Her gün yeniden doğmalı. -Yunus Emre |
|
||||||||||
|
“Bağımsızlık benim karakterimdir.” M. K. ATATÜRK Giriş: Üze kök tengri asra yagız yer kılındıkda ikin ara kişi oğlı kılınmış. Kişi oglında üze eçüm apam Bumın Kagan istemi Kagan olurmış. Olurupan Türk budunung ilin törüsün tuta birmiş, iti birmiş(Ergin, 2001:9). (Üstte mavi gök, altta yağız yer kılındıkta, ikisi arasında insanoğlu kılınmış. İnsanoğlunun üzerine ecdadım Bumın Kağan, İstemi Kağan oturmuş. Oturarak Türk milletinin ilini töresini tutu vermiş, düzenliyi vermiş.) Kül Tigin Abidesinin Doğu yüzünde yer alan bu ifade, Türklerde hâkimiyet anlayışını ve felsefesini çok açık bir şekilde göstermektedir. Üstte mavi gök ile altta kara toprak arasında yaratılan insanoğlunu yönetmek için benim atalarım gönderilmiştir demek tüm dünyayı yönetme anlayışının tecellisidir. “Daha deniz, daha müren (ırmak) Güneş bayrak gök kurıkan (çadır).” Oğuz Kağan Tarihimize baktığımız zaman, bağımsızlığını kaybeden Türk milletinin, gecikmeden, ilk fırsatta bağımsız yeni Türk devleti kurması da bunun en açık delilidir. Bu bakımdan Tarihçi Özbek’in belirttiği gibi(Türklerde Hâkimiyet Anlayışı) “Türk savaşları, tesadüf, kan dökücülük, servete susamışlık gibi bir iptidailik veya şan ve şeref arzusu gibi basit içgüdülerle değil, doğrudan doğruya insanlıktan kaynak alan bir felsefi düşünceye dayanıyordu. Bu felsefenin temeli ‘güneşin doğduğu yerden battığı yere kadar dünyayı Türk idaresine almak ideali’ şeklinde ifade edilebilir”. Son olarak, bağımsızlığını kaybeden Osmanlı Devleti yerine, Atatürk önderliğinde, “Kurtuluş” Savaşı neticesinde kurulan Yeni Türk devleti, Türkiye Cumhuriyeti bunun en son örneğidir. Simgesel Değerler: Simgeler, bir milletin tarihinden yansıyan kültürel izlerdir. Bu bakımdan bir millet için değeri çok yüksek olan bir simge, bir başka millet için hiçbir anlam ifade etmeyebilir. Bu bakımdan simgeler bir milletin yaşantılarının izleridir de diyebiliriz. Türk milletinin tarihindeki en önemli ve derin anlamlı simgesel değerler “güneş, ay ve yıldız”dır. Çünkü Türk milletinin hedefleri sığ değildir. Türk milletinin istikbali göklerdedir ve derin anlamları vardır. “Kopardılar ay’ı gökten bir ipek dala astılar Yurt dediler gölgesine ayaklarını bastılar.” Arif Nihat Asya Cumhurbaşkanlığı forsu, ortada bir güneş ve onu çevreleyen 16 yıldızdan oluşmaktadır. Cumhurbaşkanlığı forsundaki 16 yıldız, tarihteki 16 büyük Türk imparatorluğunu, ortadaki güneş ise Türkiye Cumhuriyeti'ni simgeler (http://www.cankaya.gov.tr/tr_flash/gunes.htm). Güneş ve yıldızlar burada Orhun Abidelerindeki hâkimiyet anlayışının yansımasıdır. Çünkü güneş ve yıldızlar gökyüzündedir ve Türklerde, gökyüzünün altında olan her şey, Türklerin hâkimiyetinde olmalıdır anlayışı vardır. Bu bağlamda, Türklerin ayağı atının ayağıyla yere basar. Çünkü hâkimiyetini sürdürmek için sürekli yeni yerleri yönetimi altına almalıdır. Zamanın şartlarına baktığımız zaman ulaşım ve akınlar için en kullanışlı hayvan “evcilleştirilen” attır. Yeni yerleri hâkimiyetine alma duygusu aynı zamanda yerleşik hayata geçmelerini geciktirmiş; bu da yaşantılarını giyimden yemeğe, mimariden törenlere kadar her açıdan etkilemiştir. Bu bakımdan at da Türk kültüründe bağımsızlık anlayışıyla beraber anılmalıdır. At’ın Türkün yaşamındaki yerinden dolayı simgesel ve manevi değeri de yüksektir. (Avar İmparatorluğunun bayrağında “At” motifi kullanılmıştır. At, avrat, silah) Bu nedenle “at” hâkimiyetin bir simgesidir. Yönetim Anlayışı: Özgürlük ve Hizmet İşte bu yönetme anlayışının bir başka yansıması olarak da sömürme/sömürgecilik yoktur; hâkimiyet/yönetme vardır. Çünkü Türkler gerçek anlamda “imparatorluk” kurmamışlardır. Türklerin imparatorluğu çok geniş coğrafyalara hâkim olmakla ilgilidir. İmparatorluğun temelinde sömürgecilik vardır. Türklerin hâkimiyet anlayışlarında ise sömürgecilik yoktur. Atıyla yeni yerleri keşfe çıkar ve egemenliği altına alır, yönetir ve hizmet eder. Dünya devletler ve milletler tarihine baktığımız zaman, Türkler kadar bağımsızlığına düşkün bir millet daha görmek zordur. Ayrıca başka bir millet yoktur ki bu kadar bağımsız ve büyük devletler kurabilsin. Ancak bu şunun da bir göstergesidir: Türkler sürekli düşman tehlikesiyle ve saldırılarıyla yaşamaktadır. Devletin içine düşen ayrılık kimi zaman koskoca bir devletin yıkılmasına, milletin ayrılmasına neden olmuştur. Ülke içinde çıkan ayrılıklar düşmanların ekmeğine yağ sürmüştür. Bu nedenle de gelecek Türk kuşaklarına öğüt vermek için Orhun Abidelerinde, düşmanlarımız ve sinsilikleri çok açık anlatılmıştır.(Bkz.: Ergin, 2001) “Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım. Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım!” Mehmet Akif Ersoy “Kut” Anlayışı: Türklere hâkimiyet, Kök Tengri tarafından verilmiştir. Türk Kağanı/Hakanı Tanrı’nın yeryüzündeki tecellisidir. Bu nedenle hâkimiyet ancak “yaratan” tarafından Türklerden alınabilir. Hiçbir beşeri güç, ilâhi olan bu yetkiyi alamaz. Ancak şunu da unutmamak gerekir ki hiçbir millet tarihine, milletine, Tanrısına hizmet etmeden hâkimiyetini elinde tutamaz! "Hâkimiyet kayıtsız şartsız milletindir."- Atatürk. Türkler Gerçek Anlamda Din Değiştirdi mi? Bir topluluğu millet haline getirebilmek için “dil”den sonra “din” gelir. Aynı zamanda dil ve din milletin özgür biçimde yaşamasını sağlayan en önemli unsurlardan ilk ikisidir. “Kök Tengri” (Gök Tanrı) inanışı ile İslamiyet arasında düşünce sitemi bakımından çok yakın benzerlikler vardır. “Din”in hâkimiyet anlayışına yansımaları ayrı bir inceleme konusu olarak ele alınabilir. Ahmet Çaylar Kaynakça: 1. Ergin, Prof. Dr. Muharrem; Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları, 27. Baskı, İstanbul 2001 2. http://www.cankaya.gov.tr/tr_flash/gunes.htm 3. Özbek, Yard. Doç. Dr. Süleyman, Türklerde Hâkimiyet Anlayışı, Yayınlanmamış Panel Konferans Metni, Uşak Eğitim Fakültesi, Mayıs 2002
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Ahmet Çaylar, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |