DÝKÝZCÝLER


     
Nedendir bilmem, þu dikizciler her zaman ilgimi çekmiþtir. Bilirsiniz bizim toplumumuzun büyük çoðunluðu okuma özürlüdür; bilgiye gereksinim duyduðunda sorarak öðrenir. Oysa dikizciler, deðiþik bir yöntemle de olsa okuyarak öðrenirler.
     Adamýn dikizci olduðu konusunda bir duyum mu aldýnýz? Onun mutlaka öðrenip, kendine çekidüzen vermesi gereken bilgiyi edinmesini mi istiyorsunuz? Kolay. Önce onun çevresinde elinizdekini dikizleyebileceði uzaklýkta bir yere iliþirsiniz. Sýra gerekli yayýný, yazýyý bulup ortaya dökmekte. Alýrsýnýz elinize dikizcinin okuyup, bilgi edinmesini istediðiniz yazýyý; kitapsa o sayfayý görebileceði biçimde, gazete ise yine okutmak istediðiniz yazýnýn kolayca görünmesi, dikkatinin o yazý üzerinde yoðunlaþmasýný saðlayacak biçimde katlarsýnýz.
     Artýk her þey hazýrdýr. Yapýlacak iþ, yazýyý onun dikizleyebileceði açý ve yakýnlýkta tutabilmektedir. Bunu baþarabildiðiniz takdirde, bilgilenme baþlamýþtýr. Artýk dikizcilerden oluþan bir düþüncedaþ topluluðu oluþturmanýz, hatta sakýncalarýný göze alabilirseniz, düþünenler örgütü kurmanýz bile olanaklýdýr.

…

     Bu dikizci kesiminin de hepsi ayný deðildir. Çeþit çeþittir. Örneðin; þöyle üç beþ kez dikizleyip, “Yahu bu iþ keyifliymiþ, alayým elime de adam gibi okuyayým” diyen sapkýn tezgin dikizciler vardýr. Ancak bunlarýn oraný olabildiðince düþüktür. Çünkü bunlar dikizcilikte sebat etmeyip normale dönüverirler.
      Asýl saðlam dikizciler, azýlý dikizcilerdir. Halk arasýnda, bunlarýn, nüfus cüzdanlarýndan yurttaþlýk numarasýna bakarken bile yirmi beþ derecelik bir açýyla baktýklarý söylenir.

      …

     Ben aslýnda bunlarý hiç tanýmazdým. Ta ki, biriyle yol arkadaþlýðý yapýncaya dek:
     Koltuðuma yerleþip bir iki dakika çevreyi kolaçan ettikten sonra her zaman olduðu gibi çantamý açýp gazetelerden birini çýkardým; baþladým birinci sayfadan haberlere göz atmaya. Bir ara baktým, yol arkadaþýmla birlikte okuyoruz. Sayfa deðiþtireceðim zaman elime dokunuyor, “Bekle, ben bitirmedim!” anlamýnda. Eh artýk bekliyorum. O açýdan okumak zor ya, insanlýk namýna.
     Dur bekle, olmadý bitiremedimden býkýnca, tuttum gazeteyi kendisine verdim. Tebessüm edip aldý, kucaðýna koydu. Ben çantamý açýp baþka gazete çýkardým, onu okumaya baþladým. Ama yine birlikte okuyoruz. Yine arasýra yüzyüze gelip birbirimize tebessüm ediyoruz. Sayfa çeviricem, yine elimi tutup “Hop hop daha ben bitiremedim” hareketi yapýyor. Bu arada ilk gazete de dizlerinin üstünde, öylece duruyor.
Bu böyle olmayacak, herhalde o gazete çok ilgisini çeken bir gazete deðil. Bu kez ikinci gazeteyi de katlayýp eline verdim. Yine oldukça hoþnut biçimde kabul etti. Karþýlýklý tebessümleþtik.
Bir süre ikimiz de hiç bir þey okumadýk. Ýki gazete de onun dizlerinin üstünde, öyle âtýl biçimde duruyor.
Yapacak bir þey yok; çantamý açýp üçüncü ve son gazetemi çýkardým. Tahmin edileceði gibi onu da birlikte okumaya baþladýk. Gitgide sayfa deðiþtirmelerde elime tokat vurmaya baþlayýnca, yetiþsin diye ben de okumamý yavaþlatýyorum, ama nereye kadar. Bu iþ böyle olmayacak. En sonunda üçüncü gazeteyi de dürüp eline tutuþturdum.

     …



Sonunda gazetelerin üçü de onun kucaðýnda. Çare arýyorum. Bari uyumuþ gibi yapayým, onu uyutunca gazeteleri alýr bir güzel okurum. Ben gözlerimi yumunca o da yumdu. Tamam oluyor. Adamý uyuttum, artýk gazetelerimi rahatça okuyabileceðim, diye düþünüyorum; ama ne gezer, gazeteleri kavramamla birlikte elime bir tokat. Vasýflý dikizci! gözleri yumukken de görüyor.
Aslýnda çantada bir de kitap var. Hem de yepyeni, ilk ben okuyacaðým. Þimdi, kitabý da kaptýracaðým diye korkuyorum.
Artýk bekliyorum. Belki kendisi okumaya kalkar da, inadýna ben onun gazetesini dikizlerim. Kýsasa kýsas.
Ama okumuyor. Uyurken de kucaðýndan gazete alanlara karþý hassas bir bünyesi var. Hem okumuyor hem de almaya kalkýþýnca elimi tokatlýyor.

     …

Uykum gelmiyor, gazeteleri de alamýyorum. Olmayacak. Hazýr dikizci de horlayýp dururken, þansýmý denemeliyim. Açtým çantayý, çýkardým kitabý, baþladým okumaya.
      Þöyle dönüp adamýn yüzüne baktým. Yarý uyur, yarý uyanýk; ama, gözü benim kitapta.