Bilinç ruhun sesidir, tutkular ise bedenin. -Rousseau |
|
||||||||||
|
-Her şeyi gördüğünü sanıyorsun. O kadar derin mi gözlerin? -İşte sen bunu bilemeyeceksin. Çünkü hiç bakmadın. Seni gömeceğiz birazdan. Hiç olmamışsın gibi olacak hem de azıcık sonra. Bir eksik umurunda mı sanıyorsun hayatın. Gömüleceksin az sonra, bu dünya yutacak seni de ve bir eksik bir zaman sonra hiç hatırlanmayacak. Sana söylemiştim. Halbuki kalmalıydın. Doğmamış çocukların kanatlarının kırıldığı yerdeyiz, yakışmıyor değiştirmeden gitmek. Hiçbir ölüm onurlu değil, her gidiş kahpece. Halbuki söylemiştim üşüyorsun sadece hepimiz gibi, fark edince geçecek. Bir şarkı gibi yürüyünce yollarda, bir ıslık gibi ince düşününce ve kapatmadan gözlerini durunca keskin rüzgarlarda, bitecek... Düşü/yordum. Hatta hayra yordum. Hata mı bilmiyorum ama bir yerlerde mesela bir uçurumun kenarında öylece dururken saçlarını uçuşturdum rüzgara, sonra emanet ettim gün doğumuna içten bir gülümsemeni, bir de gökyüzü var mesela ama sana söylememiştim belki de hepsi tek bir gün içindir, sadece o gün içindir ömür, bilinmez ki. - Yarın yağmur yağacak sanırım. - Bu bir temenni mi, his mi? - Bilmem. Belkide bir ihtimal sadece. - İhtimalleri düşünerek günleri şekillendiremem. - Biliyor musun aslında bu da bir ihtimal. Ve şimdi yağmayan yağmur ihtimalinde selleri, afetleri öğretiyor kitaplar. İyi haber yok buralarda hani ihtimali var mı o da meçhul. Kuraklıktan, sellerden ve kapıdaki afetlerden bahsediyorlar bir de yaşamanın sadece bir ihtimal olduğundan. Alıştırıyorlar yani gitmelere çünkü kalanlar fazlalaştıkça kişi başına düşen mutluluk kayda değer azalma gösteriyor. Sahi hep merak edeceğim. Neye inanıp gittin? Kendine mi? Hiç söylemedim değil mi insan kendine de yalanlar söylüyor fark ettirmeden. Son değilsin kendine susan, ilk küsen olmadığın gibi. Burada; tam da dünya seni sindirmeye hazırlanırken, bardaktan boşalan yağmurun altında sana iyi dileklerimizi gönderiyoruz. Gitmek bir söz olmaktı, kalmaksa durup biriktirmek. Birileri sözünü söyler gider, kalanlar hatırladıkça biriktirir. Henüz uğrunda ömür harcanacak bir söz edilmedi belki ama, senin sözün neydi? Sahi hiç sormadım değil mi?
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Başak İşur, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |