..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Hata! Klavye bağlı değil. Devam etmek için F11'e basın...
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Doğa ve Dünya > harun şeker




31 Mayıs 2009
Yerköprü'den Taşkent'e  
KONYA-HADİM-TAŞKEN'TE DOĞRU

harun şeker


Asıl şelale burada ama bilen yok.


:BEAB:
YERKÖPRÜ ŞELALESİ’NDEN TAŞKENT’E
     Geçenlerde Göksu’nun çıktığı kaynakları Torosları dolaşmıştık. Bu hafta da Göksu’nun yoluna devam ettiği alt kısımlarını dolaşalım istedik. Bozkır’dan Yerköprü Şelalesine yola çıktık. Bozkır’a mesafesi seksen km kadardır. Sarıoğlan’dan Hadim yoluna saparsan, Eğiste yokuşunu geçip, Kaplanlı Köyünden tekrar sola dönünce 10 km sonra şelaledesiniz. Yollar biraz zorlu geçiyor ama oraya varınca vardığına değiyor değiyor. Çocukluğumdan beri devam eden yol genişletme bitmemiş. Nedense bu dağ ilçeleri yolları asırlarca sürüyor. Malum Bozkır-Alanya yolu gibi Hadim- Ermenek yolu da aynı yılan hikâyesi. Çok kazalar oldu o Eğiste yolunda. Önce inmek için uğraş sonra da çıkmak için.
     Yerköprü Şelalesi’ne varınca biraz bahçe yollarından geçmek zorunda kalıyorsun. Şelalenin üstünden manzarayı seyretmeye derman yetmez. İşte şelale bu diyorsun. Elli metre kadar yükseklikten aşağı uçuyor su. Yolun altından geçen su ile yukardan düşen su birleşiyor. Yani üstten su aşağı şelale oluştururken biraz geriden batan su aynı yere çıkıyor. Adı üstünde Yerköprü. Doğal bir köprü oluşturmuş dağ. Üstünde bahçeler var, yol var. Başka bir yerde olsa bu güzellik tüm dünyaya tanıtırdı. Ama bizim gereken ilgiyi gösterdiğimizi sanmıyorum. Manavgat Şelalesi diye övdükleri yere gitmiştim geçen yaz. Şelale nerde diye sorunca oradan gösterdiler. Bende bu mu? Sizin şelaleniz demişim farkında olmadan. Oraları düzenlemişler. Park, dinlenme yerleri, küçük bir büfe mevcut. Et vs ürünleri buradan götürmek gerekir, ama içecek vs oradan alınabilir. Biraz yakınına küçük bir misafirhane yapılmış. Daha yeni açılmış. Yorulanlar için su ve doğa sesi dinlemek için ideal bir yer. Balık tutmak istersen ya da yeşillikler içinde kuş sesleriyle tam bir cennet vadisi. Burada kalmak istemezsen geri dönüp yirmi km kadar gidip Hadim ilçesine gelirseniz, Hz Hadimi’yi ziyaret edebilirsiniz. Çok muhterem bir zat olduğunu biliyorsunuz.25 kitabı ve medresesi olduğunu hatırlatalım. Hadim’de de konaklama yeri var. Ancak kalmak için Taşkent’i seçmeli. Hadim’e 10 km mesafedeki Taşkent’te bulunan otel tam vadinin tepesine kurulmuş. Temiz ve ucuza kalma imkânı var. Yemyeşil vadiyi tepeden seyrederken su sesini sabaha kadar hissedebilirsin. Eğer orada kalıpta ben dinlenemedim diyen çıkmaz. Balık yetiştirme çiftliği hemen yanında. Canlı alabalık almak isterseniz de gayet ekonomik. Karşıda Kıble kayası denilen bir yer var ki, tam adrenalin tavan yaptığı yer. Oradan bakıp ta korkmayan yoktur. Çok ürkütücü ve heyecan verici bir yer olmuş. İnsan ister istemez Bozkır’la kıyaslıyor. Burada da Asar tepesi düzenlense ya da, yukarı tepelere yollar yapılsa, Şeyh Musa’nın mezarı düzenlense daha iyi olmaz mı? Bence Taşkent’i pek çok konuda örnek almalı Bozkır. Başka yerden gelen insanlarda Bozkır’ın imajı sanırım çukur yollar ve çayın etrafındaki durumlar kalır. Köprüden başka Bozkır’ın neyi var?
     Küçücük Taşkent’e adamlar neler sığdırmış şaşırdım. Otelin dibindeki tamamen taş olan dağa merdiven yapıp gezecek yer yapmışlar. Gezerken çam kokusuyla beraber heyecanın artıyor. Dağın tepesinde bir eren mezarı var. O şartlarda mezarı oraya nasıl taşıdıklarını bilen yok. Orada dua ediyorsun. Buradaki katran ağaçlarını kimse kesmeye cesaret edemiyormuş. Oradaki herkesin anlattığına göre bir kadın bunlar safsata batıl inanç diyerek, süs için bir dal kesmiş kızının düğününde. Eve varınca katran ağacının dalıyla, sonra evinden yangın çıkmış. O gün bugün kimse o katran ağaçlarına dokunmuyormuş. Dağın dibinden pek çok pınar fışkırmaktadır. Bir de Oradaki çam-katran ağaçlarının hiç biri kurumuyormuş. Bunun hikâyesi de şöyle: Alanya beyi ile Alaaddin Keykubad arasında sınır anlaşmazlığı olur. Bunu çözmek için her ikisi de horoz öterken yola çıkıp karşılaştıkları yeri sınır olarak kabul edileceği konusunda anlaşırlar. Kontrol için karşılıklı elçiler bırakılır. Alaaddin Beyin adamları horoza baharatlı yem yedirir ki erkenden ötmesini sağlar. Erkenden yola çıkar. Taşkent’e (Pirlerkondu) gelince kan, ter içinde su içmek ister. Çeşmenin başında bir kız vardır. Ondan su ister. Kız tas ile su verirken içine birkaç çam yaprağı atar. Padişah bunun özelliğini bilmediği için döker yeniden ister. Kız yine aynısını yapınca nedenini sultan sorar. Kız: Beyim terlisin hava sıcak su soğuk. Hem yavaş içesin diye hem de yaprakları suya koku verir der. Sultan kana kana suyu içer. Adını bana bağışla der sultan. Kız; kusura kalma benim adım başkasına bağışlandı diye cevap verir.Burası neresi diye sorar sultan?Kız : Buraya Pirlerkondu derler diyor.”Ben Anadolu Selçuklu hükümdarıyım dile benden ne dilersen der, sultan.Kız, onun sultan olduğunu anlayınca atın üzengisinden öper sağlığını isterim sultanım , der.Sultan ısrar edince, kız:Biz İçel’in pamuğunu eğiririz iplik yapar bez dokuruz,satarız der.Bunun bir topundan üç akçe vergi alınıyor ferman edin de vergi alınmasın der.Sultan dediğini yapacağım , benim isteğim de şudur der:”ÇAMLARINIZ KURUMASIN,GÜZELİNİZ FARIMASIN(yaşlanmasın),SUYUNUZ ILIMASIN,BEZİNİZDEN ÖŞÜR ALINMASIN der.İşte o günden sonra buradan vergi alınmaz,çamlar kurumaz kadınları da yaşlanmaz,suları da ılımaz , diye inanılır.
     Taşkent’ten dönüp Hadim,Korualan,Üç pınar dan Bozkır’a gelebilirsiniz.Mesafe 60 km kadar.İmkanınız varsa bir deneyin.

     




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Nevbahar Oldu
Gavut ve Gölle
Otuz Üç Yaşına Kadar Neler Öğrendim
Tiryakisi Olmak
Sanal Dünyada Zamane İnsanı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Başkadır Benim Kasabam Gezlevi [Öykü]
Topacımın Kabarası Yok [Öykü]
Köylü Annelerin Günü [Öykü]
Dışarda Sonbahar İçerde Bitmeyen İşler [Öykü]
18. Yüzyılda Göksu Vadisindeki Köyler [İnceleme]


harun şeker kimdir?

edebiyatı severim

Etkilendiği Yazarlar:
A. Haşim


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © harun şeker, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.