Işık verirseniz, karanlık kendiliğinden yitecektir. -Erasmus |
|
||||||||||
|
yalan ve kadın.. Ruhumun içinde cam kırıklıkları gibi canımı yakan kırıklıklar ve acıtan sancılar içinde kendime söylediğim yalanlarla birlikte herhangi bir gece içinde olmak, yarının korku dahilinde ayrılıklar ve ihtiraslar getireceği gerçeği gözlerimdeki rengi siliyor yerine korkudan bembeyaz olmuş bir nokta koyuyor. Herkesin ve herşeyin aynı anda yalan olduğu zamanlar bilirim ben. Söylenen tüm güzel sözler, aşk fısıltıları, sevişme inlemeleri, tatlı bakışlar, hoş sohbetler, ufak dokunuşlar, heyecanlar ve kalbin yerinden çıkması; diğer herşey gibi yalan. Bir kadının sözlerine inanmak için ya kadın olmak gerek yada sağır dilsiz ve kör. Görmemeniz gerek veya konuşmamanız, duymamaız gerek veya hiç inanmamanız. Gecenin herhangi bir saatinde ruhta açılan yaranın kurşun yarası gibi kanarcasına canımı ruhumu yakması, beynimi alıp piç etmesi günah. Sözlerimin ve yaşadıklarımın tamamının kadınlar tarafından alaşağı edilmesi haram. Bir kadına inanmak bir kediye inanmaktan bile saçma. Günahlar üstüne bir memleket inşa edilseydi eminim ve kesin kez biliyorum ki en büyük sakinleri kadınlar olurdu. Bizi doğuran büyüten bir kadın diye düşünürüz çoğu vakit ve bilmeyiz aslında farklı kadınlar diye bir şey yoktur tüm kadınlar aynıdır. Yaşattıkları acı aynıdır, sadakatsizlikleri aynı düşünceleri ve davranışları aynı, geceleri aynı ve gündüzleri aynı. Kadınlar üzerine söylenilecek en büyük söz asla bilinmeyen yalanlar ve sadakatsizlikler üzerine inşa edilendir. Ruhumun ve bedenimin aynı anda yanması, bir kor ateşin içinde erimesi, beraberinde yaşanılan herşeyin bir mürekkep kıvamında avuçta kalması yazık. Dünyada öyle bir kadın yoktur ki uğruna acılar çekilsin ve hiçbir kadın yoktur ki uğruna gözyaşı dökülsün. Yaptığımız ve yapacağımız herşey bize sadece biraz daha acı yaşatmaktan öteye gitmeyecek, aşk derdinden muzdarip sadece erkekler olacaktır. Gözlerimizin bazan görmemesini isteriz bazan dilimizin lal olmasını da ve kulaklarımızın sağır olması da temennilerimiz arasında sıralanabilir, lakin sadakat ve aşk üzerine inşa edilmiş herşeyin yıkıcısı ve deprem tanrısı kadınlardır. Kadınlar çocuklarımıza anne olabilecek vasıflarda olabilirler ama asla ve katiyen bize şeref namus kavramında iç rahatlatacak kadar onur ve gurur bahşetmezler. Hiçbir kadın yoktur ki aşk acısı yaşayan erkeği görsün ve acısına merhem olsun. Kendimi bilmeye başladığım zamanlar zarfında günahlarımın tamamını bana bunları işleten kadınlara yoruyorum. Bana günah işleme ve sonrasında bundan utanmama duygusunu yaşatan kadınlara. İnançlarımız doğrultusunda kendimize edindiğimiz herşeyde en büyük handikap ve eksiklik inandığım ve değer verdiğim herşey üzerine yemin ederek söyleyebilirim ki kadınlar ve onların kurmaca hikayeleri sonucu bizim pasif oyucular olmamızdır. Hiçbir kadına inanmayacağıma dair ettiğim yeminin üzerinden tam altı yıl geçmesine rağmen hala yeniyetme bir talebe gibi bir kadına inandığım için kendimi ne kadar cezalandırsam azdır. Söz yetmez acıyı ve sancıyı dindirmeye, asla. Tanrının bile gücü yetmez bir daha kırılan vazoyu birleştirmeye, kırılan onuru düzeltmeye hiçbir aşk. Hiçbir yemin geri döndüremez o sadakati bir daha. Hiçbir cümle hiçbir izah kulakları esir alamaz bir daha. Hiçbir öpüşme ve hiçbir sevişme eskisi gibi berrak bir okyanus dalgası gibi olamaz. Yitirilen bazı şeylerin ardından hiçbir teminat artık para etmez. Maneviyat denilen hassasiyetin dışında, varolan görünmeyen ve fakat elle de tutulamayan olgu artık kabuk bağlamaz bir yara halini aldığı gibi kangren olma riski de kabul gören bir gerçektir. Bilinmezlikler diyarında kadim günah pınarında bir damla su içmek gibi bir duygu aldatılmak. İhanete uğramak eski çağlarda bir kasabada balık avlamaya çıkan birinin sırtından hançerlenmesi gibi kalleşçe bir hayat. Kadınlar için edilen yeminler hükümsüzdür tanrı katında. Söylenen sözler tüm güzelliğine rağmen çamur deryasında bir balçıktır. Hakedilmeyen ne varsa haramdır kainatta –ki buna aşk ve sadakat da dahildir. Hiçbir zamanı ve mekanı ayrıcalıklı kılmamak gerekir içinde bulunan kadın denilen faninin. Cennet ve cehennem ayrı ayrı inşa edilmiştir umarım -ki içinde kadın bulunan cenneti kadınsız cehenneme tercih etme gereksinimi doğurmasın. Tüm güzellikler kadınlarda toplanmıştır diye yüzyıllardır inanılan peri masallarına ve havva anamızın adem babamıza kazığına inat hala saf bir çocuk edasıyla komik olan inancımız su götürmez bir hiçlik taşırken, bizim aslında binlerce yıldır kadınlara gösterdiğimiz bu inanma gayreti ve çabası kendimize söylediğimiz yalanların sonuncusu ve talan edilen ömrün katran karası zamanı. İnandığım kadınlar öldüler diye biliyorum en son. Beni öldüren, inancımı öldüren ve bitiren kadınların yaşadığına inanacak kadar masum değilim artık. Bazan öldüklerini düşününce içimde yayılan bahar serinliğinin ürperten havası ruhumda oluşan cam kırıklıkları gibi can kırıklıklarını onardığını hissediyor, o vakit acımasız diye bilinen kalbimin gözlerime ağlamalarını emrettiğini hissediyor bundan inanılmaz gurur duyuyorum. Hiçbir kadın hiçbir sözü doğru söylememiştir, söyleyemeyecektir. Açık ve basittir; kadınlar doğru sözü unutalı bilmem kaçbin aşk yılı oluştur. Sadakatsizlik; kadınların kendilerince yaşadıkları geleneksel bir bayramları ve erkeklerin günah saydığı kavramları olmuştur. Güzel ve iyi kadın yoktur. Yalanı ve hayatı kurnazca harmanlayan kadın vardır.. 23/05/09 saraç..
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © seyfettin araç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |