..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanatçı, toplumda uzun çalışma ve çabalardan sonra alnında ışığı ilk duyan insandır. -Atatürk
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > Figen Yarar




29 Aralık 2008
2009 Un Yaşanılabilir Bir Yıl Olması Dileklerimle  
Figen Yarar
Evet değerli dostlar;365 tane tertemiz sayfa var önümüzde.önceki sayfalarda yazamadığımız, ya da yanlış yazdığımız. İşte kalem de, silgi de bizde , ne dersiniz?


:AHII:




Evet değerli dostlar;365 tane tertemiz sayfa var önümüzde.önceki sayfalarda yazamadığımız, ya da yanlış yazdığımız. İşte kalem de, silgi de bizde , ne dersiniz?

Ben başladım bile:)
acısı, tatlısıyla bir kaç saniye içinde bir diğer yıla merhaba diyoruz..Diliyorum ki, karşıladığımız bu yeni yılda, yüzünüzden gülücükler,yüreğinizden sevgi, ömür bahçenizden mutluluk gülleriniz eksik olmasın..Barışın, sağlığın, huzurun ve tabiî ki bunların olmasındaki katkısını küçümseyemeyeceğimiz bolca paranızın olması dileğimle, Sevgi,saygı ve dostlukla MERHABA..



Evet böyle demiş ve umutla çevirmiştim (tik) yüzümü (zü) 2008 e…!!!

Biz çevirsek de o pek yüz vermedi bize. Dünya ve dolayısıyla Ülkemiz için iyi bir yıl değildi kuşkusuz.
Bir çok işyeri kapandı, bir çok kişi işsiz kaldı, bir çoğumuzda sıra bizde mi diye bekliyoruz.

Hiç etkilenmedim diyenimiz yoktur mutlaka ama en az etkilenenimizin bile çevresinde olan bitenlere duyarsız kalamıyor ve bir şekilde etkileniyor. Sanırım artık bu yaşananlar hepimize ders olacak, Olmalı diye düşünüyorum.



Artık lüks otellerde yapılan yeni yıl partilerine katılıyorken, sofralarında belki ekmeği bile olmayanları düşünme zamanı değil midir?

Sıcacık evlerimizde , sıcacık çaylarımızı yudumluyorken ve kar yağışını büyük bir keyifle seyrediyorken hatta elimizde yıllanmış bir şarap kadehiyle şöminemiz karşısında yanan odunların çıtırtıları ve dev ekranımızda çalan ”her yerde kar var” ile nostalji yapıyorken, düşünme zamanı değil midir?

Kimleri mi? Evlerinde soğuğu ta ciğerlerinde hissedenleri, pencerelerini naylon ile kapatan, bir yudum sıcak çay yada çorba kaynatacak ocakları olmayanları, bir yılı değil bir sonraki günün düşünenleri düşünme zamanı değil midir?

Taksime düştü yolum, hava epey soğuktu ama donmama ve şaşkınlığıma neden havanın soğukluğu değildi. Uzunca bir süre baktım ve düşündüm hatta kendi kendime konuştum delimidir bakışlarına rağmen. Delirmemek mümkün değil aslında da hala nasıl muhafaza ediyorum azda olsa olan aklımı şaşkınım doğrusu.

Akarsu gibi asılmış onca ışık seli, bir o kadar diğer süslemeler, vallahi pes…!!!
Uzaylı birinin yolu düşse dünyadaki krizin buraya uğramadığını düşünür hatta kriz bir yana bolluk refah içinde bir şehir diye geçirir içinden.

Değerli dostlarım; ben bu yazımı kaleme alıyorken birkaç yıl öteye gittim öncesi ve diğer yıl karşılama ve uğurlamalarımda kaleme aldığım yazılara göz attım. Sanırım büyümek ya da olgunlaşmak bu olsa gerek. Yaşadığım her yılın az da olsa bana bir şeyler kattığını gördüm, umarım nefes aldığım sürece de bunlar çoğalır. Karşılayacağımız 2009 da bizleri neler bekliyor bilmiyoruz ama umuyorum ki artık daha duyarlı olabiliriz. Hiç birimizin yarını garanti altında değil, sorumluluklarımızı bir kez daha gözden geçirmeliyiz .Başımızı soktuğumuz bir çatımız varsa , eğer ailemizle bir masa başında toplanıp yemek yiyebiliyorsak şükretmeliyiz diye düşünüyorum.

Umarım tüm dünya için YAŞANILABİLİR bir yıl olur 2009..

Saygılarımla; İyi ve mutlu yıllar..

Figen YARAR

29/aralık/2008


Bir Yıl Daha Biterken


Geçtiğimiz yıl Avrupa yakasındaydı yeni yılı karşılama mekanımız ve saat 18 de çıktık yola gideceğimiz yere 22-30 da varmıştık, bu nedenle bu yıl Anadolu yakasında yani oturduğumuz yakada bir yer seçtik. Saat 19-30 da çıktık yola, 1 saat yeterli diye düşündük ama gideceğimiz yere 15 dk da varınca şaşkındık, bir ara eşim emin misin canım bu gün 31 aralık mı diye sordu personelden önce mekana gitmeme kararını aldık ve bu rahatlıkla sahile inip biraz martılarla sohbet ettik.

Sen de zamana yenik düştün işte, bitti saltanatın 2005. Kimileri için olumlu, kimileri için olumsuzdun, ama bittin işte….

Evet ilk gelişin kutlandı tıpkı yeni yıl kutlamaları yapılan 2006 gibi, zaman dolduğunda 2007 ye devredeceksin saltanatını tekrar..



Bir çok şey fark ettim yine, Köşkübaci, 2005 ten 2006 yı adımladığım yer, ortam güzel, mutfak zengin, çeşit ve lezzet açısından, TSM müziği, Anastasya ve Burçin’in doğaçlamalarla – dansla dolu Yunan müziği, konuk sanatçılar, kısaca güzeldi her şey.

Ama şöyle bir gözlemledim de çevreyi , gerçekten burada olmaktan mutlu kaç kişi vardı? Personelden müşteriye, sanatçısından patronuna.; Önce kendimden başlasam, aylardır çok yoğundum, ruhen ve bedenen yorgun, rahat bir kıyafetle, ayaklarımı uzatıp salaş bir şekilde 1 saniye sonra ne yapacağımı bilmeden özgürce bırakmalıydım kendimi evimdeki koltuğa., ah biz insancıklar ne için bunca tutuklamak kendimizi? İnanın abartmıyorum, gözlemlediğim her kişi orada olmak vazifeymiş gibi davranıyordu ta ki alkolün verdiği rahatlığa kadar, masa altlarında ayakların sivri topuk ayakkabıları usulca terk edişlerini gördüm, kravatların önce gevşetilip sonra çözülüşünü, hatta ceplere gönderilişini, koltuklardaki dik oturuluşlardaki yerini evdeki benimsenmiş koltuklardaki uzanma özlemlerini..O halde neden hala buradayız?

Biliyorum ki eşim de beni yormasın ve rahat edeyim çabasındaydı dışarıda bir kutlama düşünürken, bir çoğu da eşine dostuna dışarıda kutlama yapmanın havasında gelmişti buraya, bir kısım da yalnızlığını giydirmek istemişti bu yalnız kalabalıkla..

Zamanımızı yalnızlığımızı kalabalıklaştırma savaşıyla geçiriyoruz, ama özlemlerimizle varız ve galip hep hayallerimiz.Çocukluğumuzu, gençliğimizi, erişkinliğimizi bile bile zaman aşımına uğratıyoruz, Bir dövme gibi geçmişi resmediyoruz yüzümüze , hep geride kalanlar için ah ediyor, gelecek için bir mücadele vermiyoruz.

Bir göz göze gelebilsek kendimizle görmezden gelmesek artık.. Bu ikilemin anaforunda boğulurken bile boğulduğumuzun farkında olmamak. Bu geceye dair bir sürü belge var resmettiğimiz, fazla değil bir yıl sonra baktığımızda hazan sarısına dönüşecek gülcelerimiz.

Bu kadar zor mu özgürlüğün kollarına bırakmak kendimizi?

On, dokuz, sekiz, yedi, altı, beş, dört, üç, iki, bir ve kocaman bir sıfır işte yine oleyyy sesleri içerisinde, nereden çıktık ki, nereye gidiyoruz, neyi kutluyoruz? Bir yaş daha yaşlandık, yada bir yılı daha boşa harcamışlığımızı mı?

Her şey eskisi gibi işte, kalabalıklar içindeki yalnızlığımız, kimse değişmiyor..

İşte gecenin benim için en güzel anı! Bir şiir okunuyor ve kapattım gözlerimi dinliyorum alkış seslerine aralanıyor ıslanmış kirpiklerim. Ardından Türkçe ve Yunanca düeti kulaklarımızda.

OLMASA MEKTUBUN

Olmasa mektubun,
Yazdıkların olmasa
Kim inanırdı
Senle ayrıldığımıza.

Sanma unutulur,
Kalp ağrısı zamanla
Her şeyi unutarak
Yaşanır sanma.

Neydi bir arada tutan şey ikimizi
Birleştiren neydi ellerimizi
Bırak bana anlatma imkansız sevgimizi
Sevmek birçok şeyi göze almaktır.

Baksana geçmişe,
Ne çok anıyla yüklü
Nerde o taverna,
Nerde sinema

Harcanmış zamanla
Yeniden yaşanmaz ki;
Geç kaldıktan sonra
Arama boşa!

MURATHAN MUNGAN



OLA SE THIMIZOUN


OLA SE THIMIZOUN APLA KE AGAPIMENA
PRAGMATA DIKASOU KASIMERINA
THAN NA PERIMENUN KAFTA MAZI MEMENA
NARTHIS KE AS XARAKSI
GIA STERNI FORA

OLIMAS I AGAPI TI KAMARA GEMIZI
SAN ENA TRAGOUZI POU LEGAME KE IDIO
PROSOPA KE LOGIA KE TONIRO POU TRIZI
SAN THA KSIMEROSI TI SAN ALISINO

OLA SE THIMIZOUN APLA KE AGAPIMENA
PRAGMATA DIKASOU KASIMERINA

OLA SE THIMIZOUN I PIO KALIMAS FILI
ALOS STI TAVERNA ALOS SINEMA
MONIMOU DIAVAZO TO GRAMA POU XES STILI
PRIN NA FILISOUME PROTIMAS FORA

OLIMAS I AGAPI TI KAMARA GEMIZI
SAN ENA TRAGOUZI POU LEGAME KE IDIO
PROSOPA KE LOGIA KE TONIRO POU TRIZI
SAN THA KSIMEROSI TI SAN ALISINO



Bir yeni yıl karşılaması kalabalığında her zamanki çelişkilerimle boğuşuyorum yine ve gece boyu da süreceğe benziyor.

Doğruyu yanlışı ayırt etmeyi bilerek, buna karşın yine de yanlış davranmak nasıl bir mantıkla açıklanabilir ki.


Beni anlamanızı beklemiyorum, ben anlayamıyorum ki kendimi.

Yaşadığımız hayat istediğimiz hayat değil, özgürce yaşayamadıktan sonra, bizim de değil..

Merhaba 2006
Kim bilir sana veda ediyorken de hangi çelişkilerle boğuşuyor olacağım.

01/ocak/2006

2006 ya veda derken


Bu yıl hiç olmadığım kadar baş başa kaldım kendimle.Bir çok kangren ilişkiyi kestim tek, tek ve budanmış da olsa sevgilerim yenilerini yeşerttim yeniden.Es geçtiğim ve ötelediğim bir çok ertelenmişliklerimi aldım sıraya, meğer ne güzelmiş kendinle sulh olmak, kendini sevdiğini bilmek ve kendin için bir şeyler yapabilmek. Sorunların bir kısmı düşünce yoluyla, insanın kendisini sorgulamasıyla ve kesinlikle dürüst davranmasıyla aşabiliyor insan.

Her ne olursa olsun, bugün; ailesini, işini, sevdiği her şeyini kaybeden ve hatta borcun içinde yüzen, insanlar için dahi! daha da fazla kaybedeceği bir şeyler muhakkak vardır , bu yüzden asla pes edilmemeli ve cesurca sorgulamalıyız kendimizi diye düşünüyorum.

Ada yaşamı, doğal sevgilerle kucaklaşmak, doğal beslenmek, kısaca doğal yaşamak, yalansız.Sınırları belli ada yaşamında sınırsız oluyor yaşam isteğiniz ve görüşünüz.Bir çok şeyden mahrum kalıyorsunuz yaz sezonu bittiğinde ama bu mahrumiyet size öyle güzel, öyle özel geliyor ki tahmin dahi edemezsiniz.Bir kere çok daha fazla yaratıcı oluyorsunuz, yarattığınız her şey ne kadar var olduğunuzu hissettiriyor size.

Evet dünlerle bu günü harmanladığımda, yarın için çok daha umutluyum şimdi. Daha bir güzel bakıyorum yaşama, acılarımı da sevmeye başladım , mutluklarım gibi ve tüm duygularımla barışık olmayı ve savaşmayı tabi ki her tür zorlukla.

Bu yılı bitirirken özel bir plan yapmamaya karar verdim , o anki ruh halime göre hareket etmeye.Yıllarca ağırladım, ağırlandım, artık özgür olmak istiyorum.

Bir dilek tutuyorum 31 Aralık gün ve gecesi için, diz boyu kar istiyorum , hem beyazı, hem de ayazı kucaklamak için, Beyazı kucaklama isteğim tertemiz yarınlar için, ayazı kucaklama isteğim de, yaşadığım tüm yangınları söndürmek için.Umarım bu dileğim olur.


Umuyorum ki 01/Ocak/2007 de daha da güçlü olarak devam edebilirim hayatıma ve yine sizlerle paylaşabilirim.

Evet gönül dostlarım. Hepinize Öncelikle sağlıklı, huzurlu, bol kazançlı, başarılı, aşk ve mutluluklarla dolu , şiir güzelliğinde bir yıl diliyorum.Her şey gönlünüzce olsun.

18/Aralık/2006
Aralık/İstanbul günlüğü

Figen yarar



Bir yıldan , bir diğerine geçmek..!! "KISMETSE"


Eşim ve doslarımızla birlikte , Maltepe " KÖYİÇİ restauranta" karşılıyorduk 2008 i..


Biliyor musunuz ?
Geçtiğimiz yıl ilk kez bir duyguya kapılmıştım.2006 ya veda ederken, 2007nin vedasını görebilecek miyim? acaba diye.Şükür görebildim..Diyordum ki..

bu sözü söylediğimde saat 22:00 sularıydı.Eşim birden "KISMETSE" demez mi.Kahkahalarımız diğer masalardaki tüm yüzleri bize çevirmişti.Ben şaşkın, şaşkın bakıyorken, eşim ardından bir fıkraya bağladı bu güzel , bir o kadar düşündüren 2007 nin son esprisini.

-Nasrettin hoca sabah erkenden kalkmış tarlaya gidecek, homurdanarak bir yandan giyeceklerini arıyor, bir yandan ruhunu, ruh bedenle buluşmamış henüz ki, habire söyleniyormuş..Karısı hoca efendi ne söylenip duruyorsun demiş.Tarlaya gidiyorum, sen uyuyorsun, ben giyeceklerimi bulamıyorum demiş.

Karısı;
"Kısmetse" de hoca efendi deyip ardını dönüp, uykuya devam etmiş.Neyse bizim hoca, kazma,kürek sırtlanmış çıkmış yola.Tam tarlaya yaklaşmış ki, 3 eşkıya hocaya sormuş.Efendi falanca köye nasıl gideriz?Şu dağı görüyor musunuz?O dağın ardında demiş.Sinirlenen eşkıyalardan biri , bana bak doğru dürüst yolu tarif et yoksa kötü olacak demiş.Hadi oradan, ateş olsanız curmunuz kadar yer yakarsınız demiş ve yola devam etmeye kalkışmış.Havaya iki el ateş eden eşkıya düş önümüze ve bizi oraya götür deyince hoca olayın vahametini anlamış.Yaklaşık yedi saatlik bir yol sonrası köye varmışlar.Tabi dönüşte o kadar olunca hoca tarla yerine eve dönmüş.

Kapının çalındığını duyan karısı kim o deyince, hoca cevap vermiş.

"Kısmetse "ben geldim karıcığım:)) -

Ya işte bay Yarar;
bende 2008 e merhaba dedim, "Kısmetse" 2009 a da merhaba demek istemiyle hem de:))


Evet değerli dostlar;365 tane tertemiz sayfa var önümüzde.önceki sayfalarda yazamadığımız, ya da yanlış yazdığımız.işte kalem de, silgi de bizde.ne dersiniz? ben başladım bile:)

acısı, tatlısıyla bir kaç saniye içinde bir diğer yıla merhaba diyoruz..Diliyorum ki, karşıladığımız bu yeni yılda, yüzünüzden gülücükler,yüreğinizden sevgi, ömür bahçenizden mutluluk gülleriniz eksik olmasın..Barışın, sağlığın, huzurun ve tabiî ki bunların olmasındaki katkısını küçümseyemeyeceğimiz bolca paranızın olması dileğimle, Sevgi,saygı ve dostlukla MERHABA..


Figen YARAR

01/01/2008

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Nice Senelere
Gönderen: İsmail Sarıgene / , Türkiye
30 Aralık 2008
Yüreğinin bir martı yüreği beyazlığına eklenecek yeni 365 günün size ve sevdiklerinize mutluluk, huzur, sağlık ve bolca yürek demindeki yazı getirmesi dileğiyle.. Yüreğinin kalemi bu senede susmasın ki, geçmişin karanlığından geleceğin aydınlığına sizin mürekkebinizle geçelim Figen abla.. Tekrar nice senelere.. Saygılarımla... Kardeşin İsmail




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Siz Hiç Cennette Kadeh Kaldırdınız mı?
Bir Yıl Biterken
Islak Ekim
Aykırıyım Ama Prangalı//21 Mart Dünya Şiir Günümüz Kutlu Olsun.
Suçluyum
Ben Sussam Da!
Gökyüzü
Adı Turan /seni Özlüyorum
Arkası Yarın Dertler
Düşünmüyorum

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Tutkuların Müebbet Esareti [Şiir]
Denize Doğmak Masmavi Bir Şiirle [Şiir]
Eylül ve Katre-i Matem [Şiir]
Hoşça Kal Eylül [Şiir]
Elveda Derken [Şiir]
Firardayım [Şiir]
Susuyorum Kendime [Şiir]
İçi Boş Başaklar Gibiyim [Şiir]
Varsanı [Şiir]
İstanbul [Şiir]


Figen Yarar kimdir?

bulur nasılsa kırılacak dal bu gövdemde uslanan rüzgar ağlayıp bir yastığın koynunda yatar mı “çürümüş lal” Figen YARAR

Etkilendiği Yazarlar:
Nazım Hikmet, Suna Tanaltay, Doğan Cüceloğlu, Atalay Yörükoğlu


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Figen Yarar , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.