Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karşısında zincirler erir, taç ve tahtlar batar, mahvolur. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Daha önce, kalbimin en az beynim kadar geniş olduğunu bilmiyordum. İşin kötüsü gözlerim olmadan düşünmek zorundaydım. Eğer beyninizle düşünüyorsanız gözleriniz olmak zorunda ama kalbim değdiniz de gözleriniz yerinden sökülür. İşte o yüzdendir ki sevdiğiniz insanların şeklinden çok onlarlayken duyduğunuz hislerdir sizi onların yanında huzurlu kılan ve gittiklerinde ellerinizden çok ciğerlerinize çöken terk edilmişlik hissi bundandır. Öyle durur dinlersiniz. Ve gülümser bazı bazı… birileri gelir ve giderler aldırış etmezsiniz. Kim giderse gitsin gidene değil de onun gitmişliğine üzülürsünüz. Hepsi anılardandır. Başka bir şey değil. Kafanızdaki gürültü çoğalır. Kelebeklerin hepsi aynı anda ölmez çünkü yavaş yavaş ölürler. Ellerinize çarptıklarında bunu sizi gıdıklamak için yapmadıklarını minnetle yalpalanarak yalvardıklarını anlayamazsınız. Kalbiniz buna izin vermez. Çünkü kalple gerçekleştirilen her eylem kendini tüketir. Ve bu insana en yüce hazzı verir. Tüketen ve tükenen her insan kendini bir bok sanır. En kuvvetli hisleri sadece bir kişiye beslediği için. Beyinleriyle sevselerdi de görebilselerdi. Etraftaki onlar kadar hasta düşünceleri olan insanları. Yani demem o ki bazılarımızın yanında çocukken kurulan hayaller büyüdükten sonra gerçeklerle değil de yalan olanla bazen de olmayanla yaşamaya mahkum kılıyor. Şans vermiyoruz kimseye. Verdiğimizde keşke hayvan olsaydık diyoruz. Keşke hayvan olsaydık. Ama rahman çıkıp; ‘çiğdem hayvanların bile cinsel arzuları ikinci planda’ diyor. Yerle bir olup, utanıp, doğru lan diyorum. (hayatında bir rahman olan insan şanslı insandır. o an düşündüğünüzün yanlış olduğunu söyler ve siz o ne derse ona inanırsınız) Kendimizi seçemiyoruz. Hatta sevdiğimiz insanı da. Onlar birden geliyor birden gidiyorlar. Tutamıyoruz. Bu yüzden kalbime ihtiyacım olmadığına karar verdim. Ellerimi kulaklarımdan çekip kalbime bastırdım. Beni terk edemezsin sandım. Yaptım. 13.03.11 Çiğdem Taş Not: Saatin tik tak sesinde uyuyamıyorsanız kalbinizle sevmeye sakın kalkmayın.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © çiğdem taş , 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |