..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Sanat doğaya eklenmiş insandır. -Bacon
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Bilimsel > Ruhbilim > Ahmet Odabaş




29 Ekim 2013
Ms mi Depresyon Mu  
Ahmet Odabaş
MS tedavisi iddiası ile, o kadar çok ot ve çöpün reklamı yapıldı, ilaç değil, doğal tedavi denildi ki... her duyduğunuza inanırsanız, kafanız allak bullak olur...


:ACCG:
MS Mİ DEPRESYON MU

Sormak yanıtlamaktan kolay... yanlış olan, belli konuda yönlendirmek için, soru soruyormuş gibi yapmak...

MS tedavisi iddiası ile, o kadar çok ot ve çöpün reklamı yapıldı, ilaç değil, doğal tedavi denildi ki... her duyduğunuza inanırsanız, kafanız allak bullak olur...

Buna bilgi kirliliği mi, aldatıcı reklam mı ...ne diyeceğimizi siz düşünün...

Nasrettin Hoca eşekten düşünce, doktor çağıranlar olmuş...Hoca...bana doktor değil, eşekten düşmüş birini bulun... o beni daha iyi anlar... demiş.

Eşekten düşen biri olarak, gözlemlerimi bölüşmek isterim...

MS nin cinsiyet ayrımcılığı yaptığını biliyorsunuz... MS lilerin ¾ ü kadın...

Eğitim durumuna göre ayırımcılık yaptığını biliyorsunuz... daha çok üniversiteli...

Yaş grubuna göre seçici davrandığını biliyorsunuz...25-45 yaş özellikye tercih edilir...

Depresyon ile yaklaşık aynı seçiciliği gösterdiğini biliyorsunuz...

Arkadaşın biri, MS denilen şey, belki de depresyondur...diyor... Bu arkadaş doktor değil, eşekten düşmüş biri...

BELKİ DE MS

Tekrar yazayım... tıb ile ilgim hasta olmaktan ibaret...(Eşekten düşmüş biri) MS denilen rahatsızlıkla mücadele halindeyim... Şu anda tekerlekli sandalyedeyim...

Yalnız başıma yaşamam mümkün değil...

Avukatım... 5 yıldır adliyeye gitmedim... Personel beni tanımaz...ben de onları tanımıyorum...

Küçük bir yerleşimde olmanın, eşimin avukat olmasının avantajlarını kullanıyorum..

Evde yalnız kalmam gerektiğinde, cep telefonu ve kablosuz ev telefonu hep yanımda... acil ihtiyaç halinde, yangında ilk kurtarılacaklar gibi hazırım...

Tuvalete gitmekte zorluk çekebiliyorum... Ev ve odalar engelleye göre yapılmış olmalı... Bu anlamda yapısal eksiklikler çok... Basit ama önemli...

Bu ayrıntıyı fazla irdelemeden, kendi rahatsızlığım ile ilgili gözlemlerimi yazayım...

Torbalı Kipa’da, kafeterya anımı daha önce anlatmıştım... Aynı şeyi tekrar etmek anlatana da, dinleyene de sıkıcı gelebilir...

Torbalı Kipa’da bir çay söyledim... birlikte geldiğimiz arkadaşlar market geziyorlar... çay geldi ve bardağın yanında iki poşet şeker...

Çay içebilmek için poşetleri yırtmam gerektiğni düşünüyorum... Ellerim poşetleri yırtamayacak durumda... aslında çayın şekerini bile karıştıracak durumda değilim...

O an gözümden kaçan ayrıntı ise, ben çayı zaten şekersiz içiyorum... Poşeti yırtmak veya çayı karıştırmak gibi bir gereklilik yok... Komik bir durumdu tabi... Biraz da düşündürücü...

Adamın biri kendini mısır sanıyormuş.. .en büyük korkusu da tavuklar... psikiatriste gitmiş... terapi...terapi... sonunda mısır olmadığını ve tavukların onu yiyemeyeceğini öğrenmiş.. Son olarak doktorla görüşmüşler... mısır olmadığını bildiğini söylemi ve teşekkür edip çıkmış...

Az sonra koşturarak doktora gelmiş ve bahçede tavuklar var... diye heyecanla konuşmuş... iyi de evladım sana ne zararı var...sen mısır değilsin ki...

İyi doktorum da...ben öğrendim mısır olmadığımı da, tavuklar da öğrendi mi....

Değişik kaynaklardan, öğrenilmiş çaresizliği öğrenmeye çalıştım... Seligman ve arkadaşları ile, deneylerle tanıştım...

Nedeni açıklanamayan sorunlar ve düzelmelerin psikolojik kökenli olabileceğini düşünmek insanı gülümsetiyor....



SAYILARIN DİLİ (MS DEPRESYON İLİŞKİSİ)

MS                              Dört hastadan biri erkek üçü kadın
Depresyon                         Üç hastadan ikisi kadın biri erkek
Orgazm olamama                    % 50 ) kadınlarda (Boşanma üzerindeki etkisi
                              Düşünülmeli)
Depresyon ve MS en çok görüldüğü yaşlar     25-45 (paralel)
Hastalığımız tercihan üniversiteli arıyor...
Oranlar mutlak doğrular değildir elbette... ancak bazı ipuçlarını içerdiğini düşünebiliriz. Kadın ve erkeklerde MS ve depresyon oranları nerdeyse çakışıyor.

Bir diğer seçenek de orgazm olamayan kadınlarda, depresyon ve MS oranlarının yüksekliği... Aslında cinsellik ile MS ve depresyon arasındaki bağlantıya ilişkin bir tespit yok...

Orgazm olamayan kadınlarda, depresyon ve MS rahatsızlığının yüksek olduğu düşünülebilir.

MS nin depresyon sonucu olduğunu veya aynı şey olduğunu düşünülebilir.

Depresyonun , arkasında cinsel sorunların ağırlıkta olduğunu düşünülebilir. . Orgazm olamayan kadın depresyona adaydır. Aynı anlamda MS adayıdır.

Depresyon nedenleri, psikolojik mi, organik nedenler mi... sonuç psikolojiktir ancak organik nedenler, psikolojik sorunlarla birleşirse, ağır seyredebilir.

Orgazm olamayan kadın, potansiyel depresyon adayıdır.. Toplumsal baskılar, öğrenilmiş yanlışlar, kişinin kendisine ve doktoruna karşı dürüst olmasını engelleyebilir. Sorunlar farklı noktalarda aranarak, kişiler yorgun düşebilir...
Sayısal tespitler, orgazm olamayan kadınların % 50 civarında olduğunu söylüyor....Uçuk ve sinyal veren bir sayı...Neden kadınlarda daha çok depresyon görülüyor, daha çok MS görülüyor.. Bilemem...


CİNSELLİK İLE MS’NİN İLGİSİ

MS nin cinsellikle ilgisi doğrudan yok... O başka şey, bu başka şey...

Cinsellik insan psikolojisini ciddi oranda etkiler...yerine göre mutluluk nedeni olabileceği gibi, yerine göre ,stres ve hatta depresyon nedeni olabilir...

Depresyon sonucu gelişen organik rahatsızlıkları, MS olarak tanımlıyor olabiliriz... Sorun depresyona dayanırsa, tedavi şekli değişebilir.

Peki geliştirilen pahallı ilaçlar, MS yi durdurabilir mi... Sorunun kökeni bulunmadıkça, kobay bile olunmaz... Kobay olunur da, boşa kürek çekmekle yetinilir... Pahallı ilaçları, araştıran, bulan ve pazarlayanları iyi çözümlemek gerek...

Hastalığın görüldüğü yaş aralığı, cinsiyet ve depresyonla olan sayısal paralellik, bizi problemli cinsel yaşama götürebilir. Bu kadar basit mi.... hayır, bu kadar karmaşık...

Depresyonun nedenini cinselliğe bağlamak yanıltıcı olabilir... İlk cinsel deneyiminde bazı sorunlar yaşayan erkek ilginç bir deneydir. Gerçek bir sorunu olmadığı halde, cinsel organı sertleşmeyip, ilişkiye giremeyebilir... Sorun, usta ellerin desteği ile , kolayca çözülebilir.

Şöyle bir senaryo düşünün... ilişkiye gireceği kişi, bu kritik anda... sen de erkek misin...deyip, ilişkiyi başlamadan bitirse ne olur... Ciddi bir deprem olmaz mı...

Olaya erkek açısından baktık.... peki ilişkiye giremeyen bir kadın hangi süreci yaşar... Söylediklerim beni aşan konular... Fakat, psikolojik sorunlar olabileceği gibi, organik sorunlar da olabilir...

Cinsel sorunlar, psikolojik kökenli olabileceği gibi, organik nedenlerle de olabilir.... Olumsuzluklar birleşip, depresyona neden olabilir.

İleri derecede, MS görüntüsünde karşımıza çıkabilir...

Cinsel açıdan hiçbir sorunu olmayan insan da, cinsellik nedeniyle depresyona girebilir mi... Neden olmasın.... Seligman’ın öğrenilmiş çaresizliğine bakalım... Bir köpekbalığının, bir filin çaresizliğine bakalım... Kral çıplak diyen çocuk da aklımıza gelsin...

Yapamadığım gözlem ve deney şu... Hastaların yaşamındaki önemli olaylar ve psikiatrik ve yapısal birsorun olmadığına dair raporlar... Hasta ile birlikte partnerinin de raporunu görmem gerekir...

Konu cinsellik olunca, yanlış veya yanıltıcı yanıtlara hazırlıklı olmak gerekir...
16 Şubat 2013 Cumartesi


NEREYE GİDİYORUZ

Yürümedeki küçük aksamalar, bizi bir şekilde nörolojiye gitmemizi sağladı...

Teşhis, alelelerde sertlik var... alın size kas gevşetici... Yıllarca kullandım...

Yanlış teşhis ve yanlış tedavi zamanla güçsüz düşmeme neden oldu...

Bir aşamada baston kullanmaya başladım... kas gevşeticiye devam... sözde alternatif tedaviler... Selçuk macerası...

Nöroloji aynı kas sertliği, vs üzerine bina kurdu... Gerçekten bir sertlik var mı...incelenmedi.

İki defa hastanede yattım...kortizon ve kortizon... teorik olarak kaslarda sertlik var...

Rahatsızlığın psikolojik kökenli olduğunu rastlantı sonucu öğrendim... Olmaz böyle şey... dedirtecek bir durum... Adamın kendini mısır sanması fıkrasına neden güldüğümün fotoğrafı...

Düzelme neden hızlı olmuyor... hızını bilemem...ancak benim dışımdaki olaylara hükmüm geçmiyor... Duygusal çocuk işte...

Hastanede yattıklarım nereye gitti...Atta gitti...

Sen mısır değilsin ahmet.... tavuklardan ve seksi şempanzeden çekinmen gerekmez...Bunu tam olarak benimsediğinde ayaktasn...

Garip ama gerçek...

Peki neden yürüme güçlüğü ve tekerlekli sandalye...neden MS taklidi...

Bunu söyleyecek cesaretin varsa... söyle... kendine ve benzer konumdaki hastalara yararın olabilir...


SONUÇ BÖLÜMÜ

Teknik olarak sonu gelmez bir kavganın içindeyim... Şu anda yürüyemiyorum...ancak yürümemi engelleyen ciddi bir sorun olduğuna inanmıyorum... Çelişki açıkça görünüyor...
Yavaş seyreden bir düzelme süreci yaşıyorum... Akşam, çatal ve bıçak kullanarak balık yemekten mutlu oldum... Uzun süre ellerimi kullanamadım... yaşamayan bilmez... tanım ve ahlatımlar eksik veya yanlış anlamaya neden olabilir...
Bilgisayarda yazı yazarken, hızlandığımı tespit eden ve bunu söyleyen bir başka arkadaş...

Çay bardağına tam olarak hakim olabiliyorum. Bunun bir mutluluk olduğunu anlamak için öncesini ve sonrasını bilmek gerek..

Bir bilgiye ulaşmam gerekiyor... mutlu olmak için hem bilmekten yana hem de aynı veya benzer sorunları yaşayan insanlara yardımcı olabilmek düşüncesi...

Düşünün ki, bir firma adına ve hesabına çalışmıyorum... Benim dostlarım var, yapılacak bir şey varsa mutlaka yapılmalı... Doğaya, insanlığa karşı sorumluyuz...
Mutluluk karşılık aramadan yaşanır... Karşılıkları yoklarsanız, onun adı ticaret olur..

Gidilen yol yanlış ise, doğru sonuca ulaşamayız. Bilimde ön yargı olmaz... Gözlem ve deney... en doğru yol gösterici bilimdir, fendir...


YANLIŞ YOLDAN HEDEFE VARILIR MI

Olabilir... Sonucun doğru olması yapılanların doğru olduğunu göstermez... Yanlış hesap Bağdat’tan döner... işin özeti bu...

MS nin depresyonla ilişkibihi kim gösleyecek, kim çözecek.... Hekim mi, eşekten düşen mi... yoksa işbirliği ile yapılacak çalışma mı...


MS NİN TEDAVİSİ VAR MI

Az önce anımsadım... bir hoca, MS nin bilinen tedavisi yok Ancak, diğer hastalıklar tedavi edilerek, bu hastalığın seyri hafifletilebilir... anlamında birşeyler söylemişti... Veya benim aklımda öyle kaldı.

İki önemli ayrıntı ortaya çıkıyor.... MS ile depresyon aynı şey olmasa bile, aynı anda ikisinin ve diğer rahatsızlıkların da olabilme olasılığı var.

MS ile depresyon aynı şey değilse, birbirinin tetikleyicisi olabilir....

Bir an ayrı şeyler olduğunu düşünelim....

Depresyona neden olabilecek etkenlerden kurtulmamız gerek...

Çay macerasını yeniden anımsayıp, yoruma başlayalım.

Öğrenilmiş çaresizlik kolayca kurtulabileceğimiz komik boyutlu rahatsızlıklara neden olabilir... örnek ben...

MS li hastaların ¾ oranında kadın olması, Amerika’daki istatistik bilgilere göre, orgazm olamayan kadın oranının % 50 civarında olması, ister MS deyin ister depresyon deyin, çözümde bir kadın hastalıkları uzmanı, bir psikiatrist bulunması gerekecektir.

Orgazm olamama yapısal bir sorun mu, psikolojik bir sorun mu... yoksa ikisi birlikte... İki halde de sorunu çözmek gerek… Konuyu basite indirgemeyelim… Büyük yangınlar küçük kıvılcımlarla başlayabilir…

Bilemediğimiz ayrıntı varsa, onu bir kenara koyup, bildiğimiz problemleri hatasız çözmemiz uygun olacaktır...

O halde gerçek sorunlar ile, gerçek olmayan sorunları bir masaya yatırmamız belki de tüm sorunların çözümü olacaktır.

Öldürmez ama sakat bırakır şeklindeki sloganı unutalım.... Tedavisi mümkündür, hiç iz bırakmayabilir...18 Mayıs 2013




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın ruhbilim kümesinde bulunan diğer yazıları...
Beynimizin Çaresizlik Oyunu
Kendini Başkasının Yerine Koymak
Doğa Düzeni ve İnsan
Ms ile Söyleşi
Duygusal Şiddet Nedir?
Hastalığın İlerlemesi Nasıl Durur
Yanlış Anlama Sanatı
Güvendiğim Dallar Elime Geldi
Kaygı ve Zihin Kaydı
Ms Sanılan Rahatsızlık Örnekleri

Yazarın bilimsel ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Türkiye ve Komşuluk
Bayındır
Başlarken
Neymiş Biliyor Musun
Atatürk ve Türkiye
Bilirkişi Raporu
Seçim Barajı
Madem ki Biliyorsun, Neden Öğretmiyorsun
Dna ve Evrim
1982 Anayasası ve Tutukluluğun Devamı Kararı

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Sorma İsterse [Şiir]
Kukla [Şiir]
Odabaş Tüm Şiirler [Şiir]
1001 Gece Masalları [Şiir]
Kuklacı Amca [Şiir]
Buluşalım [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Çay Koy Ortak [Şiir]
Geliyorum Ortak [Şiir]
Zamanın Yaptıkları [Şiir]


Ahmet Odabaş kimdir?

1963 Çarşamba/Samsun doğumluyum. Serbest avukat olarak çalışıyorum. (İzmir'de)

Etkilendiği Yazarlar:
Karacaoğlan, Pir Sultan Abdal, Hayyam, O Veli, Aziz Nesin,


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ahmet Odabaş, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.