Bir deniz kıyısında bira içerken şahit oldum iç sızısına. Kalbim; bir bank yalnızlığı. Yalnızlığı yeni öğrenmiş gibiyim. Ruhum dingin; ruhum huzur peşinde. Yalnızlık ne de dert katarmış insana en muhtelif zamanlarda. En beklenmedik anlarda…

En beklenmedik anlarda şahlanır zaten hayatın kıvraklığı. Hep hazırsızız, hiç beklemezdim deriz. Beklemedim; ürkek bir çocuk sıfatıyla..

Bir dergidedir bazen saflık, bir köşe yazısındadır yazgın, bir kahve sıcaklığındadır aşk… ne de benzeriz birbirimize… deniz ne de çok şey anlatır bize. Farklı hikayelerde aynı noktaya takılır gözler. Bir saniyede geriye dönük kaç anı geçirir bir aşık? Bir sevdayı hangi insan yüreğinde her akşam telleyip budaklamaz? Kaç insan şu anda aynı yıldıza bakıyoruz belki demedi veyahut aynı gökkubbenin altındayız diye şükretmedi yaradanına!!!

İç sızısı oldu yalnızlığın.. yalnızlığın kor alev, albatros kuşu özgürlüğüyle okyanuslarda. Dönüşü kalbimce olmaması gereken bir yolcusun. Gitme desem gideceksin, gelme desem gelecek. Bu özgürlüğün bir gün beni kahredecek.


Sonra; sonrası olacak elbet. Zaman geçecek… denize koşacaksın, huzura, kalbin gibi seyredeceksin gün batımı kayıklarını. Gümüş zevraklar gibi olacak ruhun. Koşacaksın geleceğe, rüzgarla geleceksin kendine. Boşvermişliği bir kenara itip dolu dolu yaşatacaksın yüreğinin kadehini. Uyanacaksın ayrılıkla, yalnızlıkla dinleyeceksin yorgunluğunu. Ve iki dudak arasından tek bir sözcük fışkıracak sahilde ’yorulmuşum’ .. fark etmeden yorulduğuna tanıklık edecek ruhun sana.

Anladım ki bu yalnızlık akikten bir emanet gönlüme. Yokluğunun emaneti. Gözlerinden düşüşüm ufuktaki yansımana iten beni.


Sonra; sonrası olacak elbet… yalnızlık yavaş yavaş teklemeye başlayacak. Ve o başlangıçta gönül geri dönecek evine. Anlaşılmadan, çaba harcamadan kızılca kıyametten göğe yükselecek gözlerin. Cehennem yangınından çıkan yüreğin maviyle soğuyacak. Yüreğine rehavet çökecek zaman zaman. Beynin uyuşacak. Belki gözyaşı olacak yalnızlığın, belki iç sızısı ayrılığın. Ayrılık sadece ayrıntı sadece bir nokta devamı gelecek yazına. Tekrar sevecek, tekrar sevilecek tekrar yalnızlık olacak tekrar huzura koşacaksın… kırmızı olacak, sarıya kalacak, gökkuşağına sevdalanacaksın… sonra deniz kıyısında arayacaksın maviyi…işte bu kısır döngüde öğreneceksin; gülüp geçmeyi…

5 temmuz 2008
Muğla