Yalnızca sevgiyi öğret, çünkü sen osun. -Anonim |
|
||||||||||
|
-(muzur gülümser) nasıl yok, çantanda olmasın? -yok hayatım çantama koymam cüzdanımı, düşmüş heralde, masanın oraya bakayım bi (caresiz ses tonu)" Yenilen yemek ertesinde hesap ödemesi yapacakken bu durumu farketmiş olmak gerçekten çok kötü koyuyor sevgili dostlarım. Eli arka cebe attığında her zaman orada olmasına alıştığın cüzdanının orada olmamasının vermiş olduğu boşluk hissiyatı bir an sizi dipsiz bir hüsrana sürüklüyor açıkçası. Hayatınızda ilk defa cüzdan kaybediyorsanız ve bu gözlerinin içinde hayat bulduğunuz kız arkadaşınızın yanında gerçekleşiyor ise inanın bana daha da bir zor duruma düşüyorsunuz. Masanın orada bulamadık tabii ki cüzdanı. Zaten bulsaydık şaşardım orada. Hani çok panik içerisinde de değilim nedense, halbuki biraz sonra içine düşeceğin düşüncelerin bana yükleyeceği ağırlıklardan haberdar da değilim. Çok sakinim. Hesabı ödüyoruz çıkıyoruz mekandan. 15 dakika da yediğimiz yemeğimizi (çok acelemiz vardı) sindirmek için bir fırsat olarak da düşünebilirmişiz bu kayıp işini, şu an aklıma geldi böyle bir şey. Neyse. Beraberce düşünüyoruz, nerede düşürmüş olabilirim diye. Gittiğimiz yerleri sayıyoruz. Genelde yürüdüğümüz için yürürken düşme olasılığı pek olmadığından oturduğumuz yerleri düşünüyoruz daha. Beylerbeyi nde gittiğimiz kafeden sonra ona aldığım ve gözlerinde sevince, mutluluk pırıltısına dönüşen çikolata için cüzdanımdan para çıkardığımı hatırlıyorum. En son orada cüzdanımla tensel temasa geçmiş olmalıyım diye sesli düşünüyorum. O vakit sahil yolunda düşürdük diye sahile doğru giden minübüslerden dönerken kullanmış olduğumuza şans eseri rastlıyoruz ve biniyoruz. Aynı minübüs olduğundan emin olmasam bile bi ihtimal budur diyerekten, orada düşmüş olabilir diye o kalabalığın içerisinde oturduğumuz yerin altlarına falan bakıyorum ben. Bu arada düşünceler yavaş yavaş aklımı kurcalamaya başlıyor. Kimlik, ehliyet, banka kartı, kredi kartı, akbil üstelik içerisinde yeni yüklediğim abonman.. Hepsi için ayrı ayrı uğraş ayrı ayrı stres. Omuzlarımda ağırlıklar hissediyorum. Koluma girmiş bana destek veriyor o ise. Panik yapmamam büyük ihtimalle onun yanımda olmasının vermiş olduğu rahatlık hissiyatından. Gülümsüyor bana. "Napıcaz" diyor. "Hallolur her şey" diyorum. Üzerimde o kadar nakit para taşıdığımı duyunca bi güzel de fırçalıyor beni, hoşuma gidiyor. Bu kadar kısa süre içerisinde beni bu denli benimsemesi ve benimle bu denli ilgilenip beni hayatının kopamayacağı bir parçası haline dönüştürmeye başlaması başımı döndürüyor o an. Düşüncelerden düşüncelere uçarken, cüzdanım aklıma geliyor. "Karakola gitmeli bulamazsak sahilde" diye sesli düşünmeye devam ediyorum. Katılıyor düşünceme. "Planını da bozdum" diyorum. "Boşver" diyor, gülüyor. Sarılasım geliyor ona, sarılamıyorum kalabalık minibüs. Müsait bi yer istiyoruz şöförden, iniyoruz. Oturduğumuz bankın etrafına bakınıyoruz telaşla. Yok. Aynı şekilde bende de şaşılacak şekilde panikten eser yok. Yan tarafta oturan orta yaşlarında karı-koca olduklarını tahmin ettiğimiz çiftin yanlarına yaklaşıyoruz. Soruyoruz bi ümit diyerek. Soyadımı soruyor. Söylüyorum. Cüzdanımı çıkartıyor çantadan, gözlerim ışılıyor o an sanki, hissediyorum. "Biz de sizi bekliyorduk burada, gelirler diye düşünmüştük" diyor, nasıl teşekkür etsem bilemiyorum onlara. "Arayıp bulacaktım seni" diye de bi güzel paylıyor o an şakayla karışık. Biz de ki mutluluğu görünce onlar da mutlu oluyorlar. Çok teşekkür edip ayrılıyoruz yanlarından, gözlerinde iyilik yapmanın vermiş olduğu saf mutluluğu görüyorum o çiftin. Hala iyi insanlar var diye düşünüyorum. Yürüyoruz. Minibüs yoluna çıkarken minibüsten beri içimde kalan o sarılamayışı gerçekleştiriyorum. Sımsıkı sarılıyorum, çekiyorum kokusunu içime. Boynumdan öpüyor beni, kokluyor. "Çocuk gibisin!" diyor, "sahip çık cüzdanına". Gülümsüyorum, tekrar sarılıyorum. Mutluyuz, gözlerini gözlerim yapıyorum. Elleri ellerimde, heyecan dolu bir mutluluk soluyoruz. Gün akşamı giyiniyor, bizse mutluluğu.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Caner Almaz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |