İnsanlar yalnızca yaşamın amacının mutluluk olmadığını düşünmeye başlayınca, mutluluğa ulaşabilir. -George Orwell |
|
||||||||||
|
bilsen seni nasıl özlüyorum... canımın cankuşusun sen!.. çakırdikenimsin yüreğimde; acısına alıştığım, hep orada kalmasını istediğim... elimi uzatmaya çekindiğim.. çıkmasından korktuğum... İltihapsın sen!..ama ilaç sürmüyorum... iyileşme sakın!. kana dur yaralarımı, kurtlan istersen!. irinlerinde düşeyim hasretine... varsın uykularım kaçsın, varsın artsın sayıklamalarım , varsın tavanlar yıkılsın üstüme, gök boşalsın... duydun mu? 'mayısta kar yağmış' diyorlar, 'don çalmış' diyorlar yaprakları birde... oysa mayıs nerde, ben nerde!.. ben hazandayım; ekimde yani karın yağması daha muhtemel mevsiminde!.. bak! göçü yarıladı kuşlar... ben, arta kalan kanatlarına takılıyorum... sana geliyorum onlarla, uzak mı yolların?.. bence değil!.. yol yok ki aslında!.. biziz onu kıvrım kıvrım dağlara dayayan, biziz onu ovalar boyu toprağa uzatan, biziz onu dar geçitlerde bitiren, dehlizlere süren, barikatlerde düğümleyen... hasreti de biz yarattık aslında!. kayıverdi yüreğimiz arka sokak sevdasına... arka sokakta bir ıhlamur ağacı yaydı kokularını, gençlik geldi aklımıza. çok özlemiştik değil mi?. geçtik altından... bir rüzgardı işte esiveren düştü taç yaprakları topraklara, sulara.... hayır! onları biz serptik avuçlarımızla.. beyaz bir nilüfer gibi nazlanır dururlar dalgalarda.. uzan kıyılarıma!. buradayım işte!.. tükettim yolları..hasreti bitirdim... gel yanıma! sana mesaj yazmıyorum bağışla beni gülüm! çünkü cümle kurma özürlüsüyüm.. nerede büyür harfler, nerede küçülür nerede nokta, nerede virgül, nerede üç nokta düzülür... kelimelerse kırlangıç; tutamıyorum... hecelerimi kurtların yedi bitirdi, beni de özlemin... bırakıp gidemiyorum.. bu bir mesaj değil gülüm! açmamıştım daha kalem uçlarını, defter yapraklarını... ‘alo!..’ diyemeden sana kontörü bitti telefonumun, süresi geçti net bağlantımın, çoktan unuttum mektup yazmasını... açma televizyonu! haberler sansür... (!) bu bir mesaj değil gülüm! ağzım söz öksüzü, tenim yitik zaman... ‘beni sev’ demek kuşlara özgüydü, onlar da gitti buradan... artık resmimi çekiyor toprak, baş ucunda bir mermer olacak, karadan... yada tahta bir perde iki tarih yazacak üstünde, (parantez içi) ilki seninle doğduğum gün, ikincisi; öldüğüm gün sensizlikte!... yani, beşinci mevsim sadece... gerisi; ne çiçek açmış ıhlamur ağaçları... ne yaşanmış arka sokak sevdası... ne de ‘beni sev!..’ demiş minik serçe... bitmiş mesaj, bitmiş mevsimlerin seninle başlayanı, bir resim kalmış yalnızca dört yanı taş çerçeve...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Tayyibe Atay, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |