..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"...öyküyü yazan bilge, beşinci ya da altıncı göbekten kral torunu olduğumu ortaya çıkaracak şekilde belirleyebilir soyumu." -Cervantes, Don Quijote
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Yazarlar ve Yapıtlar > M.NİHAT MALKOÇ




8 Aralık 2007
Bir Kalem Daha Sükût Etti: Erhan Bener  
M.NİHAT MALKOÇ
Seksenine merdiven dayadığı bir dönemde aramızdan ayrılan Bener, yaşı ileri bir safhada olmasına rağmen hayal kurmaya ve kurduğu hayalleri okuyucularıyla paylaşmaya devam ediyordu. Hayattan elini eteğini çekmemişti, nefes aldıkça hayat yaşanmaya değerdi. Onun hayata bakışı sevgi ve hoşgörü temeli üzerine bina edilmişti. Doğrusu da bu değil miydi zaten. Söz sarrafları olan şair ve yazarlara da hayata sevgiye hâkim noktadan bakmak yakışırdı. O da kendine yakışanı yaparak yaşadıkça okuyucularına muhabbet bahçesinden güller derdi. Kalem sustu… 08 Aralık 2007’de edebiyatımız bir değerini daha toprağa gömdü.


:BACA:
BİR KALEM DAHA SÜKÛT ETTİ: ERHAN BENER

M.NİHAT MALKOÇ

Hayatımız pamuk ipliğine bağlı sanki… Her şey yaşamla ölüm arasında sıkışıp kalmış… Bizi ayakta ve diri tutan “can” denen o ipliğin gücü… Yahya Kemal Beyatlı’nın dediği gibi “Bir tel kopar ahenk ebediyen kesilir.” Öyleyse, tel kopana kadar dünya denen bu fena yurdunda güzel bir iz bırakmalıyız. İz bırakmayan bir insanın yaşadığının delili ne olabilir ki?… Tekrar dünyaya dönüp “Ey efendiler… Bu dünya denen mezrada ben de yaşadım. Şunu şunu yaptım, sonra da ebedî yurduma göçtüm” diyemeyeceğinize göre, adınızı ebedileştirecek eserler vermeniz gerekir. Bu eserler çeşit çeşittir. Mimarsanız görkemli bir yapı, müzisyenseniz eşsiz bir beste, doktorsanız bir can, mühendisseniz hünerli bir buluş, öğretmenseniz geleceğe altın nesiller, şairseniz şiirler, yazarsanız hikâye ve romanlar bırakabilirsiniz. Eserleriniz ayakta kaldığı müddetçe sizler de dünya üzerinde yaşarsınız.

Türk edebiyatına çok sayıda eser kazandıran Erhan Bener’in dünyadan göçüşü, ebedî âleme gidişi bana “insan ve eser” ilişkisini hatırlattı. Zira insan eseriyle vardır. Horasan erlerinden Hâdim’de medfun büyük evliyadan Mevlânâ Ebû Sâid Muhammed Hâdimî der ki: “Kâmil odur ki, bıraka dünyada bir eser/Eseri olmayanın yerinde yeller eser” Gerçekten de öyle değil midir? Bence kişiye ölmek değil, asıl unutulmak koyar. Yazar Bener, giderken unutulmayacağını da fısıldadı kulaklara. Zira adını yaşatacak onlarca eser bıraktı geride.

Edebiyatımızın usta kalemlerinden birisiydi Erhan Bener… O pek çok sahada eser veren çok yönlü ve zengin bir kalemdi. Herkes gibi şiirle başlamıştı edebiyata. 1948 senesinde şiirlerini “Sesler” adı altında iki kapak arasına almıştı. Şiirin ardından 1953’te ilk romanı olan “Acemiler” i yazmıştı. Bu yazma macerası ömrünün son demlerine kadar soluksuz devam etmişti. Türk edebiyatı zincirine yeni halkalar eklemişti. Bu halkalar roman türündeydi daha çok… “Yalnızlar, Loş Ayna, Ara Kapı, Baharla Gelen, Elif’in Öyküsü, Macellos da Vinci’nin Serüvenleri, Oyuncu, Böcek, Ölü Bir Deniz, Sisli Yaz, Ortadakiler, Tekilleşme, Bir Büyük Bürokratın Romanı, Anafor, Hınzır Kız, Dönüşler, Köleler ve Tutkular, Işığın Gölgesi, İlişkiler” onun Türk roman külliyatına kattığı doyumsuz eserlerdir. “Aşk-ı Muhabbet Sevda, Gece Gelen Ölüm, Günbatımı Öyküleri, Denizaşırı Öyküler, Yaralı Aşklar, Bir Demet Mimoza, Aşk Nereye Kadar” adlı öykü kitaplarını anmadan geçmek ustaya haksızlık olur.

Bener, hayatı boyunca 30’un üzerinde kitaba imza attı, kimi eserleri de yabancı dillere çevrildi. Çocuk kitapları, çevirileri ve radyo oyunları da bulunan Bener’in “Yalnızlar”, “Ölü Bir Deniz”, “Böcek”, “Aşk-ı Muhabbet” ve “Sevda” adlı eserleri sinemaya ve televizyona uyarlandı. Bener’in, “Hızır Doktor”, “Bürokratlar” ve “Şahmeran” adlı oyunları, İstanbul Şehir Tiyatrosu, Ankara Halk Tiyatrosu ve Ankara, Konya, Diyarbakır Devlet Tiyatroları’nca sahneye konuldu. Sahnelenen bu oyunlar izleyicisinden tam not aldı.

Bu kadar çok ve özgün eserler veren bir yazarın ödüllendirilmemesi haksızlık olurdu. O da pek çok usta yazar gibi ödüller almış, aldığı bu ödüller onun yazma şevkini fazlasıyla artırmıştır. Erhan Bener, Fransız-Türk Kültür Cemiyeti, Yunus Nadi ve Orhan Kemal roman ödüllerine, Haldun Taner, Yunus Nadi ve Dil Derneği Ömer Asım Aksoy Öykü ödüllerine, Muhsin Ertuğrul Oyun Ödülüne layık görüldü. Edebiyatçılar Derneği Onur Ödülü altın madalyası sahibi olan Erhan Bener, Fransa’nın uluslararası “Sanat ve Edebiyat Ustası” ve Uluslararası Film Festivalleri Kurumu’nun “Sanat Çınarı” unvanına da sahipti.

Seksenine merdiven dayadığı bir dönemde aramızdan ayrılan Bener, yaşı ileri bir safhada olmasına rağmen hayal kurmaya ve kurduğu hayalleri okuyucularıyla paylaşmaya devam ediyordu. Hayattan elini eteğini çekmemişti, nefes aldıkça hayat yaşanmaya değerdi. Onun hayata bakışı sevgi ve hoşgörü temeli üzerine bina edilmişti. Doğrusu da bu değil miydi zaten. Söz sarrafları olan şair ve yazarlara da hayata sevgiye hâkim noktadan bakmak yakışırdı. O da kendine yakışanı yaparak yaşadıkça okuyucularına muhabbet bahçesinden güller derdi. Kalem sustu… 08 Aralık 2007’de edebiyatımız bir değerini daha toprağa gömdü.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yazarlar ve yapıtlar kümesinde bulunan diğer yazıları...
Eğitimci - Yazar M. Nihat Malkoç'la Eğitim Üzerine Röportaj
Gevheri'nin Hayatı ve Şiirleri
Yusuf Has Hacip'in Şâirlere Bakışı
Trabzonlu Edebiyat Tarihçisi Nihat Sami Banarlı
Muhteşem Bir Mâziyi Muhteşem Bir İstikbale Bağlayan Köprü: Cemil Meriç
M. Nihat Malkoç "Sevgini En İyi Sen Anlat" Şiir Yarışmasında Türkiye Birincisi Oldu
Kanunî'nin Şâirliği
Zevrakî"nin Kırıldı Gönül Sazı
Hüseyin Albayrak'ın Kaleminden "Trabzon'un Fethi"
"Gülün Vedası" Yahut Bahattin Yıldız'ın Şahadeti

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Okul ve Hapishane
Arif Nihat Asya'nın Doğumunun 100. Yılı
Vatan Sevgisi İmandandır
Yapraklar Dökülür Kasımlarda!..
Veremle Savaş
Bir On Kasım Sabahı
Memleket Havası ve Köprübaşı Tv Sitesi
İlköğretim Okulları ve 100 Temel Eser
Öğretmenler Günü
Sabrın Sonu Selâmet

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bu Dünya Böyledir Dostum! [Şiir]
Bazı Yaralar Kapanmaz [Şiir]
Sen Kurtuldun, Bizler Öldük [Şiir]
Senin Olan Sana Gelir (Manzum Reçeteler - 1) [Şiir]
Ümmetin Yetimleri [Şiir]
Gönüle Nasihat [Şiir]
…... Gecenin Kanat Sesleri…... [Şiir]
Kıyameti Bekle Bir Gün! [Şiir]
Alev Denizlerinde Mum Kadar Çaresizim… [Şiir]
Sen Hep On Beş Yaşındasın! [Şiir]


M.NİHAT MALKOÇ kimdir?

NİHAT MALKOÇ’UN BİYOGRAFİSİ Beş çocuklu bir ailenin en küçük ferdi olarak 1970 senesinin 1 Haziran’ında Trabzon’un Köprübaşı ilçesine bağlı Gündoğan Köyü’nde hayata “Merhaba” dedi. İlkokulu komşu köy olan Güneşli Köyü’nde okudu. Orta ve lise öğrenimini Köprübaşı Lisesi’nde tamamladı. En büyük emeli iyi bir hukukçu olmaktı. Lise son sınıfta girdiği üniversite imtihanında KTÜ/Fatih Eğitim Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmenliği Bölümü’nü kazandı. Dersaneye gitme imkânı ve zaman kaybına tahammülü olmadığı için kazandığı fakülteyle yetindi. 1992 yılında okulu bitirdi. İlk göz ağrısı olarak nitelediği Gümüşhane’de beş yıla yakın öğretmenlik yaptı. Her geçen gün öğretmenliği daha çok sevdi. Artık öğretmenliği bir tutku olarak görüyor. Vatan borcunu İstanbul’da Kara Kuvvetleri Lisan Okulu’nda Yedek Subay Öğretmen olarak onurla yerine getirdi. Bu peygamber ocağında yüzlerce yabancı subaya güzel Türkçe’mizi öğretti. Ankara’da girdiği sınavı kazanarak Akçaabat Anadolu İmam-Hatip Lisesi’ne Türk Dili ve Edebiyatı Öğretmeni olarak atandı. Burada iki yıl görev yaptı. Daha sonra girdiği yazılı ve sözlü imtihanı kazanarak Türkî Cumhuriyetlerden Türkmenistan’ın başkenti Aşkabat’a,üç yıl görev yapmak üzere, öğretmen olarak gönderildi. Burada Mahdumkulu Türkmen Devlet Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi’nde ve İlâhiyat Lisesi’nde Türk Dili öğretmeni olarak çalıştı. Yine Aşkabat’ta Türkçe Öğretim Merkezi’nde(TÖMER) bir yıl boyunca değişik milletlerden kişilere Türkçe’yi sevdirerek öğretti. Şu anda Akçaabat’a bağlı Derecik İlköğretim Okulu’nda görev yapmaktadır. Bugüne kadar,en büyüğünden en küçüğüne kadar onlarca dergi ve gazetede fikrî,edebî,felsefî ve kültürel konularda yüzlerce yazı ve şiir yazdı. Bu yayın organlarından Türk Edebiyatı,Türk Dili,Bizim Çocuk,Çınar,Bizim Azerbaycan,Anadolunun Sesi,Üniversitelinin Sesi,Türkiye,Bizim Okul,Şenliğin Sesi,İnsanlığa Çağrı,Yeni Sesleniş,Gençliğin Sesi gibi dergilerde;Türksesi,Demokrat Gümüşhane,Kuşakkaya,Ortadoğu,Yeni Mesaj,Hergün,Candaş,Edebiyat,Bolu Üçtepe,Akçaabat Yeni Haber,Karadeniz Olay,Hizmet gibi gazetelerde yıllardan beri deneme,makale,fıkra ve şiirler yazmaktadır. “Bizim Okul” isimli kültür,sanat ve edebiyat dergisinin Yazı İşleri Müdürlüğü’nü yaptı. Kültürel organizasyonların çoğunda aktif olarak görev aldı. Sevgi,Dostluk ve Kardeşlik konulu şiir yarışmasında birincilik,Trabzon Belediyesi’nin düzenlediği Çevre ile ilgili yarışmada birincilik,yine aynı belediyenin düzenlediği “İki binli Yıllara Doğru Trabzon” konulu makale yarışmasında mansiyon,Akçaabat Belediyesi’nin değişik zamanlarda organize ettiği şiir yarışmalarında birincilik,ikincilik,üçüncülük ödülleri kazandı. Karadeniz Yazarlar Birliği kurucularındandır. Halen bu birliğin üyesidir. Bunların yanında elinin altındaki öğrencilere rehberlik ederek ve bizzat örnek olarak,onların da pek çok kültürel yarışmada ödüller almasına zemin hazırlamıştır. İkisi kız,biri erkek olmak üzere üç çocuk babasıdır.

Etkilendiği Yazarlar:
Necip Fazıl Kısakürek,Mehmet Akif Ersoy,Yahya Kemal Beyatlı


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © M.NİHAT MALKOÇ, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.