Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Kar yağar kentimin üstüne, doğumgünümde yalnız kalabalıklarla girerim, karanlıktan korkmaya başlarım sensiz gecelerimde ve ben seni özlerim.. Beyaza boyar kentim rengini, mevsimler değişir sen yokken benimle ve ben kentimden uzakken senden kaçarken, aşk kaybolur sokaklarında ıssız bir şekilde kentimin ve ben seni özlerim.. Kelimeler ararım yokluğunda yaramı saracak, gözlerimdeki hüznü atacak aşk denilen saltanat kayığına yeniden bindirecek, gözlerini ararım gözlerimi yaşatacak, kar yağar kentimin üstüne ve ben seni özlerim.. Mevsimler değişir kentimde sen yokken, her ilkbaharda kokun içime işlerken, yaz acını hiç yaşatmazken, yapraklar düşer ağaçlardan teker teker yağmurlar ardından sonbahar da biter ve iklimler değiştikçe ben seni özlerim.. Çocuklar konuşmaya başlar, kimileri ilkokula adım atar kimileri ilkgençlik heyecanıyla yaşar, kadınlar aşkı yakalar ve yüzüğü alacağı günü hesaplar, erkekler baba olmanın vereceği heyecanın hayaliyle yeni hayat kurarlar ve kar yağar hayallerimin üstüne ben seni özlerim.. Arkadaşlarım tek tek nikah masasına oturur, en bahtsız olanı en sevdiğine kavuşur, karakter yoksunları hayat ağacında bir salıncak bulur, yağmur çamur demeden kahkahalar içinde rüzgara meydan okur, üşümeye başlarken ben durmadan gözlerini düşünür ısınır ve ben seni özlerim.. Dünya her zamanı bir sınav gibi yaşatırken hayatın manasız duruşuna anlam bulamazken tek anlam verdiğim sen’i düşünür hayata daha sıkı tutunur, güzel olan ne varsa seninle bağdaştırırım ve kar yağar kentimin üstüne ben seni özlerim.. Gri bir bulut gelir kentimin tepesine ve mutsuz maskelere döner tüm yüzler, her yüzde gülümsemeni ararken anlamsız ve manasız karakterler tanırım kadın kılığına girmiş ucubelerden, korkarım mutsuzluktan ve ben seni özlerim.. Hayat hakkımdaki herşeyi ters yüz ederken zamanlı zamansız, sevdalara kucak açıp hep acıyı kucaklarken yokluğunda acı çeken ben, durmadan sancılar içinde dönüp dururken uyku zamanlarımın en muhteşem serüvenlerinde, aşk kokusu yastığımı yatılmaz kılar ve ben seni özlerim.. Dakikalar saatleri saatler günleri günler ayları aylar yılları döne döne değiştirdiğinde ve her yeni yılın ilk zamanlarında sensiz olacağı korkusunun içimde derin bir yara açtığını hissettiğimde; kar yağar zamanlarımın üstüne ve ben seni özlerim.. Varlığında beni mutlu eden yağmurun yokluğunda yakması, kenti aşk bahçesine döndüren kar’ın hayatımıza beyaz bir sayfa gibi konması, gözlerinin içime kar taneleri gibi girmesi ve hüznümün en derin çukurunda yalnız kalışım, aşk yağar kentimin üstüne ve ben seni özlerim.. saraç.. 30/12/08 harbiye
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © seyfettin araç, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |