Sanat hem bir coşma, hem bir yadsıma işidir. -Camus |
|
||||||||||
|
Yüreğim yanmaktan yoruldu, artık Kurtuluş Duası'na inanıyorken, ellerinden düştü sevdanın parıltıları, dağıldı yıldızlar arasına. Gökyüzü gibiydi odan ve bir tek ben yoktum karanlık duvarlarındaki tablolarda. Hüznündüm belki de, acıtan hüsranındım sanrılarında. Gökyüzünden hayaline bir sevda ezgisi sunamadım, dağıldım yıldızlar arasına. Bestelerim de dağıldı semavatın dualarına, sen duymadın. Yıkık hayallerle baktın pencerenden. Seni görmek ve ulaşamamak, ateşten bir çölde yapayalnız yürümek gibi... Kurtulmaya çalışıp serabına inanmaya çalışmak, öylece koşmak, yerinde saymak gibi... İnce buz kütlelerinin üzerinde koşmak, bıçak gibi sert, acıtan karanlık duvarlarının içinden aynı çöle savrulurken, sen benden uzaklaşıyorsun. Aslında bütün bunları en acı haliyle yaşadım, şimdi huzur vakti, kendimi toparlayıp senin pencerenden, odandan uzaktaki cennete yürüyeceğim. İstersen, eski seni yok edip benimle gelebilirsin. Hapsolduğun karanlık dünyaya inanma, senin düşlerin var, ışıltıların, şarkıların, duaların, varlığın, inancın var. Onları da al, çık karanlık odalarından dışarı. Gel benimle, karanlık, kötümser bir yanı olmasın insanlığının. İnan, değişeceğine her şeyin, eğer istersen birlikte başarabiliriz, çıkabiliriz derin uçurumlardan, cennetin ayykuna... Bir haber gönder dağların dost yüzüne, sevdamız yazsın eteklerinde, buluşalım tepelerinde, sarılalım seyrüseferimize. Ya da ben yalnız gideceğim, yalnız bir derviş gibi, seni hiç olmamış sayacağım, varlığına dahi inanmayacağım, hiç olmayan, hiç yaşayaman bir hiç diyeceğim adına. Hiçbir şey senin istediğin gibi olmayacak, içimi yakmayacağım, ince buz kütleleri üzerinde yürümeyeceğim. Gönlüm karanlıkların esiri olmayacak... Hem ruhum hem de kalbim, hem sonsuz insaniyetim, pozitifliğim, düşlerim, inancım... Bunların hepsi gönlümde... Gönlümü senden alıp gideceğim düşlerimin seyrüseferine. Kararını ver, çok az kaldı, gidiyorum olmadığın sensizliğe. Adın, varlığın, hüsranın, özlemin, çöl ve buz fırtınaların ne yakacak ne de donduracak artık. Gelmiyorsan, inanmıyorsan gönlümüzün cennetini kuracağım esas ruh eşimi arayacağım, dualarımız Allah'a olacak, hakikati söyleyen sözleri dinleyeceğiz, onların izinde yürüyeceğiz sadece. Seviyorsan kolay kolay bulamayacağın düşlerimin cennetine yaklaş, sana aşk melodileri sunuyorum, dinle, hisset... Sevmiyorsan, sensiz gidiyorum hakikatın olduğu yere, çöllerin ve buzulların olmadığı, silindiği, yok olduğu cennete... Seviyorum diyebileceğim başka bir ruh eşi buluyorum kendime... Önce, Hilali ve yıldızıyla sonsuz olan mavi diyara gidiyorum, sonra sevginin, dürüstlüğün, insanlığın yanına gidiyorum ve cennetin katlarına yolculuklar başlıyor, Cennet-ül Adn'da dostları arıyorum. Mavi diyarı soruyorum... Bütün bu hayaller gerçeğe ulaştığında, mavi diyar cennet oluyor gönül seyrüseferimde... Yeşille mavinin karıştığı cennetin derinliklerini dünyadayken birlikte düşlemek ve baki hayatta da orada olabilmek dileği ile, Allah'a dua ediyoruz. Tüm iyi niyetli insanlık ile dost, el ele olacağım insan ile ruh eşi olacağız fanide ve bakide hep beraber düşleyeceğiz ve hissedeceğiz hakikatı. İlmin sonsuz irfanıyla koşacağız yarınlara... Sana gel dedim, şimdi gelişini bekliyorum karanlıklardan kurtuluşumuzu, cennetimizi düşleyişimizi, dileyişimizi, dualarımızı bekliyorum... Yine de sen bilirsin, ister gelirsin, ister gelmezsin. Şunu bil ki gelmeyeceksen pencerenin önünde beklemeyeceğim artık Aşk sözcükleriyle donatmayacağım kapının önündeki yolu ve yanmayacağım eskisi gibi... Sonsuza Tükenmeyeceğim sensizken, karanlık odalarımdan çıkıp cennetimi arayacağım artık... Şimdi kapat gözlerini düşün, uykularına, yarınlarına, her anına yansısın sözlerim, bestelerim, çağrım... Artık uyan cennetimize..! Kapıların açılsın, ışık yansısın önce içeri, sonra yemyeşil çimenlerin ve renkli çiçeklerin kokusu girsin usulca ve yakala çocukluğunu, masmavi bir nehre yürü, uçurtmanı getirsin yaşlı bir kayıkçı, al ve koş, rüyaların ötesindeki hakikatte beni bulacaksın, seslen, ben sana koşacağım... Eğer sevmiyorsan, yine çık karanlık odandan, yine hisset güzel kokuları, yine sev uçurtmanı ve çocukluğunu. Sonsuza kadar yaşat hayallerini, baki cennete, Cennet-ül Aşk'a inan. Seni benim kadar sevecek bir ruh eşi bulursan, onunla git, umutsuz kalma, kapıları aç ve mutlu ol. Kararını ver, beni sevsen de sevmesen de kapıları aç ve masmavi cennetini ara... Dua et, sığın, Allah'a... Peygamberlerinin ilmini araştır... Hakikatin ilmini anlatan her insanı araştır. Onlara güven... Sana huzur veren, fayda sağlayan sanatı, güzellikleri, rahmani olan her güzelliği sev ve araştır. Unutma, hakikat İslam'dadır, bütün iyi niyetli güzellikler İslam'dandır, Allah'tandır. Yazdığım yazı sadece bir hiç kalır hakikatin yanında, esas olan Allah'ın sözüdür, her şey Kur'an'da. Yazdıklarımın bazı kısımları sadece nacizane bir kul, bir insan olarak Allah'a dualarım olsun. Bazı kısımları da senden iyi niyetli bir insan olarak ricalarım olsun. Dualarımdan çiçekler açsın düş bahçelerinde. Üzülme, umudunu kaybetme... Görüşmek dileğiyle. Sevinçlerinle kal... Mustafa Kemal İzgi 1 Temmuz Pazar 2012 / 22:00 Gemikonağı, Lefke...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Mustafa Kemal İzgi, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |