Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot |
|
||||||||||
|
Bugün, Kuran ahlakını yaşamayan toplumlara bakıldığında, Allah’ın emir ve yasaklarının çoğunun doğru şekilde bilinmediği ve uygulanmadığı açıkça görülmektedir. Pek çok insan, Allah’ın emirlerini göz ardı ederek, çevresindeki insanların ne düşündüğünü ve onlardan nasıl bir kabul görmek istediğini düşünmektedir. Bu durum, toplumun genel yapısının bir yansımasıdır. İnsanlar, çevrelerindeki bireylerin kendilerine ne düşündüğü, nasıl davrandığı ve kendilerinden ne bekledikleri konusunda sürekli bir farkındalık içinde olmaktadırlar. Buna karşın, Allah’ın rızasını kazanmanın ne kadar önemli olduğu, O’nun emirlerine uyulmadığında Allah Katında nasıl bir karşılık alınacağı gibi temel dini gerçekler çoğu insanın aklına bile gelmemektedir. Allah’ın gücü, insanların nasıl bir yaşam biçimi benimsemesi gerektiği konusunda hiçbir zaman sorgulanmamaktadır. Çevredeki insanların düşünceleri ve beklentileri, bireylerin yaşamını şekillendirir ve çoğu insan, Allah’tan daha fazla insanlardan onay almayı önemser. Oysa Kuran-ı Kerim, yalnızca Allah’a kulluk edilmesini, başkalarına tapmaktan sakınılmasını öğütler. Allah, insanları her zaman yalnızca O'na yönelmeye, O’ndan başka hiçbir güce tapmamaya davet etmiştir. Toplumun baskılarıyla şekillenen bu yaşam tarzı, aslında batıl bir inanç sisteminin parçasıdır. İnsanlar, sosyal çevrelerinin beklentilerine uymak zorunda hissederler. Bu, bireylerin bir tür “sosyal kabul” uğruna, Allah’tan daha fazla insanlara değer vermeleri anlamına gelir. Çevrelerinde, kendileriyle ilgili iyi düşünceler beslenmesini sağlamak için sürekli çaba gösteren insanlar, aslında Allah’ın emirlerine ters bir yaşam biçimi benimsemektedirler. Kendilerini beğendirmek, sevdirmek ve toplum içinde kabul görmek için büyük bir çaba sarf ederken, Allah’ın emirlerini ihmal etmektedirler. Bu şekilde bir yaşam, aslında "İnsanlara Tapınma Dini" adı verilebilecek batıl bir dini sistemin içinde yaşamak anlamına gelir. Bu batıl din, Allah’ın emirlerini ve yasaklarını göz ardı edip, insanlara tapmayı kabul eden bir inanç biçimidir. Allah’ın rızasını kazanma yerine, insanlardan alınan onay, bireylerin yaşamlarının merkezine yerleşir. Allah, Kuran’ın birçok ayetinde insanları bu sapkın inançtan kurtulmaya davet etmiştir. Kuran’da, insanları sadece Allah’a kulluk etmeye çağıran pek çok ayet bulunmaktadır. Bu ayetlerden birinde şöyle buyurulmaktadır: "Siz yalnızca Allah'tan başka birtakım putlara tapıyor ve bir takım yalanlar uyduruyorsunuz. Gerçek şu ki, sizin Allah'tan başka taptıklarınız, size rızık vermeye güç yetiremezler; öyleyse rızkı Allah'ın Katında arayın, O'na kulluk edin ve O'na şükredin. Siz O'na döndürüleceksiniz." (Ankebut Suresi, 17) Bu ayet, insanları yalnızca Allah’a yönelmeye çağırırken, insanlardan veya diğer varlıklardan beklentilerin ne kadar yanıltıcı olduğunu vurgulamaktadır. İnsanlar, Allah’tan başka herhangi bir şeye tapmak yerine, yalnızca Allah’a yönelmelidir. Çünkü yalnızca O, rızık veren ve gerçek güç sahibidir. Allah’a gönülden iman etmek ve O’ndan başka İlah olmadığına kesin olarak inanmak, batıl bir inanç sisteminden çıkmanın en kısa yoludur. Bir insanın iradesi güçlü olduğu sürece, bu batıl sistemi terk etmesi oldukça kolaydır. Kişi, sadece Allah’a kulluk etmeye karar verdiğinde, O’nun rehberliğiyle doğru yolu bulacaktır. Allah, iman eden kullarının yolunu açar ve onları doğru yola iletir. Kuran’ı rehber alarak, karanlık bir hayattan çıkmalarına yardımcı olur. Bu konuda Allah şöyle buyurmaktadır: “Allah, iman edenlerin velisi (dostu ve destekçisi)dir. Onları karanlıklardan nura çıkarır...” (Bakara Suresi, 257) Bu ayet, Allah’ın iman edenleri karanlıklardan aydınlığa çıkardığını, onları doğru yola yönlendirdiğini vurgular. İman eden bir insan, batıl inançların etkisinden kurtulabilir ve sadece Allah’a yönelerek huzura erebilir. Sonuç olarak, insanların toplumdan gelen beklentilere göre şekillenen yaşam tarzları, Allah’ın emir ve yasaklarını göz ardı etmelerine yol açmaktadır. Bu, batıl bir inanç sisteminin ürünüdür. Ancak Allah’a gönülden iman eden ve yalnızca O’na kulluk etmeye karar veren bir insan, bu batıl inançlardan kolayca kurtulabilir. Allah, iman edenlerin dostu ve rehberidir; onları doğru yola iletir. Kuran’a yönelerek, batıl inançlardan uzaklaşmak mümkündür. Önemli olan, insanın yalnızca Allah’a kulluk etmeye karar vermesi ve Allah’ın rızasını kazanmaya odaklanmasıdır.
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2025 | © Muhammed Rıdvan Kaya , 2025
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |