Dünyanın her tarafından öğretmenler insan topluluğunun en fedakâr ve muhterem unsurlarıdır. -Atatürk |
|
||||||||||
|
Kaç zaman oldu sana yazmayalı Hani bir sevgilimiz vardı paylaşamadığımız Uğrunda nice kez küsüp darıldığımız Onu gördüm dün çay bahçesinde Tanıyamadım onu ilk bakıştığımızda Kim bu demiştim tanıdık biri galiba Dostça gülümsemesi yabancı gelmedi bana Gülen gözlerinde geçmişi aradım Bunca yıl sonra onu gözlerinden tanıdım Saçlarında tek sarı tel kalmamış Gözleri hüzünle harelenmiş Belki inanmayacaksın ama Eski güzelliğinden eser kalmamış Gidip yanına oturduğumda Seni sordu titreyen bir sesle Görüyor musun onu dedi hasretle Dedim mektuplaşıyoruz seyrek te olsa Dedi yazarsan selamımı söyle çokça Kırarmış saçlarına harelenmiş gözlerine Takıldı gözlerim uzun süre. Geçmişi yaşadım gözlerinin derinliklerinde Yıllar nasıl da yıpratmış bu kadını Bu muydu her gün evinin önünü arşınladığımız O güzeller güzeli Yelda Nasılda kapışırdık onun uğruna Uzun uzun söyleştik geçmişimizin üstüne Evlenmiş ama uzun sürmemiş evliliği Seni sordu yine Evlendi mi mutlu mu diye Dedim onun da gülmedi yüzü evlilikten yana Terk edildiğinden beri darıldı tüm kadınlara İçkiye verdi kendini Dertlerinden kurtulmayı umarcasına Dedi ya sen, sen ne durumdasın Yoksa sen de onun gibi umarsız mısın Dedim senden başka hiç umarım olmadı ki Özleminle yaşadım bunca yılları Gözlerime baktı uzun uzun Gözlerinden yaşlar süzülüyordu Kalk dedi, kalk gidiyoruz Çok efkarlandım, çayla dağılmaz bu efkarım Hadi ne duruyorsun gidelim birkaç tek atalım Madamın yerinde yarıladık geceyi Gidelim diye kalktığımızda o ödedi hesabı Nasılda yıkıldım anlatamam Sarıldık biri birimize tuttuk benim evin yolunu İleride yine yazacağım Bende merak ediyorum bu beraberliğin sonunu Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 2 Yine sitem ediyorsun be dost, Uzun zamandır yazmadım diye Bilemezsin ki başıma neler geldiğini Hani o Yelda vardı ya eski sevgili Gelip evime kendi evi gibi postu seren Üstelik eşimden boşandım dulum diyen Bilirsin bizim erkeklik defterinde Yazılı değildir jigololuk denen erdemsizlik Emeklilik maaşı yetmez olunca Her gün vur patlasın çal oynasın yaşamaya Sattım babadan kalma tarlayı da Kalaycı kumuydu, uyuzdu, verimsizdi ama Yine de gitti iyi sayılacak paraya Takriri verip koyunca parayı cebe Soluğu aldım Kuyumcu Yücel’de Beş burma, beşte beşi bir yerde koydum cebe Götürüp serdim Yelda’nın önüne Ne sevindi, ne sevindi bilemezsin. Bir de imam nikahı kıyalım dedim Ne gereği var dedi Biri birimizi sevmemiz yetmez mi delicesine Kalan parayı da koydum yüklükte bir yere Ertesi gün evden çıktım alış verişe Döndüğümde Yelda yoktu anlamadım niye. Aklıma yüklükteki para geldi Baktım para yerinde mi diye Bizim parada uçmuş Yelda’yla birlikte Savcılığa baş vurdum dolandırıldım diye Şimdilerde ülke kazan ben kepçe Yelda’yı arıyorum ama yok çare Gazetedeki haber dikkatimi çekti Tam benim gibi başka kelekler de varmış Diyecektim ki... Meğer resimdeki bizim Yelda’ymış Kocasıyla birlikte bekar ihtiyarlara Evlilik tezgahı kurarmış Gittim buldum o iki rezili Aman dediler şikayetçi olma Vereceğiz senden tüm aldıklarımızı İki bilezik iki de beşi bir yerde verdiler Aman sıkıştırma fırsat ver bize Yeni bir kelek var tezgahımızda Hele onu bir kelekle yelim Senden ne aldıysak hepsini bil cebinde Günlerdir ne gelen var ne giden Yeni kelek bendim anlaşılan Ders olsun sana da başıma gelenler Bakma kusuruma yazmakta gecikirsem yine Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 3 Dostum, Son mektubumda yazmıştım Başıma neler geldiğini Eski aşkımız Yelda’nın Bana neler ettiğini Dertler adamın yakasını Sım sıkı tuttu mu bir kez Ardı arkası kesilmez dertlerimin On gün önce yine geldi Yelda Kocamla kötü kapıştım Terk ettim o namussuzu Belki inanmayacaksın bana Kovsan da asla ayrılmam senden İnanmadım ama Tez közlendi küllenen aşkım Peki kal dedim Ona yeni bir şans verdim Dün seni çok seviyorum dedi Hele bu evi bir de bana versen Seni nasıl seveceğimi anlatamam Dedim, Ya beni sokağa atarsan Boynuma sarıldı Bu dediğini nasıl yapar seven bir insan Aklım karıştı çıkamadım içinden Gidip Nevres oğluna danıştım Çok kızdı bana dedi manyak mısın sen Yetmez mi tarlanı kaptırdığın Bir de evsiz mi kalacaksın Eve döndüğümde sarıldı boynuma Dedi ne zaman evi yapacaksın üstüme Yapamam dedim boşuna heveslenme Dün eve döndüğümde boş buldum evi Yelda denilen o namussuz Yükte hafif ne bulduysa götürmüş Sildim artık onu gönül defterimden Yinede teselli buldum kendi kendime Ya evimi de verseydim o haine İnan, konu komşu nasılda gülerdi halime Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 4 Yine sitem ediyorsun be dost Haklısın çok zaman oldu yazmayalı Çok çile çektirdi bana o eski sevgili Dost dediğin kendi dertlerine Dostlarını ortak etmemeli İyi haberler yazayım diye Çok geciktirdim bu mektubu Dedim ya dert dediğin Hele bir yakana sarılmış olsun Kesilmez arkası sıralanır peş peşe Bir hafta oldu Yelda’nın kocasının geldiği Dost dedi bilesin seni çok sevdiğimi Aylar oldu hep seni düşlediğimi Düşündüm ki biri birini çok sevenleri Aradan çekilip kavuşturmak gerek Hele bu gece kuralım çilingir soframızı İçelim doyasıya kuracağımız Yeni dünyamızın şerefine Kurduk çilingir soframızı Yanı başımızda mangal bol dumanlı Parlattık kadehleri tek tek Taaaa gece yarısına dek Dost dedi çok üzgünüm aylardır Seni tanıdığım karakoldaki günden beri Dedim çık aralarından bırak onları baş başa Ne çare ki boşanmak için çokça para gerek Belli ki bana tezgahlamakta yeni bir kelek Dedim siz sevmişsiniz ki biri birinizi Yıllardır sürdürmüşsünüz evliliğinizi Çıkmak ise benim için gerekli Unutun beni bunca yıl unuttuğunuz gibi Ne pişkin adammış bu be dost Beş yüz milyon verirsen eğer Hemen aradan çıkarım demez mi Sabah ilk işim ona kapıyı göstermek oldu Sildim Yelda’yı defterden ömrüm boyu Olanlar benim uyuz tarlama oldu Yitip gitti parası kelekliğim de cabası Gönül boş cüzdan boş kaldık sap gibi ortada Bakalım daha ne çileler var gelecek günlerde Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 5 İşte böyle dost işte böyle başıma gelenler Gizlemek nafile her kes duymuş olan biteni İnan bana dost kahveye çıkamaz oldum Karar verdim bu kenti terk edip gitmeye Yaş yetmiş iş bitmiş derler adama ama Ben atmışında tükenmişim inan bana Nereye gidersin, nereye demir atarsın bu yaşta Özlem duyuyorum senin gibi bir can dosta Evi satayım dedim uygun bir fiyata Alıcılar almak isterler yok pahasına Belki sabret acele etme diyeceksin ama Sabrım kalmadı bu alaycı insanlara Gitmeliyim çok, çok uzaklara Yeni bir dünya kurmalıyım oralarda Belki beni candan sevecek birini bulurum Belki iyi bir yuva için birine kul olurum Olmadı dost olmadı, çok ters geldi bu kent bana Bu kentte yitirdim tüm umutlarımı Doğup büyüdüğüm bu kentin yabancısı oldum Küllenen bir aşkın parlayan ateşi yüzünden El aleme rezil kepaze oldum Gidiyorum bu kentten dönmemecesine Yazmakta çok gecikirsem sakın üzülme Hele yerleşeyim bir gurbet eline Yazarım sana yine olup bitenleri Bakalım zaman ne gösterir Ömrümün bu son döneminde Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 6 Dost bir başka diyardan yazıyorum bu kez sana Turistik bir ilçenin unutulmuş bir köyünde Kiralık bir ev edindim kendime Günüm gecem kahvehanede geçiyor Benim gibi emekliler arasında. Okey oynuyoruz çayına kahvesine Bazen de laflıyoruz umum dertler üstüne Can arkadaşlar yeni dostlar edindim Aralarında tarlası bahçesi. olanlarla Açılıyoruz yem yeşil kırlara Meyve bol her türlü ot var burada Yüz yaşındaki ihtiyarların yamaçlara Keçi gibi tırmanmalarını anlayamadım Çaydan çok kekik va andız tüketilir burada Dediler işte bu işin sırrı da burada Yol boylarına yazmamışlar boşuna Tanrı uzun ömürlü olmasını istediğini Atar bizim bu bakımsız unutulmuş yöreye Az sonra kuracağız çilingir sofrasını Hilmi’nin çardak kahvehanesinde Şarabın en ucuzu ve sahanda yumurta Dolunay dorukta ve şarkılarımız ayyukta Bir masal gecesi yaşayacağız hep birlikte Keşke sen de olsaydın bu gece Bizim bu çilingir alemimizde Hele biraz daha yer edineyim kendime Gel diyeceğim sana, gel sen de katıl bize Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 7 Merhaba dost yeni dünyamdan merhaba Mutluluklarla doluyum bu köyde inan bana Babadan kalma evi sattım geçende Bir bağ evi aldım köyün dışında bir yerde Bir dönümden fazla bir bahçenin içinde Kuyusuna bir tulumba koydum Kolunu bağladım rüzgar pervanesine Aralıksız çalışsın bahçeyi sulasın diye Bir havuz yaptırıyorum suyun önüne Kameriye de yaptıracağım günün birinde Bir de rüzgar pervanesi kurdum Bedava elektrik üretsin aküyü doldursun diye Kümeslerde tavuk tavşan üretiyorum Hormonsuz sağlıklı et yiyeyim diye Kasaplarla kavga etmiyorum artık Eti neden yağlı verdin diye Bir de keçi aldım sütünü sağayım diye Soğuk suyu alıyorum bahçedeki kuyudan Birde dolap edindim aküyle çalışan Hani derler ya hava bedava su bedava Benim için artık yaşamak bile bedava Bir gereksinimim kaldı kaşık düşmanına Hele şu bahçeyi doldurayım sebzeyle meyveyle Tez çıkacağım onu da arayıp bulmaya Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 8 Dost mutluluktan uçuyorum inan bana Suya havuz yaptırdım tam yirmi tonluk Bahçeyi doldurdum meyve fidanlarıyla. Arasına diktim çeşit, çeşit sebzeler Su yollarına fesleğenler kral kızları diktim. Yakın bir koyun çardağındaki gübrelerden Çokça taşıttım bu minik bahçeme Öyle verdim ki kendimi bahçeme Yelda’yı unuttum geçmişimle birlikte Varsa yoksa keçim, tavşanlarım, tavuklarım Birde çukur açacağım ördeklerim yüzsün diye Bir görsen kümeslerdeki halimi Beslediğim hayvanlardaki sevgi selini Tavşanlar almak için otun en tazesini Ayaklarımda dolanıyorlar fino köpeği gibi Tavuklar çevremde güvercinler gibi Dün topladığım sebzeleri Yükledim benim külüstüre Götürdüm ilçemizin pazarına Kapış kapış gitti sanırsın bedava Cebim doldu çokça parayla Ne güzelmiş emeğin bedelini almak Para bol ya be dost gittim bir bakkala Bir kasa rakıyı koydum bagaja Akşamı topladım dostlarımı bahçeme Açtım iki şişeyi koydum önlerine İkide piliç çevirdik mangal üstünde Ne gazeller çektik ne şarkılar söyledik Kargadan beter seslerimizle Sürdü alemimiz gece yarısında bile Hoşça kal dost iyilikler dileğiyle Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 9 Yandım dost yandım ta ciğerimden Ateş fışkırıyor inan her yerimden Yetiştirdiğim sebzeleri her hafta İlçemizin pazara götürüyorum ya Orada rastladım gönlümün sultanına Nasıl çarpıldım bilemezsin Bir afeti devran ki anlatamam Yaşı kırk beş belki de elli İnan adama oynatır çiftetelli Bir güzel ki anlatılmaz Dün pazarda sohbet ettik biraz Sordum evli misin diye Yüzüme baktı hüzünle Dedi nerede bende o şans Kalbim duracak sandım Konuşamadım tutuldum kaldım Neden sonra toparlandım Dedim yıllardır ben de yalnızım Çok uzun yıllar oldu boşanalı Çocukların var mıydı diye sordu Yalnızım dedim, Yok ne arayanım ne de soranım Yalnızlık zor dedi, Bir kısmetin çıksa da evlensen Dedim ya kısmetim sensen Güldü, olabilir dedi şayet sen istersen Yandım dost yandım, Yıllardır ayrıyım ama boşanamadım Bindim otobüse vardım Ankara’ya Hani benim memuriyetteyken edindiğim O bildiğin geniş bahçeli evim var ya Bak hanım yıllardır ayrıyız Yeter artık bunu bir sona bağlamalıyız Bırak yakamı kabul et boşanmayı Bu ev helal olsun sana anamın ak sütü gibi Neyse ki direnmedi Evi verirsen boşanırım dedi Avukat takip ederken bu işleri Döndüm geri Beklerken ilçedeki pazarı İçim içime sığmaz oldu. Sözdü, nişandı oyalarken onu Bekleyeceğim o mutlu sonu İşte böyle dost, ulaşacağım muradıma Dilerim darısı da senin başına Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 10 Gülmedi yüzüm be dost gülmedi gitti Geçtiğimiz hafta geldi beklediğim haber Boşandın artık gözün aydın dediler Günleri iple çekiyordum inan Pazarın gelmesiydi dileğim Geldi çattı sabırsızlıkla beklediğim Yükledim sebzeleri benim külüstüre Düştüm bizim ilçe pazarının yoluna Erkenden kurdum tezgahımı Beklemeye başladım gönlümün sultanını Tezgahta sebzeler bitti Pazar dağıldı Gelmedi benim gönlümün sultanı Yüklendim onun için ayırdığım sebzeleri Düştüm az buçuk bildiğim yola Tarif ettiği yere geldiğimde Devamlı bir müşterim çıktı karşıma Dedim Ayten hanım ayırtmıştı bunları Gelmeyince bari kendim getireyim dedim Ne yazık ki evini tam bilemedim Dedi aha evi şu ama üç gün oldu gideli Yazlıkçıydılar onlar Bir hafta kadar oldu kontratları biteli Dedim onlar buralı değiller miydi Yok dedi ilk bu yıl gelmişlerdi Sessizce çekip gitti sanmam bir daha geleceğini Şaştım kaldım bilemedim ne diyeceğimi Dönüp geldim açtım yedi yüzlük şişeyi Bitirdim tümünü yine kesmedi Teypte dönerken peş peşe hüzün şarkıları Ağladım ağladım tükendi gözümün yaşları Yıllar anlamadan geçti yaş ilerledi Gülmedi şu bahtım be dost hiç gülmedi Derler ya ön tekerlek nereye giderse Arka tekerlekte gider onun ardından Belli ki biz kurtulamayacağız bu yangından Özcan NEVRES BİR DOSA MEKTUPLAR 11 Nasıl anlatayım be dost nasıl anlatayım Ne yapsam ne etsem bilemiyorum Her gece bir yedi yüzlük deviriyorum Kesmiyor be dost kesmiyor yanıyorum Dün akşam kameriyede kurdum sofrayı İçmeye başladım ölümü ararcasına Mehtabın aydınlatamadığı koyu gölgelerde Ayten’i gördüm uçuyordu o gölgeden bu gölgeye Onu yakalamak için yerimden fırladım Ayağıma bir dal takıldı yıkıldım kaldım Sızdım orada gün ağarırken uyandım Sabahın ayazıyla zor geldim kendime Uzun uzun düşündüm nerede yanlış yaptım diye Yaş atmış olsa da insan delicesine seviyor yine Ayten bu oyunu niye yaptı bana bilmesem de Seviyorum onu hem de delicesine Onu sordum, soruşturdum bilen yok Anlarsın ya bu aşktan bana hayır yok Sileceğim tüm kadınları gönül defterimden Unutacağım onları, tıpkı senin unuttuğun gibi Özcan NEVRES BİR DOSTA MEKTUPLAR 12 Yaz bitti dost, yapraklar sarardı Yalnızlıktan içim, dışım karardı Koca yaz bir vefasıza bağlandım Belli oldu, bu kış ta yalnız kaldım Sararan yapraklara hüzünle daldım O yapraklar kadar umarsız kaldım Az kaldı saçılıp yok olmalarına Rüzgarın önünde savrulmalarına Kendimi düşündüm ve ilerleyen yaşımı O son noktaya uzak mıyım, yakın mı Bu gün olan gücüm yarına kalır mı Bir inat uğruna boşadım karımı Başkasını onun yerine koymak kolay mı Yanlış yaptım dostum, çok yanlış Yeni bir sevgili dedim çıktım yola Olmadı dost olmadı ne yaptıysam da Gönül defterimi kapattım verdim mola Gençlikteymiş etrafımızda pervane olanlar Yaşlılıkta, ne koparacağız diye bakarlar Umudum Yelda dedim tokatlandım Umudum Ayten dedim aldatıldım Sap gibi ortada bir başıma kaldım Çocuklarım bile yüz çevirdiler Annemizi istemeyeni, istemeyiz dediler Bir labirentin içindeyim çıkışı belli değil Çepel bir yoldayım aşılması kolay değil İçimdeki fırtınayı anlatamam sana Bu hayat artık çekilmez geliyor bana Bir ipin ucunda son verirsem yaşamıma Sevin dostum bu azaptan kurtulduğuma Elveda diyerek son veriyorum mektubuma Özcan NEVRES
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Özcan Nevres, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |