum İlke Hanım, yürümeye mi koyuldunuz yine? Sokaktadır adın bir şarkı geçiyor, içime batıyor acı geçiyor sonra; bir büfe görüyorum sigare paketi geliyor aklıma, bir bank görüyor kuş yemliyorum; bir vapur görüp gülümsüyorum, yanık görüyorum sonra; yanıyorum. Akşam oluyor ama olmuyor bazen; uyuyakalıyorum, akşam bile ben oluyorum bazen, bak ben ne de çok büyüyorum sensiz, onsuz şusuz busuz benim de anladıklarım ''su'' alıyor Ruh'i Bey benim de an.ılarım su alıyor. İlke Hanım yürümeye koyuldunuz yine? Evet diyorum,edebimle bir perşembe her yerimde şu ucube. Ah aksıyorum kurşunumda bir şakak, aklımı senden seni benden aklıyorum. Yanımda duruyor sokak, sinsi ve koyu kokusunda koynuna hançerlenmiş bin bir yumak, ev oluyor sonra, rutubet bayat kokuyor nefes alamıyorum; benim de ayakkabılarım su alıyor Ruh'i Bey; benim de ruhum bunalıyor. bir kadın ve bir çocuk arasında, ıhlamur, tarlasında pişiyor.. Benim de azıklarım var Ruhi Bey benim de şaraplarım ve sabahlarım var olur olmaz zamanlarım? Evet Ruhi Bey böyle her sabah olur olmaz; olmasa da olur Ruhi Bey benim de günlerim var, aydın günlerim ve iklimlerim var dört bir yanda dağılgan ve kırılgan bileklerim Ruhi Bey benim de iyi olmalarım var.Renklerim var tıpkı sizin gibi, pembe beyaz savunmasızlıklarım ve çocuklarım Ruhi Bey, her biri gözlerimden düşer; yaşlanır topallanırım benim de saçlarım var Ruh'i Bey saçlarım güzlerinizden öper.Nasıl olmalarım var bir de iyi dediğim gülmelerim var, toparlanmalarım ve ellerim var Ruhi Bey tıpkı sizin gibi arsız sevişmelerim.Ah sevmelerim her birinde onu sevmişliğim var Ruhi Bey boynuma bir bunalım dolanma ki atkısızlıklarım var.Ah çetrefillidir gül kokusu benim de kokmalarım var, saçlarımdan kopmalarım, bir bir iki.lemlerim var.Üçlerim var, hak edilmelerim ve benim de haklarım var Ruhi Bey benim de haklarım var.Adam.ım var Ruhi Bey hiç giyilmemiş; onun kaldığım adamım var Ruhi Bey ve evet işte böyle her sabah ve her akşam benim de bardaklarım var.Ah Ruhi Bey nasılım bu sonbahar? Bir bilsem; gülümse.melerim var.Benim de kelimelerim ve kenetlenmelerim var Ah nasılım bu son bahar? Bilsem Ruhi Bey benim de anlatacaklarım var.Evet Ruhi Bey olur olmaz, olsa da olur benim de dünlerim var; 1. 70 civarında üstümde biriken bir boy ömrümle içinden geçtiğim bir hayatım var.Nicelerim var Ruhi Bey, nicelerim var; incittiklerim ve direnmelerim var; adamım Ruhi Bey, koynunda saklı kaldığım; tek bir adamım var. Kurabiyelerim ve masallarım var Ruhi Bey çocuklara yedireceğim ve siz daha iyi bilirsiniz, yaş.lanır topallanırım ve uykum var Ruhi Bey; uykuya dalacak yerim bir gün inanın, benim de var. Diyelim Ruhi Bey sonbahar diyelim bir yaz ve kış diyelim, ilk okul duvarları; saçları kurdeleli kızları ve oğlanları, yakalarıyla o çocukları; içelim Ruhi Bey biz içelim, bir yaz çimen.im benim de çocuklarım Ruhi Bey, gözlerimden çiy, çiğ düşer; yetişeceklerim var hemen, çiğ düşer Ruhi Bey,bir yaz çimenim ,toprakta kurumuş yer ve bir yer Ruhi Bey canım çeker; içelim Ruhi Bey biz içelim; ilk bahar yaz son bahar da biter.. Öyle Ruhi Bey öyle; ağustostan güz geçer; öyle çok yaşlanıyorum ki; yüzümde fırtına gezer. Ayakları Ruhi Bey o ayakları; son bahardan bir güz eser öyle çok yaş.lanıyorum ki yüzümde esen fırtına da biter. Tokat yaprakların üstünden yüzüme tozlar serperken kar mı yağıyor? Sanmıyor, su.s. alıyorum.. Benim de kenetlenmelerim var Ruhi Bey, benim de üstümden bir yar. geçer.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © iLkEsU, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |