Dünyada birbirinin eşi ne iki görüş vardır, ne iki saç kılı, ne de iki tohum. -Montaigne |
|
||||||||||
|
Şu akşamın karanlığında ayağımda sallarken seni küçücük turuncu çoraplı ayaklarını tuttum.Tombul bacaklarını okşadım.Sonra düşündüm.Bu küçücük ayaklar benimle neler yaptı diye.Önce küçük çaplı başladık beraber bir yerlere gitmeye.Parka,markete,çarşıya,eş dost ziyaretine.Sonra canımız sıkıldığı için başladık İzmir’e ,Karşıyaka’ya ,gönlümüzü avutacağımız çarşı,pazar türü her yere.Önceleri hep yattın ya da biraz doğrulup oturdun.Sonra yarıyıl tatiline girdik.Annende öğrenciler gibi tatile girdiğinden önce soğuk diye evde oturduk.Sonra çok sıkıldık bizi çağıran bir arkadaşımın yanına Uşak’a gitmeye kalkıştık.kalkıştık dediysem sadece sen ve ben.Kalkışan ben eh gelende sen.Ben şimdiye kadar ki yatışlarına güvenerek biniverdim trene.Biraz uyudun önce ama sonra uyandın.Nereye gittiğimizi merak ettin.Sallanan büyük uzun bir odadaydık.Daha ayakların zorla yere basıyordu.Tutuna tutuna kalktın,trenini hareketleri izin vermez senin paytak yürümelerine sen azmettin düşmedin ama ben korktum.Anlaşılan rahat oturamayacaktık eskisi gibi.sen o zaman on bir aylıktın hatta onu da doldurmuştun yaşına sayılı günler vardı.Arkamızdaki kızla cee oyunu oynadın.O gün sen fazla uzaklaşmadan önce Eşme’ye sonrada Uşak’a geldik.Öyle güzel geçirdik üç günümüzü.Sıcacık sobalı odalarda yattık.Mısır patlattık Çerezler için bile sofralar kurdu bize ev sahibi.Ama sen yemek yemiyordun fazla O zamanlar da üzüntüm buydu.Neyse çok güzel geçen üç günün ardından dördüncü gün yine istasyona trenimize geldik.Bindik kırk beş dakika uyudun.Sonra bir kalktın ki o kalkmak.Önce vagonlar boştu, nasıl yürümek istedin.Tek başına yürüyemezsin seni yürüttüm yürüttüm doymadın.Alaşehir ‘de vagonlar doldu.Bu seferde iki vagon arası kapıların olduğu boşluğa çıkacaksın ısrarlısın ağladın kendini yerlere attın.Etraf insan seli gibi insanlar neredeyse üst üste oturacak ,nasıl bunalmıştım o gün.Verdiğim yiyecekleri yemeyip meme emmek istiyordun sadece.Bu da o kalabalıkta ne mümkün.İşte o gün trenden inerken bundan sonra Ecesu’yla hiçbir yere gitmeyeceğim dedim.Ama sende tahmin edersin bu sözümü hem gezmeyi çok sevdiğimden hem de görmediğim daha çok yer olduğu için tutamadım.Trene binmedim ama otobüse hatta uçağa binerek yaz tatilinde gezilere çıktık. Sonradan anladım o yürüme hevesinmiş ve yürüyememenmiş seni trende o kadar yürüme heveslisi yapan.Sonra otobüslere bindik yapmadın demek ki trenmiş genişliğiyle seni yürümeye teşvik eden.Seni seven annen.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © aslı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |