"Küle değil, ateşe üflemelidir." -Divanü Lügat-it Türk, Savlar |
|
||||||||||
|
Daha sonra bu davlara incelendiğinde Başbakanın bu içine düştüğü duruma nasıl gelindiğinin araştırılması gereken bir konu olduğunu düşünüyorum evet 11 dava ve hepsinden mahkumiyet, peki başbakının yanındakiler bakanları danışmanları bu suçlar işlenirken nerede idiler. Anayasayı ilga suçu yalnız işlenecek bir suç değil, Eski bir chp milletvekili olan başbakanın yakınında yer alanlar onun demokratik olmayan kararlar almasına sebeb oluyorlardı örneğin kırşehir ilinin ilçe yapılması iktidar partisine oy vermedi diye bir ilin ilçe yapılması , ismet inönünün seçim bölgesinin ikiye ayrılması Malatyadan adıyamanın ayrılması bunları başbakana öneren ve bu demoktatik olmayan kararların alınmasını muhakkakki danışmanlar bildirmektedir v ebaşbakan uygulamaktadır. Adı demokrat parti olan bir partinin , seçim sitemlerinde oynama yaparak dar bölgeye geçmesi ve bunun sonucunda muhalefet partisinin iktidardan fazla oy almasına rağmen üçte bir oranında milletvekili çıkarması , kısacası demokratik olmayan seçimlerle yapılan değişikler bir gün geliyor başbakanın karşısına çıkıyordu . Tabii ki bu yapılanların kendince mutlaka bir açıklaması vardı . Ama bence asıl sonunu hazırlayan sebeb bunlar değildi , baştan beri Amerikan yanlısı bir politika izleyen ve yaptığı dış ticeretin büyükçapta amerikadan yapan rtürkiyenin bir anda marşall yardımları kesilmesi, ve kredi musluklarının kapanması üzerine , rusya ile ticari mutabakatlarını artırarak , bu ülkeye fabrikalar açtırması , bu ülkelerden yardım alması ve ticaretin bu ülkeye kayacağı endişsini yaşayan amerikanın ishihbarat örgütlerinin raporları doğrultusunda haretkete geçirerek ve türk silahlı kuvvetilerini kullarak gerçekleytirdiği bir harekettir 1961 darebesi . Adnan menderes tutukluğu Yassı adada geçirdi yassı ada o yıllarda deniz eratının eğitim merkezlerinden biriydi . Buraya getirildi burada hücrelerde kaldı , yargılaması süresince çok az insanla görüştürüldü . Bir numara iken bir anda ne olmuştu ta kendini yassı ada da bulmuştu kendisi de şaşkındı . Mahkemelerde fazla bir savunma yapmadığından söz edildi ama hakkındaki hüküm çok önceden kesinleşenler savunmaları ne olursa olsun iddiaları çürütmeleri mümkün değildir darbe dönemlerinde kurulan mahkemelerde yapılar yargılamalar türk hukuk tarihine bir kara leke olarak geçecektir . Adnan menderesin 1958 tarihli tıme dergisin kapağında bir fotoğrafı yer almaktaydı bu fotoğrafta menderes ve arkasında namlusuna kasatura takılmış bir piyede tüfeği ve ona paralel olarak duran bir kılıç vardı bu adnan menderesin piyade tüfeğine karşı kılıçla savaştığı yormunu çağrıştırıyordu ve adnan menderes kılıçla piyade tüfeğini durduramadı 9 ay 15 süren sonucu önceden belli olan yargılamanın sonucunda menderes , polatkan fatin rüştü zorluidame mahkum edildiler celal bayarın cezası ise daha sonra yaşlılığı sebebi ile ömür boyu hapse çevrildi. ORADA NELER OLUYOR Yassıadada askerler birden teleş içinde bir hücreye doğru koşuşturmaya başladılır . Başbakan hücresinde baygındı . Kendisine verilen teskin edici veya ağrı kesici ilaçları biriktirmiş ve hepsini birden içmek suretiyle intihar etmişti. Hemen doktara haber vediler menderesin midesi yıkandı durumu stabil olmuştu BİR GÜN SONRA: bir destoyrer e bindirildiler elleri kelepçeliydi denizin ortasında bilmedikleri bir yere doğru götürülüyorlardı . GEMİNİN ROTASI marmaranın biraz daha güneyene doğruydu burası 1935 yılında Adalet bakanlığı tarafından açık cezaevi yapılan namı değer katil adasıydı yani imralı adası : 1935 yılında atatürk ve ismet inönü bandırmadan vapurla istanbula dönüyorlardı birden imralı adası görününce atatürk paşaya sordu ismet burası nasıl değerlendirilir buraya ne yapılır deyince paşada kilitsiz hapishane olur paşam demesi üzerine 1935 tarihinde hipsi katil suçundan haükümlüler ve 50 baş koyun ile bu ada cezaevi oluyordu . Türkiyinin ikinci açık cezaevi işte buraya götürülüyorlardı katil adasına sehpalar cellatlar hazırdı . Yasa ile görevlendilenlerde oradaydı tabutlar hazırdı hoca hazırdı. Herşey hazırdı peki ama gönüller , kalplar yürekler hazırmıydı ? Gemiden indirildiler , elleri kelepçeli idiler, sinama solonunuun yanı başındak ihücrelere konulmuşlirdı bekleyorlardı hazırlıklar bitlmişti asılacakları yer ambar kalemi olarak kullanılan binan tam önündeki boş alandı . Tahtadan üç direk kavak ağacından olduğu anlaşılıyor üçü baş bölgesinde birbirine sıkıca bağlanmış bir üçgen şekline ağaçlar yerleşterilmiş ortasından urgan tabir edilen bir ip bağlanmış ilmek atılmak suratiyle bir halka oluşturulmuş muhtemelen urgan yağlanmış menderes getiriliyor sahpanın üstüne çıkartılmış ve boynuna hüküm yaftası asılmış yüzünde şekın bir bir ifade var neden der gibi soruyor gözleri yağlı ilmek boynuna geçirilince geriye sadece sahpay vurmak kalıyor celleda ...! yağlı ilmeğin iyice sardığı boyun 70-80 kilo ağılığı çekmiyor çat diye kırılıyor , solunum kesiliyor , ruhu bu azaba daha fazla dayanamayarak bedeni terk ediyor ve göğe yükseliyor bedense dar ağacığında sallanıyor öldüğünden emin oldukları ana kadar ..! ve bir sehpadaki bu defa bir başbakan bir baba , bir abi bir eş ne olursa olsun bir insan en önemlisi . 17 eylül 1991- İMRALI ADASI Yaz bitmiş, adayı eylül ayının sakinliği sarmıştı her yanı normal bir gündü aslında biz memurlar için ama bazıları için olağanüstü bir gündü istanbuldan Truva feribotunun misafirleri vardı .Feribot saat 2 gibi adaya varmıştı.Feribottan iskeleye inen Erkekler takım elbiseleri giymişlerdi kadınlarda vardı içlerinde evet bugün imralı adasında 30 yıl önce bir savaş gemisi ile ile getirilip idam edilen Başbakan menderes ve fatin rüştü zorlu ve hasan polatkan için devlet töreni düzenleniyordu. Adanın kuzeyinde bulunan anıt mezarlara doğru içişleri bakanınında olduğu bir kortej ilerliyordu .kısa bir yürüyüşten sonra anıt hezarların olduğu adayının kuzey burnuna gelinmiştiGelenlerin arasında adnan menderesin oğlu aydın menderes , torunu adnan, fatin rüştünün torunu gelini, hasan polatkanın eşi ilk göze çarpanlardı. Mezarcılar hemen kazma küreklerini çıkarttılar kazmaya başladılar bizler mezarların etrafını çevirdik güvenlik çemberi oluşturduk bir yandanda arkamıza dönüp bakıyorduk Aydın menderes mezar taşının üzerine oturmuş sakin bir tavırla bekliyordu . Polatkının eşi ve zorlunun akrabaları da bakıyorlardı ama yarım saat kazmaya rağmen bir türlü meftalara ulaşılamıyordu mezarcılar terlemişlerdi ama kazmaya devam ediyorlardı. Bu arada acaba burda değiller mi ? şeklinde bir soru sorulmaya başladı ama çok geçmeden kemiklere ulaşıldı . Cenaze yakınlarını gözlerine yaş dolmuştu . Mezarlarının başlarına konulan taşların yanlış konulduğu anlaşıldı teşhise geçildi aydın menderese soruldu babanızın kaç altın dişi var diye 1 dedi polatkının eşine soruldu oda iki cevabını verdi böylelikle kimlikler belli olmuştu tutanak tutuldu kemikler tabutlara kondu tek tek karıştırılmadı .Her şey şeffaftı . Babalarının , eşlerinin bedenlerinin idamına mani olamayan, yıllarca bunun üzüntüsünü yaşayan insanlar kemiklerine sıkı sıkıya sarılmışlardı .tabutlar cenaze arabalarına kondu ve iskeleye doğru yavaş yavaş ilerlendi . Büyük bir itina ile feribota yüklendiler bizlerse iskelede tek sıra dizilmiştik aydın menderes bize yaklaştı tek tek hepimizin elini sıktı , hakkınızı helal edin edin gemi iskeleden halatları söküldü güverteden bize bir el sallanıyordu altmış yaşlarında bir kadın , bir hanımefendi bize garip bir tebessümle el sallıyordu . Aglamak üzereydi kendini zor tutuyordu , bu hanımefendi hasan polatkanın eşiydi gemi iskeleden ayrıldı .Cenazeler gimişti. Ama adayı günlerce devam eden bir hüzün sarmıştı...
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © suat engin yılmz, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |