..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
"Bazen bir mısra yaşamı değiştirir." -Kafka
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > İnceleme > Tarihe Yön Verenler > Ömer Faruk Hüsmüllü




6 Mart 2018
Sultan I. Murad’ın Kabul Edilen Duası  
Ömer Faruk Hüsmüllü
Ya Rab! Beni bu Müslümanlara kurban eyle. Tek bu müminleri Küffar diyarında mağlup ve helâk eyleme. Beni bunca insanın ölümüne sebep eyleme. Bunları üstün ve muzaffer et. Onlar için ben canımı kurban ederim.


:HID:

Anadolu’da Bizans sınırına dayanan Osmanlı Türkleri, Çanakkale Boğazı’ndan Avrupa’ya o koca imparatorluğu tamamen çevrelemişlerdi. Tabii, Avrupa’daki fetihler de devam ediyordu. Orhan Gazi’nin yerine geçen oğlu I. Murad’ın hedefi Sırbistan’ı ele geçirmekti.
Osmanlı ilerleyişine karşı büyük bir birlik oluşturan Lehistan, Sırbistan, Macaristan, Bosna, Romanya, Hırvatistan ve Bohemya kuvvetleriyle bunlara katılan başka gruplar derhal harekete geçtiler. Topladıkları ordu, sayıca Osmanlı ordusundan iki – üç kat fazlaydı. Kosova’ya doğru yürüdüler.
Sultan Murad, oğulları Beyazıd ve Yakup Beyler, Vezir Çandarlı Ali Bey, Gazi Evrenos Bey ve öteki ileri gelenlerle toplanıp durumu görüştü. Vezir Ali Paşa, Kur’an-ı Kerim’den ayetler okuyarak Cenab-ı Allah’ın sabredenlerle beraber olduğunu, azın çoğa galip gelebileceğini söyledi. Öteki beyler de savaş yapılması görüşündeydiler. Savaş için sabahın olması beklenecekti.
O gece Kosova çevresinde şiddetli bir rüzgar çıktı. Adeta göz gözü görmüyor, insanlar ve atlar seçilmiyordu. Hava şartları böyle devam ederse savaşmak çok zor olacaktı.
Sultan Murad herkes yatıncaya kadar bekledi. Kalkıp abdest aldı, iki rekat namaz kıldı ve yaşlı gözlerle şöyle dua etti:
“Ya Rab! Bunca kere duamı kabul edip beni mahcup etmedin. Duamı yine kabul eyle. Bir yağmur verip şu tozu toprağı def et. Ta ki, düşman askerini gözümüzle görüp yüz yüze cenk edelim.
Ya İlahi! Mal ve mülk senindir, kime istersen verirsin. Benim durumum Sana malumdur ki, mal ve mülk istemem. Yalnızca Senin rızanı isterim.
Ya Rab! Beni bu Müslümanlara kurban eyle. Tek bu müminleri Küffar diyarında mağlup ve helâk eyleme. Beni bunca insanın ölümüne sebep eyleme. Bunları üstün ve muzaffer et. Onlar için ben canımı kurban ederim. Yeter ki Sen kabul et. İslam askeri için ruhumu teslim etmeye hazırım.
İlahi! Beni kendi yanına alıp; müminlerin ruhuna benim ruhumu feda kıl. Beni önce gazi kıldın, sonunda da şehadeti göster!..”
Sultan Murad’ın bu içten duası Allah katında kabul edilmiş olacak ki, yağan yağmur tozu – toprağı yatıştırdı, sisler dağıldı.
Sabah olduğunda Türk ordusu savaşa hazırdı. Sekiz saat süren şiddetli bir savaştan sonra düşman büyük ölçüde imha edilmiş, kaçabilenler kaçmıştı. Sıra savaş alanını gezmeye gelmişti ki, olan oldu! Her şey Sultan Murad’ın duasına göre oluyordu. Miloş Kobiloviç isimli Sırp asilzadesi O’nu hançerle yaraladı ve oracıkta şehit oldu.
Evet… Sultan Murad şehid olmuştu ama, Balkanlarda 500 yıldan fazla sürecek olan Türk hakimiyetinin temelleri de atılmıştı. Ruhu şad olsun.





Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın tarihe yön verenler kümesinde bulunan diğer yazıları...
Başöğretmen Atatürk Öğretmenler Hakkında Ne Söyledi?
Kavimler Göçü ve Sonuçları
Dünya Atatürk'ü Konuşuyor
Atatürk’ün Özgürlük ve Bağımsızlık Konularındaki Sözleri
Sakıp Sabancı'yı On Dört Sene Önce Kaybettik
Atatürk'ün Türk Dili ve Türk Milleti Hakkındaki Sözleri
Atatürk’ün Kronolojik Hayatı
Birlik Olmazsak Tek Ok Gibi Kolayca Yeniliriz
Atatürk’ün Bilim ve Fen Hakkındaki Söyledikleri
Atatürk ve Sözleri İle İlgili Faydalanılabilecek "Kaynaklar"

Yazarın İnceleme ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Kim,ne Demiş? (İsimler Alfabetik Sıraya Göredir... )
A'dan Z'ye Güzel Sözler
Sevgi - Gönül - Umut ve Mutluluk Üzerine Aforizmalar
Barış ve Özgürlük Üzerine Özlü Sözler
Dostluk Üzerine Aforizmalar
Erkek ve Kadın Üzerine Aforizmalar
Acı - Haz - Elem - Üzüntü Üzerine Aforizmalar
Atalardan Özlü Sözler
Yazar Gabriel Garcia Marquez'in Veda Mektubu
Oruç Baba"nın Kıssadan Hisseleri - 2

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Siyasi Taşlama: Neşezâde - 2 [Şiir]
Siyasi Taşlama: Karamsarzâde [Şiir]
Kusurî"den Tırtıklama [Şiir]
Zam Zam Zam... [Şiir]
Tırtıklama (Kazak Abdal'dan) [Şiir]
Yoklar ve Varlar [Şiir]
İstanbul,sana Âşık Bu Kul [Şiir]
Âşık Dertli"den Tırtıklama [Şiir]
Namuslu Karaborsacı [Şiir]
Dostlarım [Şiir]


Ömer Faruk Hüsmüllü kimdir?

Uzun süre Oruç Yıldırım adını kullanarak çeşitli forumlara yazı yazdım. İddiasız iki romanım var. Çok sayıda siyasi içerikli yazıya ve biraz da denemelere sahibim. Emekli bir felsefe öğretmeniyim. Yazmaya çalışan her kişiye büyük bir saygım var. Çünkü yazılan her satır ömürden verilen bir parçadır.

Etkilendiği Yazarlar:
Az veya çok okuduğum tüm yazarlardan etkilenirim.


yazardan son gelenler

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Ömer Faruk Hüsmüllü, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.