..E-posta: Þifre:
ÝzEdebiyat'a Üye Ol
Sýkça Sorulanlar
Þifrenizi mi unuttunuz?..
Çocuklarýn eðitimi, zaman kazanmak için nasýl zaman yitireceðimizi bilmemiz gereken bir meslektir. -Rousseau
þiir
öykü
roman
deneme
eleþtiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katýlýmý
Yazar Kütüphaneleri



Þu Anda Ne Yazýyorsunuz?
Ýnternet ve Yazarlýk
Yazarlýk Kaynaklarý
Yazma Süreci
Ýlk Roman
Kitap Yayýnlatmak
Yeni Bir Dünya Düþlemek
Niçin Yazýyorum?
Yazarlar Hakkýnda Her Þey
Ben Bir Yazarým!
Þu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm baþlýklar  


 


 

 




Arama Motoru

ÝzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




26 Eylül 2009
Borç Para  
Mehmet Önder
Burada anlatýlan olay yaþanmýþ bir olaydýr. Yaklaþýk on beþ yýl yazacaðým diye niyetlendim, bir türlü olmadý, sonunda , Ýzmir Barosu'nun mizan dergisi Kantar için bir mizah yazýsý yazmam gerekti , tuttum zaten genel hatlarý aklýmda olan bu öyküyü yazýp gönderdim. Öykü yayýnlandý. Benim hayatta yazdýðým ilk öyküdür.


:CJFE:

      BORÇ PARA


      Yýllarca esnaflýk, devlet memurluðu yaptýktan sonra, hasbelkader hukuk fakültesine girip, okulu, avukatlýk stajýný bitirmiþ, ömrümde ilk kez iþsiz ve beþ parasýzým.

Yine de þanslý bir günüm olsa gerek yol parasý bulup Hatay’dan Konak’a inmiþim. Doksanbir yazý. Amaçsýz, umutsuz Kemeraltý’ ný turluyorum. Salepçioðlu’nun önünde piyangocular sýralanmýþ , bir piyango bileti alsam amortiden fazlasý çýkmaz , ama yine de alabilseydim. Yol parasý bulup Kemeraltý’na kadar inebildiðime göre , bir amorti talihlisi de sayýlýrým aslýnda.

Dikilmiþ Salepçioðlu Çarþýsý’ný seyrederken , biri omzuma þlaapp diye bir þaplak attý :

- Merhaba afgat bey, afgat oldun köyü möyü unuttun.

Ben bir yandan , bana aletsel büyüklüðü yedinoktabeþ þiddetinde etki eden þaplaðýn etkisinden kurtulmaya çalýþýrken , bir yandan da “Benim meteliksizliðimden haberi yok , bilse böyle mi söyler ?” filan gibi düþüncelerde dolaþýyorum . “Yahu ondan deðil” dememe izin vermeden devam etti :

- Yahu sen ne þanslý herifsin ?

- Üsen ne oldu ?

- Hadi gözün aydýn afgat bey !

Bizim Üsen, namýdiðer Balyapmaz Hüseyin. “Her þeyin farkýnda , beni yakalamýþken alay ediyor” diye düþünürken , baktým o kendi sevdasýnda.

- Hadi hadi muþtuluðumu ver. Emminden selam getirdim.

- Aleyküm selam.

- Hani sana üç ay önce bir milyon borç vermiþ ya , o parayý geri almayacakmýþ , “Yeðenim sýkýlmasýn , gurbet elde sürünmesin, rezil olmasýn” dedi.

- Baþka bir þey demedi mi ?

- Demedi.

Ýbram emmim baþka ne desin ?


     …

O borç parayý aldýðým gün geliyor aklýma: Amcam yine köþesinde; her zamanki kalýnca minderli tahtýna kurulmuþ, mutluluk girdabýnda , yaþama amacý olan deste deste paralarýný sayýyor. Her bir el hareketinde çýkan þak þak þak sesleri bütün müzik gereksemesini karþýlýyor olmalý ki, seslerin arasýnda kendinden geçiyor. Kimileyin beklenmedik olaylar da olmuyor deðil. O zaman, desteyi bitirdiði anda yüzü kýrýþýyor, buruþuyor, alt dudaðýný sarkýtýp mýrýldanmaya baþlýyor, hatta küfürler ediyor. Anlaþýlan yine yüzlük desteyi doksandokuz saydý ; ve ihtimal desteyi teslim eden banka veznedarýnýn yedi sülalesinin kulaklarý çýnlýyor.

Ama, aný anýna da uymuyor. Bakýyorum, yüzünü birden yoðun bir tebessüm, hatta gülümseme, birazcýk daha zorlasanýz çeyrek kahkaha bile denebilecek bir þirinlik kaplayýveriyor.

Para destesini tersine çeviriyor. Tersinden sayarsam artar diye düþünüyor olmalý. Sayýyor, çevirip yine sayýyor ; bir sevinç bir öfke sürekli sayýyor. Ara sýra da kaþýnýn altýndan bakýp, borç istemeye gelmiþ, utangaç, ezik, höt dese soluðu yüz metre ötede alacak halimi seyredip keyiflene keyiflene yine sayýyor. Dünyanýn en önemli iþi, onun paralarýný üçyüzbininci kez saymasý imiþ gibi, beni iki dizimin üstünde saatlerce bekletip yine sayýyor. Ben karþýsýnda ezildikçe, onun ekmek kadayýfý kaymaklanýyor.

Bir ara, çorabýndan dýþarý fýrlamýþ sol ayak baþparmaðýnýn altýný hararetle kaþýdý. Sonra bir oh çekti :

- Çook datlý gaþýnýyo, ganýsozuk !

Sonra gözlerini, suçüstü yakalamýþ gibi bana dikti :

- Sen de nerden çýktýn þimdi ?

- Burdayým ya ben, amca.

- Neye geldin ?

- Biraz sýkýntý vardý, parasýzlýk hani.

Sanki her sýkýntýya çare olmuþ gibi :

- Ohooo , sizden da býktým caným. Emmi para,emmi para…

- …

- Açcýk hesaplý gitcen. Tasarýflý olucan . Bak bene nerde tasarýf edilir , nerde para harcanýr biliyom. Hemme , senin buban da böyleydi. Rahmetli , filanýn oðlu askerden gelcek yol parasý, falanýn anasý hastalanmýþ ilaç parasý. Sene ne gardaþým. Herkes kendi düþünsün. Diyarbakýr Bismil’dekiler insan deðil mi ? Dönmesin orda otursun, iþ bulsun çalýþsýn. Allah öteki ne de þifa versin.

Rahmetli pederin arkasýndan bir küfür savursam. Kendisi gibi deðerli bir insan olmadýðýmý söylesem krediyi fazlasýyla kapýcam. Bir türlü yapamýyorum. Ben direndikçe amcam, bir babama bir bana hakaret çeþitlemeleri düzüyor.

Daha fazla dayanamadým :

- Eee amca ben de seni örnek alýcam bundan sonra, sözleri dökülüverdi aðzýmdan. Ben bu sözü söyleyince amcamýn yüzü aydýnlandý. Þenlendi. Adeta bir anda tüm desteleri yüze tamamlandý. Keyifle arkaya kaykýlýp, göðsünü kabarttý :

- Ne gidar sýkýntýn ?

- Ýþsizim ya amca, bir beþyüzbin…

- Ne demek , yiðenime milyon feda olsun.
          
      …

Günlerden Çarþamba. Hatay pazarýna uðrayýp biraz zerzevat alayým, dedim.. Çokça köylüm var ; biraz da sohbet ederiz, hasret gideririz.

Pazar yerinde ilk gördüðüm Hallibram ; patlýcan, biber getirmiþ. Tembihli olmalý, görür görmez konuya girdi :

- Merhaba bilader. Emminden selam var. Görürsen mutlaka söyle, dedi. Hani sana borç para vermiþ ya…

- Eee !

- O parayý geri almayacakmýþ. Sevgili yiðenim Ýzmir”lerde rezil olmasýn, sürünmesin, periþan olmasýn, dedi.

Adam haberi verirken zevkten dört köþe. Herhalde amcamýn haberi gönderirken aldýðý hazzý paylaþýyor.

Üç beþ adým gittim gitmedim Kamil’le göz göze geldik. Selamlaþtýk , birbirimize gülümsedik, hoþbeþ ederken “Tamam” dedim, “Bunun bir þeyden haberi yok. Amcam selam melam söylememiþ, biraz sohbet edelim” :

- Eee Kamil, daha daha ?

Uzatmasan iyiymiþ, anýmsadý :

- Allah’ýn selamýný unutacaktým neredeyse. Ýyi ki anýmsattýn, o þeyi geri almayacakmýþ.

- Neyi ?

- Hani sen buralarda sürüyormuþsun mu neymiþ. Ýbram abi parasýyla seni kurtarmýþ ya.

- Eeee !

- O parayý geri almayacakmýþ “Yiðenim rezil olmasýn, sürünmesin” dedi. Çok çok da selam gönderdi.

Lanet olsun, bu zýpýr da biliyor.

Anlaþýlan amcam herkese duyurmuþ, yönünü Ýzmir’e çevirenle de haber gönderiyor.

Olmayacak, pazar yerini hýzla terk ettim. Periþaným desem abartmýþ olmam.

Üç beþ kiþi daha uzaklaþtýðýmý görüp haberi, selamý ulaþtýrmaya çalýþtý. Sözcükler bölük pörçük hala kulaklarýmda : ”Selamlarý…” , “Sürünmesin…”, “reziiill…”, “nereyeee… ?”



Sürekli de iþ arýyorum. Yine arayýþta olduðum günlerden birinde Konak’tan Hatay’a , eve dönüyorum. Yorgunluktan iki adým atacak halim yok. Bari biraz dinleneyim , deyip Üçyol’daki Dallas Pastanesi’ne oturdum. Bir çay söyledim, gelene gidene bakýyorum. Yoldan geçen biri içeriye baktý. Tanýyamýyorum ; ama o beni tanýmýþ olmalý, geldi masaya oturdu.

- Memet !

- Buyur.

- Tanýyamadýn mý? Abdullah abin. Ovalý Abdullah.

- Haa bildim.

Ben küçük çocukken Ýzmir’e taþýnmýþ. Hiç görmemiþtim ama, adýný çok duyardým. Sohbet baþladý, koyulaþtý. Ölenlerden kalanlardan konuþtuk. Babamdan bahsettik. Olacak ya bomba o anda patladý :

- Babandan bahsedince aklýma geldi, dedi.

Geçenlerde köye gitmiþ de , amcanla oturup konuþmuþlar bir ara.

- Ne yapýyor amcam, iyi mi ?

- Ýyi iyi. Senden bahsetti. ” Sen Ýzmir’desin, görürsün, benim yeðen afgat oldu. Ama Ýzmir’lerde rezil zebil, resmen sürünüyor. Ona bir milyon borç para vermiþtim. O parayý geri almýycam. Rahat etsin.” dedi. Hadi gözün aydýn.

Hiçbir þey demeden kalktým. Hatay caddesi boyunca yürüyorum. Tüm olumsuzluklar ardý ardýna geliyor. “Be adam herkese mi söyledin ? Hiç mi insafýn yok” diye diye amcama verip veriþtiriyorum. Yolun bir saðýna bir soluna geçiyorum. Bayaðý yürümüþüm.

     …

Hepsi ayný gün gelecek ya, karþýdan Hasan geliyor. Ulaþamadýðý yerlerde mektup yazar dedikoduyu yine ulaþtýrýr , Salak Hasan.

Herif salak malak ama benim durumum çok daha vahim. Eyvah gördü ! Aramýz uzak, sokak aralarýna dalýp izimi kaybettirmeliyim. O da ayný þeyleri söylerse çýldýrýrým. Ara sokaða daldm, görmüþ olmalý , sokak aralarýnda da fellik fellik beni arýyor. Ýlle de müjdeyi verip hakaret edecek, keyiflenecek.

Hasan’dan kurtulmak için o gidinceye kadar vakit geçirecek güvenli bir yer arýyorum. Eve uzak, tanýdýk esnaf da yok ki , bir dükkana gireyim.

Bir an baktým, cankurtaran simidi gibi, Hatay Polis Karakolu karþýmda duruyor. Ýçimden bir oh çekip, daldým içeri.

- Selamünaleyküm. Ben Avukat Mehmet, Stajýmý yeni bitirdim biraz pratik göreyim, diye size geldim. Nasýlsýnýz ?

- Ýyiyiz, dediler. Hoþbeþ ettiler, çaylar, kahveler… Ben bir yandan arkadaþlarla sohbet ediyoruz, öte yandan da ”Acaba bir yerlerde hala beni bekliyor olabilir mi ?” diye düþünüyorum. Pusuya yatýp beklediðini düþündükçe yüreðim cýz ediyor.

Beþ saatimi burada geçirmiþim. Artýk gitmeliyim. Acýktým. Evdekiler de bekler :
- Bana müsaade, iyi mesailer , deyip çýktým.

Hava kararmýþ. Caddenin karþýsýna geçip Konak yönünde eve doðru yürümeye baþlamýþtým ki ; acý bir fren sesi ortalýðý inletti. Hay Allah aksam saati, insanlarýn evlerine çoluk çocuklarýna koþtuðu bir anda trafik kazasý. Çevredekiler yaralýnýn baþýna üþüþtü. Herkeste bir telaþ , baðýrýþmalar: “Ambulans çaðýrýn.”,” Kýrýk mýrýk var mý?”, “Baþýna darbe almýþ mý ?”

Çarpan þoför kendini savuruyor bir yandan :

- Birden önüme çýktý abi. Ne yapabilirim abi. Hemen fren yaptým ama mesafe çok kýsaydý…

Vakit öldürmeye de çalýþýyorum ya, ben de gittim yaralýnýn baþýna. Yüzü gözü kan içinde, tanýnmaz halde.

Ama yaralýnýn bilinci yerinde. Görüyor, konuþuyor. Hatta onca kiþinin arasýndan beni tanýdý :

- Almayacakmýþ o parayý geri. Sürünmesin, dedi. Rezil olmasýn, dedi.


Þoföre döndüm ; “Niye sýktýn o freni, bir salak eksilirdi !” der gibi sertçe baktým , anlamasa da.

      …

Ýþ bulunca ilk aylýðýmla borcumu ödedim. Amcamýn selamlarý bitme noktasýna geldi, ama bizim köylüleri görünce saklanma huyunu hala üstümden atamadým.


          
B=2 BB>



Söyleyeceklerim var!

Bu yazýda yazanlara katýlýyor musunuz? Eklemek istediðiniz bir þey var mý? Katýlmadýðýnýz, beðenmediðiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düþündüðünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazýlarý yorumlayabilmek için üye olmalýsýnýz. Neden mi? Ýnanýyoruz ki, yüreklerini ve düþüncelerini çekinmeden okurlarýna açan yazarlarýmýz, yazýlarý hakkýnda fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloða geçebilmeliler.

Daha önceden kayýt olduysanýz, burayý týklayýn.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da Ýzmir'in Bayýndýr ilçesine baðlý Furunlu Köyü'nde doðdum. Ýlkokulu köyde, lortaokulu Çýrpý Mustafa Adanýr Ortaokulu'da okudum. Bayýndýr Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliði baþta olmak üzere birçok iþte çalýþtým. Ege Týp Fakültesi'nde memur olarak iþe baþladým. Buradaki on bir yýla yakýn çalýþmam süresinde önce Ýzmir Namýk Kemal Akþam Lisesi'ni, ardýndan Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. Ýlk Beþ yýlýný Ýzmr merkezde, kalanýný Bayýndýr'da olmak üzere yirmi iki yýla yakýn bir süredir serbest avukatlýk yapmaktayým. Evliyim, Alp Deniz adýnda sekizinci sýnýf öðrencisi bir oðlum var.

Etkilendiði Yazarlar:
Aziz Nesin, Rýfat Ilgaz, Muzaffer Ýzgü


yazardan son gelenler

 




| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk

| Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr.
Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz.