Hayaller olmasaydý, umutlar dünde kalýrdý. - Dolmuþ atasözü |
|
||||||||||
|
Müstesna zaman dilimlerinden birisidir mübarek ramazan… Onun için de Müslümanlar tarafýndan büyük bir þevkle karþýlanýr. Bu aya eriþmeden evvel hazýrlýklara giriþilir. Kadýnlar ramazanlýk yiyecekler hazýrlamaya aylar önceden baþlarlar. Yufkalar açýlýr, konserveler yapýlýr. Kadýnlar her gün birbirine gidip bu gibi hazýrlýklarý beraberce yaparlar. Bu ayda büyük bir yardýmlaþma ve dayanýþma örneði gösterilir. Ramazan deyince hiç þüphesiz ki aklýmýza ramazan davulcularý geliyor. Çok eskilerden bugüne intikal eden ramazan davulculuðu geleneði bugün de devam ediyor. Oruç tutacaklara sahuru haber veren ve kalkýp yemelerini saðlayan bu kiþiler nedense günümüzde bazý kesimler tarafýndan dýþlanýyorlar. Hatta bazý belediyeler ramazan davulu çalýnmasýný yasaklýyorlar. Oruç tutmayanlar bu köklü geleneðin kalkmasýný istiyorlar. Gerçi oruç tutanlarýn bir kýsmý da ramazan davulcularýna sýcak bakmýyor. Çünkü küçük çocuklar gecenin yarýsýnda uyanýyorlar; hatta korkuyorlar. Bir daha da yataklarýna yatmýyorlar, anneleriyle yatýyorlar. Bazý çocuklarýn davul sesinden etkilenip uyandýklarý doðrudur. Fakat bunda asýl kabahat davulcularýndýr. Çünkü davul çalmanýn da belli bir adabý vardýr. Amaç oruç tutacaklarý uyandýrmak ve ertesi gün aç kalmalarýný önlemektir. Fakat bazý davulcular sanki inadýna mahalleyi ayaða kaldýrýyor. Bir anda her þey arapsaçýna dönüyor. Bu gibi sorumsuz kiþiler çok köklü bir geleneðin yavaþ yavaþ kaybolmasýna neden oluyor. Bazý belediyeler ramazan davulcularýnýn eðitilmesine önayak oluyor. Müzik alanýnda çalýþanlar onlara davul çalmanýn yollarýný öðretiyor. Bu doðru ve yerinde bir uygulamadýr. Çünkü gece yarýsýnda ritimsiz bir gürültüyle uyanmayý hiç kimse istemez. Çok eskiden insanlarýn diledikleri saatte uyanmasýný saðlayan çalar saatler yoktu veya çok yaygýn deðildi. Fakat günümüzde hemen her evde çalar saat vardýr. Hatta teknolojinin nimetlerinden biri olan cep telefonlarý saat görevi de görerek bizi istediðimiz saatte uyararak kalkmamýzý saðlýyorlar. Demek ki artýk davulcularýn görevi insanlarý sahura kaldýrmaktan öte köklü bir geleneði devam ettirmek, ramazana eðlenceli bir hava kazandýrmaktýr. Bunu yapanlarýn belli bir müzik eðitiminin olmasý þarttýr. Özellikle vurmalý çalgýlar konusunda tecrübeli olmalarý, bu alanda eðitim almalarý gerekir. Aksi halde gelenek ve eðlence zulme dönüþür. Bu çaðda insanlarý ritimsiz gürültüyle sahura kaldýrmak, geleneðin yozlaþmasý sonucunu doðurur. Ramazanlarda davulcular hem davul çalar, hem de bu ayýn ruhuna uygun maniler söylerler. Mani halk kültüründe ve edebiyatýmýzda çok köklü bir geleneðe ve muhtevaya sahiptir. Maniler, söyleyeni belli olmayan, genellikle 7’li hece ölçüsüne göre söylenen dörtlüklerdir. Doðu Anadolu’da mani yerine ‘bayatý’ sözü de kullanýlmaktadýr. Uyak düzeni “a - a - b – a” þeklindedir. Ýlk iki mýsra birbirinden baðýmsýz olup; asýl vurgulayýcý içerik, üçüncü ve dördüncü mýsralarda yer almaktadýr. Konularý aþk, gurbet, ayrýlýk, kýskançlýk olabileceði gibi, ramazan manileri gibi özel zamanlara ait manilere de rastlanmaktadýr. Ramazan ayýnda davulcularýn söylediði manilerden bir kýsmýný dikkatinize sunmak istiyorum: “Yeni Cami direk ister / Söylemeye yürek ister Benim karným toktur amma /Arkadaþým börek ister Sokak yolu dar mýdýr? / Minaresi var mýdýr? Ýftara kal diyorlar, / Acep aslý var mýdýr? Aldanma saða sola, / Gel gidelim hak yola, Güzel oruç tutanýn, / Akýbeti hayrola. Maniler çiçeklidir. / Birbirine eklidir. Davulcunun daveti, / Mutlaka böreklidir. Herkes sabýrla bekler, / Zayi olmaz emekler. Ýftara geliyoruz. / Hazýrlansýn yemekler. Bak geldi etli dolma, / Çok yiyip göbek salma. Üstüne bir kahve iç, / Terâvihe geç kalma!.. Kavuþtuk Ramazana. / Ne de büyük ihsana. Bu ayda oruç tutmak, / Huzur verir insana. Sahur oldu ýþýyor, / Bülbüller ötüþüyor, Ýftarda çay deyince, / Yüreðim tutuþuyor.” Milletler gelenek ve göreneklerini yaþayarak daha güçlü kalýrlar. Her ne kadar bu iþi maddi bir beklenti karþýlýðýnda yapýyorsa da, ramazan davulcusu köklü bir geleneði devam ettiren insandýr. Milletimizin deðerleriyle zýtlaþmak, onlarla mücadele etmek yerine bu kültürel birikimi koruyup kollamalýyýz. Milli ve manevi deðerlerimiz sayesinde birbirlerimizle kenetlenebiliyoruz, ayný ruhu yaþýyoruz. Bizleri kendisine benzetmek ve yozlaþtýrmak isteyen Batýlý toplumlara mesafeli durmalýyýz; deðerlerimize ve deðerlilerimize sýmsýký sarýlmalýyýz.
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © M.NÝHAT MALKOÇ, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |