"Bilmezlik ile ne hoþtum; hayalimde ne güzellik, ne de aþk vardý." -Fuzuli, Leyla ile Mecnun |
|
||||||||||
|
Akþam okullarý: Öðrencilerin kimi bir üst dereceye yükselip daha iyi koþullarda emekli olmak; kimi iþyerinde þefe kýzmýþ, þefinin baþýna þef olmak; kimi geç olsun güç olmasýn deyip daha iyi bir meslek sahibi olmak isteðiyle gelir. “Karý dýrdýrýndan kurtulmak için geliyoruz.” deyip, çeneleriyle tüm dersleri kaynatan Süleyman’la Cemal gibileri de var. Ha bir de neden geldiðini çözemediðim Yaþar var. Bir gün Yaþar’a bu yaþtan sonra okula gelmekteki amacýný sordum. Öyle ya, akþam lisesi bu. O yaþta, koca dört yýl gece yarýlarýna kadar öðrencilik, bir amaç olmadan çekilir mi? Ama, “Bele soru cayiz midir ula!” deyince bir daha sormadým. Belli ki önemli bir hedefi vardý. Sonradan bir ara, sebebini deðil ama, mutlaka liseyi bitirmesi gerektiðini söyledi. … Yaþar’la tanýþtýkça çok iyi arkadaþ olduk. Ýlk bakýþta, resmini çocuk odalarýna as, yaramazlýklarý önle dedirten bir görünümü vardý ama, tanýdýkça tertemiz bir kalbi, dürüst de bir karakteri olduðu anlaþýlýyordu. Onun tek kusuru baþtan beri dersleri asmýþ, iþi kopya ile götürmeye çalýþýyor olmasý idi. Engel de olmadýðýmdan olsa gerek, benden kopya çekince geçer not aldýðýný fark etmiþ, sýnav dendi mi, dövüþ kýrýþ bir arkadaki sýrayý kapýyor. Yalnýz derslere çok yabancý olduðu için onluk kaðýt göstersen beþi zor alýyor. O da ite kaka dört buçuktan. … Artýk son sýnýftayýz. Aramýzda üç beþ tane üniversiteye girmeye heves eden var. Öðretmenler de bunun farkýnda, bir þeyler vermeye çalýþýyorlar. Akþam lisesinin kýsýtlý müfredatýný aþmaya çalýþýyorlar. Ama okulun sonu, özellikle üniversite sýnavlarý yaklaþtýkça Süleyman’la Cemal iþi iyice avareliðe vurdurdular. Bu ikisi birkaç kiþiyi daha ayartýp “Zaten okul bitiyor dört yýl sonra karý dýrdýrýna geri dönüyoruz. Bari son bir ay daha hayatýmýzý yaþayalým” deyip, arka tarafta Amiral Battý oynamaya baþladýlar. Eskiden sýk sýk okulu asarlardý, rahat ederdik. Bu kez yirmi günlük devamsýzlýk süresini doldurmuþlar, herkesten önce çýkýp geliyorlar. Gürültüden ders iþlenemez halde. Ne öðretmenler susturabiliyor ne de sýnýf baþkaný. … En önemli günlerimiz yabana gidiyor, derken Yaþar aklýma geldi: Bunlarý, getirse getirse o yola getirir. Konuyu hemen kendisine açtým. Uslandýrýrmýþ. Hatta, kuzu gibi yaparmýþ da karþýlýðý ne olacakmýþ. Bak sen! Yükünü yukarý yýðýyor. Hemen karþý saldýrýya geçtim; sýnavlarda kaðýdýmý kapatmaya karar verdiðimi söyledim. Bereket imaný gürmüþ, anýnda yola geldi. Sýnýf baþkanýný istifa ettirip, O’nu baþkanlýða seçtirmek hiç zor olmadý. Bizimki göreve baþladý. O günden sonra, sýnýfta sinek výzýldasa, Süleyman’la Cemal ellerini kaldýrýp “Biz yapmadýk.” demeyi ihmal etmediler. … Artýk her þey yolunda, asayiþ saðlandý derken, matematik sýnavý geldi çattý. Yaþar her þeyi ile sýnava hazýr. Her þeyi dediysem, öyle çalýþmak filan deðil, kalemi, silgisi. Bu arada öyle iki kalem sivriltmiþ ki, her birinin ucu iðneden ince. Matematikçi de ne düþündüyse dört tane kazýk soru sordu. Hem de yýl içinde “Bunlar üniversite düzeyinde, sýnavda çýkmaz.” dediklerinden. Çözülmeleri dünyada mümkün deðil. Bizim Yaþar’ýn hiç bir þeyden haberi olmadýðý için, sorularýn zorluðundan kolaylýðýndan da haberi yok. Kopya vermediðimi düþünüyor. Ýkide birde iðne uçlu kalemle masanýn altýndan popomu dürtüyor. Bir yandan da sitem ediyor: - Bu yaptýðýn caiz midir ula? Taþýttýðýn yoklama defterlne mi yanayým, müdür yardýmcýsýnýn önünde hazýrola geçiþlerime mi? Gözüne dizine dursun, namussuz! Bir ara sorulardan birine bir þeyler karaladým. Gerisi yok. Saða dönüyorum sola dönüyorum, olmuyor. Sanki bakýna bakýna olabilecek bir þeymiþ gibi herkes birbirine bakýyor. Yaþar dürtmeye devam ediyor. Bir ara baktým, önümde kaðýdým yok. Arkaya döndüm, bizimkinde iki tane. Göz göze gelince de en sert tavrýyla: - Kalleeeþ! Yaþar o sýnavda benim gibi iki buçuktan üç aldý. Sonuçta, dört buçuktan beþle matematiði bitirdi. av.mehmetonder@hotmail.com
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |