..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Gerçeği arayan bir insan, öncelikle her şeyden gücü yettiğince kuşku duymalıdır. -Descartes
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Toplum > eyyüp yıldırmış




8 Temmuz 2009
Sen Mutluluğun Resmini Yapabilir misin Abidin?  
eyyüp yıldırmış
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin” Yukarıdaki dizelerle başlayıp biten şiiri hepimiz biliriz. Abidin’ e bu soruyu soran Türk şiir ustası Nazım Hikmetten başkası değildir...


:BJBB:
Yukarıdaki dizelerle başlayıp biten şiiri hepimiz biliriz. Abidin’ e bu soruyu soran Türk şiir ustası Nazım Hikmet'ten başkası değildir. Mutluluk tartışmalı bir konu olsa da mutluluk üzerine kafa yormayanımız yok gibidir. Kimi rakı şişesinde balık olmayı mutluluğunun nişanesi sayar kimi para da pulda arar bazıları erişir mutluluk mertebesine çoğu bu yolda heder olur gider heyhat. Oysa beyin bilimcisi Jeffrey M. Stibel mutluluğun öğrenilebilir olduğunu düşünüyor. Ona göre birkaç basit adım atarak mutlu çalışanlar yaratmak mümkün.

Bana ilginç geldi paylaşmak istedim.

1- Gülün: Gülmenin mutlulukla doğrudan bir ilişkisi var. Bu ilişki bir korelasyonla başlamış olabilir ancak beyin zaman içerisinde ikisi arasında bağlantı kurdu. Bana inanmıyorsanız şunu deneyin: Yüzünüze kocaman ve güzel bir gülücük oturtun ve negatif bir şey hakkında düşünmeyi deneyin. Ya gülmeyi bırakacak ya da olumsuz düşünceyi aklınızda tutmayı beceremeyeceksiniz.

2- Endişelenmeyi bırakın: Endişe insanlığın en iyi özelliklerinden biridir. Öngörü, planlama ve tahmin yeteneğinin arkasında bu duygu yatar. Endişeleniriz çünkü henüz gerçekleşmemiş bir olay belirsizdir ve endişe duygusu o işi nasıl ele alacağımızı düşünmeye başlamak için bizi teşvik eder. Sorun örneğin ekonominin gidişatı gibi kontrolümüz dışında gelişen olaylarla ilgili çok fazla endişeleniyor olmamızda. Ruhsal birçok hastalığın tetikleyicilerinden biri de endişe. Bugünlerde endişelenecek çok konu olduğu bir gerçek. O yüzden derin bir nefes alın ve küçük şeylerle ilgili endişelenmeyi bir kenara bırakın.

3- Mola verin: Özellikle gelişmiş ülkelerde insanlar çok fazla çalışıyor. Fazla çalışmak çağın “bilgi işçileri” için ters tepen, amaca zararlı bir durum. Bu kişilerin bitkin düşecek kadar çok çalışması onlardan verim almaya çalışmanın en kötü yoludur. Mola vermek düşünüp taşınmak ve kendini dinlemek için iyi bir fırsat yaratır ve böyle zamanlarda en iyi fikirler, en derin içgörüler açığa çıkar. Öğle yemeklerinin mutlaka ofis dışında yenmesi konusunda ısrar ediyorum. Adına ‘siesta’ ya da mini tatil deyin, fark etmez. Tek başına bu bile daha mutlu insanlar yaratmak için oldukça işe yarıyor.

4- İşleri farklı yöntemlerle yapın: Birçok çalışan için sorunun bir parçası da can sıkıntısı ve bıkkınlıktır. Ofisten girdiğimiz andan itibaren defalarca aynı şeyleri yaptığımız bir rutine sıkışmış gibiyiz. İşleri farklı yollardan icra ederek heyecan ve hevesinizi yeniden kazanın. Her adımı öğrenmek, büyümek ve kendinizi zorlamak için atın. Daha fazla sorumluluk alın ve daha önce becerebileceğinizi tahmin bile etmediğiniz yeni bir şeyler yapmayı deneyin. Eğer sorumluluklarınız esnekliğe çok fazla müsaade etmiyorsa var olan sorumluluklarınıza farklı bir yaklaşım getirmeyi deneyin.

5- Yönetmeyi bırakın liderlik edin: Eğer yönetim ekibindeyseniz çalışanlarınızı motive ve teşvik etmenin yollarını bulmalısınız. Ama nasıl? Beyinlerini esnetin. Onlara daha fazla sorumluluk, karar verme gücü ve özerklik vererek ekibinizi güçlendirin. Kapsayıcı olun ve onları süreçlere dahil edin. Şirketin genelinde neler olup bittiğini çalışanlarınıza açıklayın ve onlara yaptıkları işin, şirketin genel operasyonunu nasıl etkilediğine dair daha geniş bir perspektif verin.

6- Delege edin: Küçülme dönemlerinin en yıkıcı ve ters tepen yan etkilerinden biri de korkudur. Çoğu yönetici kendilerini kullanım dışı bırakacağı korkusuyla kontrolü elden bırakmaktan korkar. Eğer böyle düşünüyorsanız çoktan devre dışı kalmışsınız demektir. Kontrol etmek fiziksel ve ruhsal sağlığınız için kötü olması yanında işin kendisi için de kötüdür. En iyi liderler kendilerinden daha iyi, daha akıllı ve yetenekli insanlarla çalışmayı tercih eder.

7- Eğlenin: Eğer yaptığınız işi beğenmiyorsanız o işi yapmayı bırakın. Hayat eğlenceyi bir kenara atmak için çok kısa. Sevdiğiniz işi yapmalı ve onu sevmekten vazgeçmeye başladığınız an başka bir işe yönelmelisiniz. Bu ekonomik ortamda bile eğer yaptığınız işte iyiyseniz ve üstelik o işi yüzünüzde bir gülümseme ile icra edebiliyorsanız her zaman sizi talep eden şirketler olacaktır.

Bunlar bana göre değil derseniz siz bilirsiniz, uygular da mutluluğa ererseniz eğer, haber edin bizde sizin mutluluğunuzdan kendi mutluluğumuza düşen payı alalım sayeniz de.

Kaynak: Hüsniye GÜNGÖR, husniye.gungor@sabah.com.tr





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın toplum kümesinde bulunan diğer yazıları...
Payeleri Onos" Tur Ama Eşek Desen Kızarlar…
Toplumun Refleksi
Yaklaşan Anneler Günün" de Kadın" A Düşen Yine "Hakk-ı Sükut" Olmamalı
Yaşam Serüvenimiz ve Yaşlılık

Yazarın deneme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Coşkun Aral" I Kim Bilmez?
Nöropeptit
Attila József, Şizofren Bir Şair" İn Dizeleri
Hillary Yeni Abd Dışişleri Bakanı
Ağlayan Ankaraydı Nisanda Ben Değil
Ceviz Ağacı Üçlemesi (1)
Bir Şehri Sevebilmek
Alexis Kardeşim, Peki Livia Jaroka Neyim Olur?

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Aşık Veysel [Şiir]
Bir Sevdam Var [Şiir]
Kızlar Sinisi Efsanesi [Öykü]
Domates Suyu [Öykü]
54. Kalas [Öykü]
Biraz Daha Işık! [Öykü]
Angut Kuşunun Vefası [Öykü]
Ah İsmail Ah [Öykü]
Aramızdaki Hainler (Şahmeran Efsanesi) [Öykü]
Yalnız Bir Yıldız [Öykü]


eyyüp yıldırmış kimdir?

1959 Divriği/Sivas doğumluyum.


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © eyyüp yıldırmış, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.