..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Tüm mutsuzluklar yokluktan değil, çokluktan gelir. -Tolstoy
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Deneme > Yaşam > irem dönmez




4 Eylül 2010
Bir Masal Anlat Bana  
irem dönmez
Masalını almak elinden bir çocuğun, düşlerini çalmak, masal anlatacak annesini almak elinden bir bombardımanda ya da hayallerinin peşinde koşarken sokakta gelip bulmak onu belki bir şarapnel parçası belki bir kurşunla… Büyüklerin dünyasında yaşanırdı tüm bunlar, masallara inanmayan büyüklerin dünyasında…


:AHBA:

Masallar anlatıldı bize küçük birer çocukken; birlerin var ve yok olduğu, develerin tellal, pirelerin berber olduğu. Masallar anlattı bize annemiz sonunda gökten üç elmanın düştüğü. Masallar dinledik sonunda kötülerin kaybettiği, süper kahramanların dünyayı kurtardığı, hep iyilerin kazandığı… Dalarken uykuya anlatılan masalların eşliğinde, dünyanın iyi bir yer olduğuna tamdı inancımız. Tıpkı masallardaki gibi… Küçücük yüreklerimizle inandık: Hayat güzeldi, dünya iyi bir yerdi, insanlar sevmezdi kötülüğü, kötü olanları da cezalandıracak bir kahraman mutlaka çıkar gelirdi. Hayaller kurduk sonra. Cesur, umutlu, kararlıydık hayaller kurarken. Dinlediğimiz masalların kahramanları gibi, bizler de günün birinde kendi masalımızı anlatacak, kendi masalımızın kahramanı olacaktık. Tıpkı Behrengi’ nin küçük kara balığı gibi cesur, Saint-Exupéry’ nin küçük prensi gibi duyarlı ya da Richard Bach’ in martısı gibi özgür…

Sonra biz büyüdük ve değişti dünya… Büyüdü ve kirlendi dünya, kirlenme arzusu ve çabasına bizleri de katmaya çalışarak… Anladık ki herkes masallar anlatmıyor, masallara inanmıyordu. Masallara inanacak, bir masalın kahramanı olacak kadar cesur ve masum değildi herkes. Dünya düşlerimizdeki kadar, düşlerimizi yaşatacak kadar iyi bir yer değildi. Yaşam da adil değildi mutluluğu eşit parçalara ayıracak kadar. Masallar dinlemeden, masallara inanmadan büyüyenler, büyüdüklerinde de masal anlatmayı reddedip çocukların elinden masallarını ve hayallerini almaya başlar olmuştu. Gerçeklerdi büyüklerin dünyasında prim yapan; savaştı, paraydı, iktidar hırsıydı hayallerin ve masalların yerini tutan. Masallara inananlar, masal anlatanlar, masal tadında bir dünyayı düşleyenler ise sevilmezdi büyüklerin dünyasında. Ve bazıları da elinden alırdı masallarını çocukların; daha fazla hakimiyet alanı, daha fazla enerji kaynağı uğruna…

Masalını almak elinden bir çocuğun, düşlerini çalmak, masal anlatacak annesini almak elinden bir bombardımanda ya da hayallerinin peşinde koşarken sokakta gelip bulmak onu belki bir şarapnel parçası belki bir kurşunla… Büyüklerin dünyasında yaşanırdı tüm bunlar, masallara inanmayan büyüklerin dünyasında… Srebrenica Katliamı’ nda henüz dört yaşındayken hayallerini ve hayatını alırken ellerinden bir çocuğun, çocuk sorardı annesine: “ Çocukları küçük kurşunla öldürürler değil mi anne? “ Çocukları cevapsız, çocukları masalsız, çocukları hayalsiz bırakmak… Bunlardı yaşanan büyüklerin dünyasında, masallara inanmayan büyüklerin dünyasında… Hala masallara inanan, düşlerinin peşinden giden, kendi masalının kahramanı olanlar ise dışlanırdı masallara inanmayan büyüklerin dünyasında. Ama onlar yine de masallarını anlatmaya, daha güzel daha özgür bir dünyanın hayalini kurmaya devam ederlerdi dünyaya, gerçeklere, masalları yasaklayan otoritelere inat… Tıpkı: “Çocuklar öldürülmesinler/ Şeker de yiyebilsinler. “ diyen Nazım Hikmet gibi…

İnansak hala masallara, büyüdüğümüzde bile… Anarşisti olsak masallara inanmayan büyüklerin dünyasının. İnanabilsek değiştirebileceğimize dünyayı ve gerçeklerini. Hayaller kurabilsek ve gidebilsek peşlerinden… Ve yıldızlı bir gecede bir masal okusak kendimize, masalları elinden alınmış tüm çocukların nezdinde. Küçük Prens seslense bize:

“ Ve geceleri gökyüzüne bakarsın. Her şeyin çok küçük olduğu gezegenimin yerini gösteremem sana. Belki böylesi daha iyi. Yıldızım senin için herhangi bir yıldız olsun. Böylece gökyüzündeki bütün yıldızlara bakmayı seveceksin... Hepsi senin dostların olacak. hem sana bir armağan vereceğim. Yıldızlardan birinde ben yaşıyor olacağım. Ben gülüyor olacağım bir tanesinde. Ve geceleyin gökyüzüne baktığında bütün yıldızlar gülüyor gibi olacak... Yalnızca senin gülen yıldızların olacak.”



_fin_
   

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Anladım!
Gönderen: Ömer Faruk YILMAZ / ,
24 Eylül 2010
Yazdıklarınız; doğrudan daha gerçek bir yalan, vakıadan daha ölçülü bir masal, maddeden daha katı bir hayal...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın yaşam kümesinde bulunan diğer yazıları...
Gelecekteki Sevgiliye Mektup

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Bir Ayrılık Sabahı, Tanıdık Bir Mutfak ve Anne [Öykü]
Dönüşen Zaman ve Değişen Birkaç Ben [Öykü]


irem dönmez kimdir?




yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © irem dönmez, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.