..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Kirazlar ve dutların tadını çocuklar ve serçelerden sor." -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > M.NİHAT MALKOÇ




18 Kasım 2007
Size Bir Değil Bin Gün Bile Yetmez  
M.NİHAT MALKOÇ
Öğretmen; o tatlı, sihirli, tılsımlı sözcük!… Nasıl da telâffuz eder çocuklarımız onu coşku ve heyecanla… Söylerken kalpleri küt küt atar. Çünkü kalpten gelen, katıksız, saf bir kelimedir o… Derste, teneffüste, dışarıda, gök kubbenin altında her yerde yüreğimizi heyecana gark eder. Hangi birimizin hayatında derin izler bırakan öğretmeni yoktur ki?... Onlar değil midir bugünümüzün aydınlık yolunu çizenler?... En büyük mimardır onlar…


:AICI:
SİZE BİR DEĞİL BİN GÜN BİLE YETMEZ

               M.NİHAT MALKOÇ

     Öğretmen; o tatlı, sihirli, tılsımlı sözcük!… Nasıl da telâffuz eder çocuklarımız onu coşku ve heyecanla… Söylerken kalpleri küt küt atar. Çünkü kalpten gelen, katıksız, saf bir kelimedir o… Derste, teneffüste, dışarıda, gök kubbenin altında her yerde yüreğimizi heyecana gark eder. Hangi birimizin hayatında derin izler bırakan öğretmeni yoktur ki?... Onlar değil midir bugünümüzün aydınlık yolunu çizenler?... En büyük mimardır onlar…

     Her yıl Kasım’ın yirmi dördünde hatırlarız onları. Yılın bir gününe sığacak kadar sıradan olamaz öğretmenler. Yetmez onlara Kasım’ın yirmi dördü. Onları anlatmak ve layıkıyla takdir etmek için bir yıl bile kâfi değil vefayı idrak etmiş gönüllere. Şayet vefa deyince bozadan başka bir şey gelmiyorsa aklınıza o zaman söylenecek her lâf, belliki lâf-ı güzaf!... Oysa öğretmenlerin bizlere yaşatarak öğrettiği vefa yaşamalı, yaşatılmalı…

     Öğretmenler günü Millet Mektepleri’nin açılış gününe rast getirilmiştir büyük kurtarıcımız Başöğretmen Atatürk tarafından. 24 Kasım 1928 tarihinde açılan, Millet Mektepleri’nde, yaşlı, genç, çocuk, kadın, herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilmiştir.
Millet Mektepleri’nin açılışı ve Atatürk’ün Başöğretmenliği kabul ediş tarihi olan 24 Kasım günü, 1981 yılından beri resmen Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır.

     İrfan ordusunun yılmaz neferleridir öğretmenler… Silahları top ve tüfek değil onların. Kalem, defter, kitap, silgi… Ve de insanlığı kurtuluşa götüren müspet bilgi!... Onlar yurduna sevdalanan, günümüzün Mecnunlar’ı, Keremler’i ve Ferhatlar’ıdır. Ülkeyi bir uçtan bir uca kuşatan bilgi ve sevgi erenleridir öğretmenler... Gönül bahçelerinde ayrık otlarına yer yoktur onların. Onlar ayrık otlarını koparan bahçıvanlardır. Sevgi çiçekleri derer bu bahçeye girenler.

     Yaşlı dünyamızda savaşlar artık aşikâr yapılmıyor. Çağımızda kültürel hegemonya peşinde koşan devletler var. Top ve tüfek mahzenlerde çürüsün gayri... Kılıç kınında paslanmaya mahkûm… Diploması, kültür ve medeniyet savaşlarıdır çağımızı kuşatan. Hem ne olursa olsun gerçek savaş, cehalete karşı yapılan savaş değil midir? Bu savaşta cepheleri tutanlar eli kalemle silahlanmış öğretmenlerdir. Ne demişti Türk’ün Büyük Ata’sı?

     “Bir millet kültür ordusuna malik olmadıkça, muharebe meydanlarında ne kadar parlak zaferler elde ederse etsin o zaferlerin sürekli neticeler vermesi, ancak kültür ordusunun varlığına bağlıdır. Bu ikinci ordu olmadan, birinci ordunun verimli sonuçları kaybolur.”

     Halaskârımız Atatürk, öğretmenleri en iyi anlayan ve lâyıkıyla taltif eden ender insanlardan biriydi. Zaten ondan sonra gelen idarecilerin çoğu, hamasî, kuru ve düzmece nutuklardan öteye gidemediler. Öğretmenin büyüklüğünü anlayamadı onun tezgâhından geçenler… Atatürk kültür ordusu olarak nitelendirdiği öğretmenleri, milletleri kurtaran gerçek kahramanlar olarak tavsif ediyordu. Bu millet öğretmenler sayesinde kazanmadı mı cehaletle yaptığı amansız savaşı? Top ve tüfeği paslanmaya mahkûm edenler, sevgi zırhını kuşananlar eğitim neferleriydi. Atatürk millet olmanın ön şartı olarak görüyordu onları: “Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet, henüz millet adını almak yeteneğini kazanmamıştır. Ona alelâde bir kütle denir; millet denemez. Bir kütle millet olabilmek için, mutlaka eğiticilere, öğretmenlere muhtaçtır.”

     Öğretmenler ana gibi şefkatli, baba gibi otoriterdir. Sevgiyle saygının karışımı terbiyenin hammaddesidir. Çünkü eğitimde başarının sırrı sevgi, şefkat ve disiplindir. Büyük halife Hz. Ali, “Bana bir harf öğretenin kırk yıl kölesi olurum.” demişti. Ya bizler, ömrümüzü onların başucunda emirlerine amade olarak geçirsek haklarını ödeyebilir miyiz? Onların aşkla tutuşan yüreğinin ateşini hissedenler, gelecekte öğretmen olmak isterler Şair Nejat Sefercioğlu onların bu arzularına mısralarıyla tercüman oluyor:

“Ben, öğretmen olmak istiyorum,
Ben, şairimin mısralarında dil
Genç kızımın gergefinde nakış nakış gül,
Aşığımın sazında tel
Öpülesi bir el olmak istiyorum.
Ben, öğretmen olmak istiyorum...
Ben Hakk’a yönelen alınlarda nur,
Vatan topraklarını çevreleyen sur,
     Mehmetçiğin göğsünde ‘iman’
     Gençliğimin damarlarında ‘asil kan’
     Bu zulme eğilmeyen baş,
     Ben vatan için ağlayan gözlerde yaş,
     Ben, öğretmen olmak istiyorum.”

Yine bir öğretmenler gününde bizler onlara sadece kuru övgüler gönderiyoruz. Onların hayatını kolaylaştırmak için kılımızı kıpırdatmıyoruz. Eli öpülesi öğretmenlerimizin bu anlamlı gününü kutlarken, onların daima zihinlerde ve gönüllerde yaşatılması gerektiğini hatırlatıyorum… Çevresini aydınlatmak için bir mum misali eriyen ve bütün mesaisini aydınlık geleceği inşa etmeye ayıran ve geleceğimizin teminatı olan neslin hamurunu yoğuran bu ilim meşalelerinin manevî huzurunda saygıyla eğiliyorum.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Köprübaşı Lisesi'nin Eğitim Çınarı: Recep Aydın
Ölümünün 16. Yılında Türkülerin Efendisi Erkan Ocaklı
Futbolun Efendisi: Fatih Tekke
Şehadetinin 29. Yılında Batı Trakya Türklerinin Yolbaşçısı: Dr. Sadık Ahmet ve Davası
15 Temmuz Gecesi Tankların Önünde Yatan Yiğitler Vardı
İçimde Ne Varsa Yazı Döktüm
30 Ağustos Zafer Bayramı
Ben de Yaşadım
Kirli Hava Kader Değil
Baharın Müjdecisi: "Nevruz Bayramı"

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Yurdu Yaşatmak İçin Can Veren Bir Kahraman: Fethi Sekin
Yürekleri Donduran Sarıkamış Harekâtı
Vali Recep Yazıcıoğlu ve "Köprü"nün Hikâyesi
Vahşet Çağının Vicdanı: Aliya İzzetbegoviç
beklenen Nesil
Şair Nurettin Özdemir'le Trabzon Lisesinde Bir Gün...
Anadolu Âşığı Bir Gönül Adamı: Sabahattin Eyüboğlu
102. Sene - İ Devriyesinde 30 Ağustos Zafer Bayramı
Türkçenin Berrak Sularında…
dünden Bugüne Malazgirt Zaferi ve Edebiyatımızdaki Yeri

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Berceste Mısralar - 435 [Şiir]
Berceste Mısralar - 434 [Şiir]
Berceste Mısralar - 433 [Şiir]
Berceste Mısralar - 432 [Şiir]
Son Durak Köprübaşı [Şiir]
Berceste Mısralar - 431 [Şiir]
"İnsanı Yaşat ki Devlet Yaşasın!" [Şiir]
İyi Gün Dostları [Şiir]
Hüseyin - Yezid Meseli [Şiir]
İyi İnsan Olmaya Bak! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2025 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.