Bana arkadaşını söyle, sana kim olduğunu söyleyeyim. -Cervantes |
|
||||||||||
|
Öylesine etrafa bakınırken barmenin yanına pejmürde görünüşlü bir kızın yaklaltığını farkettim. 14-15 yaşlarında uzun süre yıkanmamış gibi duran yağlı siyah saçları birbirine dağılmış, gözlerinin altı mosmor olan bu kızın hali dikkatimi çekmişti. Önümden geçenlerden görebildiğim kadadırla kızı izlemeye başladım. Barmene heyecanlı heyecanlı birşeyler anlatıyor ancak adam hızla kafasını sallayarak birşeyleri onaylamadığını gösteriyordu. Bir süre sonra adam kızı eliyle iterek yanından uzaklaştırdı. Kız kafası önde dans eden kalabalığın içinde kaybolmuştu. Onu gözden kaybedince bende biraz endişelenmiş, onun adına merak etmiştim. Kimdi? Barmene neler anlatmıştı? Aradan 5-10 dakika geçmişti ki omuzumda bir el hissettim. Elin geldiği yöne baktığımda karşımda o kızı gördüm. Şaşırmıştım. Birşeyler söyledi ama duyamadım. Kulağıma eğilip ''Merhaba'' dedi. Aynı şekilde karşılık verdim. Omzumdaki elini indirmemiş halde duruyordu. Onu daha net görüyordum. Felaket bir hali vardır. Yüzünde ve kollarında kabarıklıkları farkettim. Oturmak istediğini söyledi bende hemen yanımdaki boş sandalyeyi gösterdim. Birşeyler söylemek için yine kulağıma doğru eğildi. ''Şeyy, rahatsız ettiğim için özür dilerim ama çok zor durumdayım burada bana yardım edebileceğini düşündüğüm bir tek siz varsınız.'' dedi hızlıca. Sözlerine yalan diyemezdim çünkü üstü başı ve eğildiğinde burnumu zorlayan kesif kokusu zor durumda olduğunu kanıtlıyordu. ''Sorun ne'' diye sorar gibi baktım ona. Biraz düşündükten sonra tekrar konuştu. ''Abi ben uyuşturucu bağımlısıyım. Biraz mala yani uyuşturucuya ihtiyacım var ama bütün param bitti. Ablamın bilezikleri, annemin sakladığı düğün altınları filan derken suyunu çekti. Çalacak, satacak birşeyim kalmadı. Eskiden kendimi satardım onu da kabul etmiyorlar şimdi.'' Kızın anlattıklarıyla içinde bulunduğum ortamdan tamamen soyutlanmıştım. Dehşet içindeydim. Daha çocuk yaşta neler yaşamıştı. Anlaşılan benden de para istiyordu ama ona para vermekle iyi mi yoksa kötü mü yapacağım bilemiyordum. ''Anladım'' der gibi kafamı sallamakla yetindim sadece. Çocuğum yoktu henüz ama kendi çocuğumun başına gelmiş gibi üzülmüştüm haline. Böyle şeyleri sadece gazetelerde okur, ''Yazık'' deyip geçerdik. Oysa şimdi canlı, kanlı bir insan vardı karşımda. ''Ne kadar lazım?'' diye sordum. Gözlerime umutla bakıp, dudaklarını ısırdı. Parayı vereceğime inanmış gibi bir hali vardı. ''150 lira'' ''Kime vereceksin?'' Onu ilk gördüğümde konuştuğum barmeni gösterdi. Gizli bir sır veriyormuşcasına tekrar kulağıma eğildi. Müziğin şiddeti biraz azalmıştı. İçkim de yarım kalmıştı. ''O satıcıdır. Barmenlik yaptığına falan bakma. Şüphe çekmemek için hepsi. Gelen mallar ona teslim edilir o da görüştüğü satıcılarla anlaşır.'' ''Sen burada bekle'' deyip adamın yanına gittim. Beni görünce biraz endişelenmişti. Bir an kendimi Amerikan filmlerindeki FBI ajanları gibi hissetim, birazdan bir resim gösterecek ve ''Bu adamı tanıyor musun?'' diye sorguya çekecektim onu sanki. ''Baksana'' diye seslendim. ''Buyur abi?'' Bana mal vermesini söyleyip onda başka bir intiba uyandırabilirdim ama yapmadım. Biraz görüşmek istediğimi söyledim ve birlikte dışarı çıktık. Barmenin kapıdaki bodyguardı durduğunu farkettim ama görmemiş gibi davranmayı yeğledim. İsteseler bir hareketle beni fena halde tartaklayabilirlerdi. Adam hala endişeliydi. Korkutucu bir görüntüm mü var diye düşündüm ama yoktu. Sonra yine haberler geldi aklıma. Sanırım beni polis sanıyordu. Polis olmadığımı söyleyince rahatladı. ''Biraz önce senin yanına gelen bir kız vardı.'' ''Hangi kız abi?'' ''Numara yapma!'' ''Numara değil valla, hani bir sürü kız gelir buraya o bakımdan'' ''Hani şu kıyafetleri dağınık bir kız.'' ''Hııı.. eee?'' Cebimden 150 lirayı çıkardım. ''Al şu parayı, istediğini ver ona, bir daha da o yaşlardaki çocuklara öyle şeyler sattığını görmeyeyim.'' Bu son lafıma kulak asacağını sanmıyordum ama ağzımızdan çıkmıştı bir kere. ''O kız sürekli peşimizde zaten. Biz vermiyoruz ama hep geliyor.'' diye kendini savunuyordu ama parayı da almıştı. İçeri girdikten sonra masaya yaklaşırken kıza ''Git'' dercesine bir işaret yaptım. Hızla fırlayıp gitti. Alacağını alıp tuvalete koştu. Ardından barmen yanıma gelip oturdu. ''Abi kötü yaptın'' dedi. ''Birşey olmaz. Kurtaracağım bu kızı'' ''Sen öyle san, tuvaletten çıksın ne seni tanır ne beni.'' Bu sözlerden sonra biraz şüphelendim. Acaba haklı olabilir miydi? Sonuçta benden daha fazla görmüştür onu mutlaka. Artık parayı vermiştim. İşim şansa kalmıştı. Barmen hala kalkmamıştı. Eğlenceyi seyretmek istediği belliydi. Çevredekileri seyredip beklemeye başladık. Gözüm kızlar tuvaletinin kapısındaydı. Bu çok hoş bir hareket değildi ama ne yapalım? Sonunda kız çıktı tuvaletten. Ben hamle yapmak için kalktığımda yüzüme bakıp hızlıca kaçtı. Ben öylesine kala kalmıştım. Barmense karşımda gülüyordu. Haklı çıkmıştı. Ben kimdim, uyuşturucu bağımlısını kurtarmak kimdi? Olan beni 150 liraya olmuştu..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özgün Kaplama, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |