..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı, yetmişinde bile mesela zeytin dikeceksin. -Nâzım Hikmet
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Önder




28 Ağustos 2013
Korku  
Mehmet Önder
Bir partiden ilçe başkanlığına aday olacağımız tuttu. Kaptık delege listesini, o köy senin bu kasaba benim dolaşıyoruz. Sözümona delege avlıyoruz.


:ABJC:
KORKU

     
Hani, avukatlıkla bağdaşmayan işler vardır, diye bilirdik ya, artık o kural değişti. Günümüzde avukatlık hiç bir iş ve uğraşla bağdaşmıyor.
      Örneğin, avukatlar politikayı çok severler; ama insanımız neredeyse topluca borç batağına saplanıp, ülke sathı haciz alanına döndüğünden beri işleri zorlaştı. Nerden mi biliyorum? Yaşadıklarımdan. Bizim ilçenin geçimi tarıma dayalıdır. Eskiden durumlar iyiydi, para boldu. Şimdi, herkes borçlu; en varlıklı görüneninin borcu malını mülkünü katlıyor. Köylere bir sarı taksi girmesin herkes bir yerlere saklanıyor; saklanamayanlar da yöntemine göre davranıyor.
Bir partiden ilçe başkanlığına aday olacağımız tuttu. Kaptık delege listesini o köy senin bu kasaba benim dolaşıyoruz. Sözümona delege avlıyoruz.

     …

Küçük bir köyden işe başladık. Bu köyde yalnızca bir delege görünüyor. Beş dakikada konuşur, desteğini ister gideriz, diye düşünüyoruz. Köy meydanına geldik, ortalıkta kimsecikler yok, derken karşıdan biri göründü; “Mustafa Özgür’ü arıyoruz” dedim, daha sözümü bitiremeden, “Tanımıyorum” dedi.
Köyün nüfusu yüz civarında ama, adam “Koskoca köy, herkesi nasıl tanıyacağım!” tavırlarında.
Çaresiz, delegemizin evini gösterecek biri çıksın, diye bakınıyoruz. Bu kez karşıdan beygire sap saman sarıp çilbirinden tutmuş, çeke çeke gelen bir amca göründü:
- Amca biz Mustafa Özgür’ü arıyoruz, evi hangisi?
İhtiyar adam oldukça yorulmuş. Durdu, derin bir nefes aldı. Kasketini yelpaze yapıp yüzünü serinletti. Bizleri de tek tek süzdü:
- Evlat, ben de sizin gibi buralan yabancısıyın. İstanbol’dan turist olulak geldim. Heç bilemeycem.
Gezginci amcadan da sorumuza yanıt alamamış olduk.



Bu iş böyle olmayacak bari muhtara soralım, dedik, muhtarlık kapalı. Evine gidelim, evini kime soracağız.
Sonunda gruptaki deneyimli politikacı Ali abi sinirlendi. Çaldı en yakındaki kapıyı, başladı bağırmaya:
- Politikasının anasını eşşeğe deptircesiniz gari, aşamı gada bi deni deligeylen mi uğreşıp durcaz!
Ali abi anlaşılır bir dille bağırıp çağırınca kapı açıldı, içerden dört beş kişi birden çıktı. Hep birlikte:
- Neye geldiniz siz?
- Partinin kurultayı var, delegelerle konuşmaya geldik.
Bir gülüştüler:
- Baştan söylen hunu, afgat beyi en öne mindirip hacizci gibi köye gelini mi?
Acelemiz var ya, bu kez biz hep bir ağından biz sorduk:
- Mustafa Özgür’ün evini bilir misiniz?
Daha gülüşlü bir şey söylemişiz gibi, kendi aralarında bir de kahkaha attılar. Ardından “Biliriz biliriz” dediler. İçlerinden biri eliyle evin içini gösterdi:
- İnsan kendi evini düneğini bilmemi galan? Ahacık.



Anlayacağınız yurttaşı icracı hacizci korkusu sarmış. Yalnızca, komşuya yolcu getiren taksiden, eskiden adına şarkılar bestelediği postacıdan, telefonun zırlamasından, kapının tıklamasından, kurultay yapan partilerin delege tavlamasından korkmuyor; her şeyden korkuyor.
Birileri bize bir oyun oynuyor ama!

av.mehmetonder@hotmail.com



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.



Mehmet Önder kimdir?

30. 11. 1959'da İzmir'in Bayındır ilçesine bağlı Furunlu Köyü'nde doğdum. İlkokulu köyde, lortaokulu Çırpı Mustafa Adanır Ortaokulu'da okudum. Bayındır Lisesi'nde bir dönem okuduysam da devam edemedim. Sonra radyo tamirciliği başta olmak üzere birçok işte çalıştım. Ege Tıp Fakültesi'nde memur olarak işe başladım. Buradaki on bir yıla yakın çalışmam süresinde önce İzmir Namık Kemal Akşam Lisesi'ni, ardından Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesini bitirdim. İlk Beş yılını İzmr merkezde, kalanını Bayındır'da olmak üzere yirmi iki yıla yakın bir süredir serbest avukatlık yapmaktayım. Evliyim, Alp Deniz adında sekizinci sınıf öğrencisi bir oğlum var.

Etkilendiği Yazarlar:
Aziz Nesin, Rıfat Ilgaz, Muzaffer İzgü


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Önder, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.