Bir şey isteme benden. Senin isteklerin hem kapkara bir böcek gibi sevimsizdir hem de çekirge sürüsü gibi talan edicidir. Karşında bitip tükenmeyen bir ırmak olsam da, sen sularımı kirletirsin. Yanında masmavi bir deniz olsam, bir karpuz gibi sularıma düşersin. Sana sofra dolusu yiyecek olsam, sen ekmeğe nankörlüğünü sürersin. Önünde dursam bir heykel gibi, senin önüne geçtiğim için, ya da senin heykelini dikmedikleri için bana ucube dersin. Ey sevgili sen bir ucube bile olamazsın. Öyle bir insansın ki, dağın heyelana uğramış yanına benzersin. Ey sevgili bir dağ manzarasında en çirkin görüntüsün. Bir çiğdem kadar güzellikte yoktur eserin. Ben aşkta gamzeli bir gülüşüm. Sen ise aşkta bile dudakları kurt kapanı olan, fakat nedense koyunları yakalayan yalancı birisin. Ben sevgide gözyaşı iken, sen gözdeki çapaksın. Bir şey isteme benden. Sana şairliğimi verebilirim belki, şiirlerimi benden isteme. Şiirlerim bir hayal dünyasıdır. Sen ise hiç hayalimde yoksun. Sen gerçeğimsin belki, gözümle gördüğüme inandığımsın belki. Fakat şunu bil ey sevgili, sağ göz, sol gözü göremez hiç. Sen iki gözüm de olsan, sağ gözümün göremediği sol gözümsün aynı zamanda. Ey sevgili iki göz aynı şeye ağlasalar da, ikisi de tek başına ağlar. Aynı anda ağlamaya bşlasak da ey sevgili, sen benim tek başıma ağladığımsın. Aynı güneşin altında olgunlaşan meyveler olsak da, aramızda yine de irilik farkı vardır. Ben ele avuca sığmaz biriyim, sen çocuk elinde bir elma şekerisin. Tat verdiğin duygular anca çocuk yüreklerde iz bırakabilir. Ben kendi yeteneklerini çalan bir şairken, sen önüne gelenin dükkanına uğrayan bir yürek cebi boş olan bir fukarasın. Benim gözyaşlarım iri iken ve ışığında güneş parlarken, senin gözyaşların kör kuyuya düşen bir aç gözlülüktür. Benden bir şey isteme. Bir tablo ressamdan ne fırça ister ne de boya. İkisinin bir imgede buluşması, bir çerçeveye dönüşür. Benden bir şey isteme. Seninle bir dairede buluşamazken, bir karede açı ya da köşe nasıl olalım? Açtırma benim matematik ağzımı. Sıfırsın işte koca bir sıfır. Yanında bir olsam, isteklerinin sınırı gelmez.
Aşk, denize ulaşan bir nehirdir. Suların iç içe geçmesidir. Sen zeytinyağı gibi hep üste çıkarsın. Duygu yoğunluğumuz aynı değildir. Sen ağırsın, durgun sudaki çakıl taşları gibi, ben su yüzeyindeki bir yaprağım. Ben seni taşıyamam. Hele de mevsim sonbaharsa, rengim turuncu ya da sarıdır. Suların içinde kuruyup giderken, sen ırmağın derinliğinde sırılsıklamsın.