..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Bütün sanatlarda insanı şaşırtan bir yan vardır. -Alain
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Soyut > Murat Kayali




17 Mart 2003
Ben Dogmadan Önce  
dünya kaniyordu

Murat Kayali


Ismail´in dudaklari titriyordu, az önce kestigi dananin sol arka bacaginin vuruslarini seyrederken. Hayvan canini verdikten sonra kaskati kesildi. Gözlerini akip giden kan akintilarina dikmis bakiyordu hareketsiz. Sag elinin parmaklarini gevsetmek istedig


:CHCF:



Ismail´in dudaklari titriyordu, az önce kestigi dananin sol arka bacaginin vuruslarini seyrederken. Hayvan canini verdikten sonra kaskati kesildi. Gözlerini akip giden kan akintilarina dikmis bakiyordu hareketsiz. Sag elinin parmaklarini gevsetmek istediginde, avucuna yapismis bicak sapini
kendi iliklerinde düsledi birden ve ürperdi. Sicak kan sogudukca peltelesiyordu.Taslara bir kova su bosaltti ve merdivene oturdu. Kibrit sesiyle
birlikte bir bebegin cigliklarini duydu kapi önünde.Ben dogmadan önce, babamda böylemi beklemisti beni diye düsündü. Bircok peygamberin
oglunun babasina inanmadigi gibi.
Can bir ömürlük degil. Ben dogmadan önce baslamisim yasamaya, daha babam bile bir cenin degilken babasinda. Daha daha önce, cok önce.
Tanrilar yaratilmamisti ama ben vardim. Yasamimin baslangici bu dünyanin varolusunla ayni yasta.Dogmak degil yasamin baslangici ve ölmek
sonu degil. Kan topraga girdi ve köke indi ve o kan bir karanfil olacak belki. Sen ciceklerin icindeki gizli suretleri göremeyeceksin ve göremedikle-
rini yok sayacaksin ve yoklar senin icin olmayanlar olduguna göre varolani bulamadigini da hicbir zaman ögrenemeyeceksin.
Kafa karistirici ve belki de cok anlamsiz bir baslangic gibi gelebilir sana bu yasam baslangici anlatisi ama unutma ki; her anlamli bir sonun, anlayamadigimiz bir baslangici vardir.
Dere kenarindaki tek odali gecekondunun icini cinlatiyordu bir avuc kadar bir bebek. Bir can giderken bu dünyadan yeni bir can geliyordu.
Doganin ölümsüzlügünün en güzel ve en gercek gösterisi. Ölen dananin gözleri hala canliydi ve bebegin gözleriyse hala yumuk, Ismail`in bicagindan hala kan damliyordu. Kan damliyordu anamin apisarasindan ve kan damliyordu göbekbagimdan. Ebemin, burusuk ama bilge ve cana dokunan ellerinden kan damliyordu. Ben dogdmadan önce dünya kaniyordu.
Ben dogmadan önce doganin gözü kördü, yapraklarin dili yoktu ve sacsizdi bulutlar, koskoca cöldü okyanuslar.
Gelirken gökkusagini beraberimde getirdim. Biraz yasam getirdim, umut, sevgi getirdim beraberimde.Az degil getirdiklerim, hepimize yetecek
kadar. Hepimize yetecek kadar mutluluk ta getirdim.
Meleklerin kalbi atese dayanikli olsaydi gidip cehennemi söndürürlerdi. Yakici ve yanici oldugumuzu bildigim icin beraberimde, icinde
denizler, okyanuslar,dereler, irmaklar barindiran bir yürek getirdim. Herseyi beraberimde getirdim ve getirdigim herseyi yasama verdim.
Dedim ya; meleklerin kanatlari atese dayanikli olsaydi.
Ben dogdugumda dünya kaniyordu, yasadigim sürece ben kanadim ve simdi öldüm gidiyorum. Gidisime aglayan tanrilarin gözleri kaniyor.
Imamin elleri soguk sudan burusmustu, sakalini sivazlarken simdiye kadar yikadigi ölüleri düsünüyordu, saymamisti gerci kac merhumu
abdestledigini ama bir gercek vardi ki; simdiye kadar yüregi böyle kursunlanmis bu kadar kan akitmis bir ölüyü yikadigini hatirlamiyordu.
Ölü adamin bagrindan hala kan siziyordu, Iki omuzunun üstünde simdiye kadar yine hicbir ölüde görmedigi, iki kara yanik oyuk vardi.
Sicak kan sogudukca peltelesiyordu, elindeki masrapadaki suyu ölünün ayaklarina bosaltti.
Yikadiginin ölü bir melek olacagini düsünmesi sanki onu dinden cikaracakmiscasina irkilerek sesli bir besmele cekti. Kendi kaninin böyle
akmamasina dua ederek uzaklasti.
Bir melegin yerinde olmak istememekle cenneti teptigini bilseydi bu son duasini geri alirdi.
Zaten meleklerin kani bundan durmadan akiyordu, ugruna kanat yaktiklari bile onlarin yerinde olmak istemiyordu.
Ben öldügümde dünyaya yeni bir melek iniyordu.











Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın soyut kümesinde bulunan diğer yazıları...
Belleğin Kara Kutusu

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ölü Harfler Tapinagi
Dallamalardan Sallamalar I
Dallamalardan Sallamalar II
Her İnsanın Bir Meleği Var
Dilagáh / Dilaltindan Cikis Ani
Selvi Dalında Bir Kelebek
Dallamalardan Sallamalar – Komedi
Yol Ortasında
Havana´da Yağmur
Dilagáh / Söze Giris Ani

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Poşumda Yüreğinin Kokusu Kaldı [Şiir]
Aşk Uçurumları [Şiir]
Avucumda Kendi Söylediklerim [Şiir]
Saklısındayım Aşkın [Şiir]
Bu da Benim İnsan Kusurum [Şiir]
Güle Benzer Bir Avuç Külüm [Şiir]
Kalp Üstüne Kalp Konur Mu? [Şiir]
Tekrar Geldim Tekrar Gidiyorum [Şiir]
Aşk Yükleniyor; Lütfen Bekleyiniz… [Şiir]
Fil ve Kelebek [Şiir]


Murat Kayali kimdir?

Ressam / Yazar. Murat Kayali, 1963 Bursa doğumlu. Almanya’nın Radolfzell Am Bodensee şehrinde yazın ve resim çalışmalarını sürdürmekte. Frankfurt’ta Ambiente Sanat Fuarı dahil, çesitli şehirlerde yirmiyi aşkın kişisel sergileri açıldı. Şiir yazmaya seksenli yıllarda, ilk olarak Tarık Buğra’nın, Tercüman gazetesindeki şiir köşesinde başladı. Zaman içinde çeşitli sanat-edebiyat dergilerinde şiirleri yayınlandı. İlk Öyküsü, “İstasyonun Arka Yakası” almanca olarak 1991 yılında, Dortmund İnternasyonal Danışma Merkezi tarafından, otuz yıllık göç dolayısıyla çıkarılan okuma kitabında almanca olarak yayınlandı. 1996 yılında, ilk dönem şiirlerini “Gökkuşağının Altından Geçerken” isimli şiir kitabında topladı. Aynı isimli şiiri, Mısra dergisi-Yılın Şiiri 1996 seçildi. Sanal ortamda çalışmalarını www. artkayali. de adresli sitesinde sunuyor. Kendisiyle yapılmış söyleşiler, www. almancilar. de ve www. kozmopolit. de sanat dergilerinde yer almakta. Başta İzedebiyat olmak üzere, çeşitli sanal edebiyat sitelerinde şiirlerini paylaşmakta.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Murat Kayali, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.