Herkes cennete gitmek ister ama kimse ölmek istemez. -Joe Louis |
|
||||||||||
|
Pazar sabahı yine uyumak için zorladım kendimi. Biraz daha uyu pelin yarın işe gideceksin, erkenden çıkacaksın şu koca, rahat ve yalnız yataktan... Olmuyor tabiki zorlamak yersiz. Erken kalkmaya kurulmuş robot bu beden. Red ediyor.. Hep bir kalp atışı kendime programladığım. Şunu da yapmalıyım, ahh bunu da unuttum, yaa yinemi bişey diye kalbimin de baskısıyla gözlerim açılıyor. Zaten hiç bir zaman söz geçiremedim bu bedene. Yapmalı, olmalıyı duymadı ve hep canı ne isterse onu yaptı. Sonrada oturduk her organımla aynı masaya, içtik saatlerce. Çok kalabalıktı masam ama kimse fark etmedi bizi. Bu sabah hava da ne garip, soğuk ve yağmurlu. Yaza gelmişken , bu kadar yaklaşmışken hevesimi kırmaya bayılıyor oda. Bu sabah sanki her şey bana karşı. Aslında bu kendime acıma olayına da bayılıyorum. Tutunuyorum hep bir yaşanmamışlığa ve hayata bağlıyor beni .. Zavallı ben zavallı beden.. Aslında zavallı olan mutluluk. Yanı başımda ama bana hep uzak. Geçmişime baktığımda mutluluğun hakkını ne kadar da fazla yemişim. Hep acıya ilgi göstermiş onu övmüş ondan bahsetmişim. Adım atarken anlaşma yaptığım mutluluğa ilk sancıda sırtımı dönmüş acıya tutunmuşum. İhaneti ne çok sever olmuşum ben .. Yaptığım her şeyi mutluluk adına yaparken, acıyı gördüğüm ilk yerde terk etmişim onu. Her konuşmamda acıdan bahsederken mutluluğun kalbini kırmışım farkında değilim. Ne bencillik ama.... Yaşadığım garip ve olağan hayata ayak uydurmaya çalışmaktan yoruldum. Hala çocuk bir yanım. Çukurlara girmeyi ve sonrada çıkmayı seviyorum ben. Akıl verenlerde aynısını yapmamışlarımdır sanki? Kimsenin kimseden farkı yok bu dünyada.. En güçlü olduğunu iddia eden insan bile, devrilir bir yumrukta hayata. İçimde beni kemiren düşünceler var. Her gece uyandıran ve sabahında da kaldırmayan. Hapşırsam çıksalar bedenimden ya da öksürsem yapışsa sana? Belki sende hissedersin içimdeki acıyı? Belki sana da bulaştırırım seni sevmeyi.. Ben seni hastalıklı sevdim ve tedavi olmayı da red ediyorum..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © pelin yetkin, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |