İslam inancında, korku, yalnızca Allah'a yöneltilmesi gereken bir duygudur. Ancak, bu duygunun yanlış yönlendirilmesi ve Allah'tan başka varlıklara duyulması, şirke, yani Allah’a eş koşmaya yol açar. Korku, insanın tavır ve davranışlarını etkileyebilecek kadar güçlü bir duygudur. Bu nedenle, korkunun doğru bir şekilde yönlendirilmesi, iman açısından son derece önemlidir. Korkunun yöneldiği varlık, eğer Allah dışında bir şeyse, bu durum kişinin inancını tehlikeye sokar. Kuran, Allah’tan başka bir varlığa duyulan korkunun şirke, yani bir varlığın Allah ile eşit görülmesine yol açacağını vurgular. Allah’a gerçekten layık olan tek korku, O'nun gücüne, kudretine ve yüceliğine duyulan korkudur. Allah, mutlak güç sahibidir. Her şey O’nun iradesiyle var olur ve O'nun dilemesi dışında hiçbir şey gerçekleşemez. Allah, bir kimseye zarar vermek istediğinde, bu zararı engelleyecek bir güç yoktur. İşte bu yüzden, yalnızca Allah’tan korkulması gerekir. Korkuyu, Allah’tan başka bir varlığa yöneltmek, o varlığın Allah'tan bağımsız bir güç ve kudret sahibi olarak kabul edilmesi anlamına gelir. Bu, bir anlamda, o varlığı ilahlaştırmaktır. Kuran, bu durumu açıkça ifade ederek, insanların yalnızca Allah’tan korkmaları gerektiğini belirtir. Nahl Suresi'nde, Allah, "İki ilah edinmeyin: O, ancak tek bir İlahtır. Öyleyse Benden, yalnızca Benden korkun." (Nahl Suresi, 51-52) diyerek, insanların yalnızca Allah’a yönelmelerini ve O'ndan korkmalarını ister. Kuran, aynı zamanda Allah'ın kuluna yeterli olduğunu belirtir. Zümer Suresi'nde, Allah, "Allah, kuluna yeterli değil mi? Seni O'ndan başkalarıyla korkutuyorlar. Allah, kimi saptırırsa, artık onun için bir yol gösterici yoktur." (Zümer Suresi, 36) diyerek, kulunun yalnızca Allah’a güvenmesi gerektiğini ve başkalarından korkmanın, Allah’a karşı olan güveni sarsacağını vurgular. Allah, mutlak güç sahibi olduğundan, O’ndan başka hiçbir varlık, insanın korktuğu bir güç olamaz. İslam, bu öğretiyi sürekli tekrar ederek insanlara yalnızca Allah’a güvenmelerini hatırlatır. Korkunun yanlış yönlendirilmesi, kişiyi sadece manevi anlamda tehlikeye atmakla kalmaz, aynı zamanda insanı yanlış yönlendiren gücün etkisi altına sokar. Allah’tan başkalarına duyulan korku, insanın aklını ve inancını zedeleyebilir. Bu da kişi için büyük bir tehlikedir. Kuran’da, insanların Allah’tan değil de başkalarından korkmalarının, derin bir kavrayış eksikliğinden kaynaklandığı ifade edilir. Haşr Suresi'nde, "Herhalde içlerinde 'dehşet ve yılgınlık uyandırma bakımından' siz, Allah'tan daha çetinsiniz. Bu, şüphesiz onların 'derin bir kavrayışa sahip olmamaları' dolayısıyla böyledir." (Haşr Suresi, 13) ayetiyle, Allah’tan başka varlıklara duyulan korkunun, mantık ve akıl dışı bir durum olduğunu açıkça gösterir. Allah’ın kudreti karşısında hiçbir varlık, korkuya yol açacak bir güç taşımaz. Bu nedenle, sadece Allah’a duyulan korku, kişinin akıl ve iman sağlığının bir göstergesidir. Korku, insanın hayatında önemli bir yer tutan bir duygudur, ancak bu duygunun doğru yer ve zamanda yönlendirilmesi gerekir. Allah’tan başka varlıklara duyulan korku, kişiyi şirke sürükleyebilir ve imanını tehlikeye atabilir. İslam, Allah’tan başkasına duyulan korkuyu akılsızlık olarak görür ve bunu reddeder. Kişi yalnızca Allah’tan korkmalı, O'nun gücünü ve kudretini bilmelidir. Korkunun yöneldiği yer, kişinin imanını şekillendirir ve doğru yönlendirilmediği takdirde kişinin inancı ciddi şekilde zarar görebilir.