TÝLKÝNÝN SÝTEMÝ



Çakal aç kalýnca, “O, akýllýdýr, bana bir karýn doyurma yolu gösterir” deyip gitmiþ tilkinin inine:

- Tilki kardeþ üç gündür mideme bir lokma bir þey girmedi. Açlýktan ölmek üzereyim. Derdime bir çare, demiþ.

Tilki cebinden bir kartvizit çýkarýp arkasýna “Hamili kart yakýnýmdýr. Kendisine iki tavuk verilsin” yazmýþ çakala uzatmýþ.

- Bak, demiþ, aþaðýdaki kümesin sahibi yakýn arkadaþým olur. Bu kartý kendisine ver. Okut. Sana iki tavuk verecek. Karnýný bir güzel doyur.

...

Çakal gitmiþ; yarým saat sonra üstü baþý periþan, yüzü gözü þiþmiþ ve de aðzý burnu kanlar içinde geri dönmüþ. Tilki þaþkýnlýk içinde:

- Ne bu halin çakal kardeþ, kaza mý geçindin? deyice,     

- Yok, demiþ çakal, kümesin sahibi beni çok fena dövdü, bu hale getirdi. Tavuk da vermedi.

Tilki daha da þaþýrmýþ :

- Peki kartýmý göstermedin mi? Arkasýna yazdýklarýmý okutmadýn mý ?

- Gösterdim ama, okumadan, aldý cebine koydu. Beni de çok kötü dövdü, deyince sitem etmiþ tilki tilki:

- Ah be kardeþim! Okumuyor bu millet, ben ne yapayým.