Ruhum...
Güneş ne zamandır doğmuyor farkında mısın?Tarlada senden binlercesi,yaprakları aynı,renkleri,biçimleri..Söyle bana;binlerce ayçiçeği güneşi ararken sen ve ben nasıl bulduk birbirimizi?Bir soluk kattın ki bana,iskeletime yapışmış etlerimden bir ‘ben’ buldum kendime.Sen beni,ben seni bulunca ruhum,sen bir ayçiçeği,ben bir damla su toprağı delip gökyüzüne karışabildik.Soru işaretleri bol bir yaşamda bir anlam ifade edebildik.Sahi sensiz ben neydim ruhum?
Sensiz ben hiç doğmadım,hiç varolmadım.Bitkisel hayatın geri dönüşü olmayan en çıkmaz sokağındaydım.Yaşam nedir düşündün mü?Yaşam..Yaşamak için “hava bedava,su bedava” ekmek elden su gölden devam etmek yetmiyor ruhum.Yaşam,her sabah uyanıp pervasızca sokaklarda dolaşmak,bir büroya yahut da okula gitmek değil,yaşam hissedebilmek,duyguyla kalp atışlarını renklendirmektir.Bu yüzden seni göremeyip de kalp çarpıntıları geçirmeseydim,sana karışıp hayatı hissetmeseydim toprağın altında kalırdım ruhum,tohumken çürümeye yüz tutardım,küf bağlar güneşten kaçardım.
Hayat, galiba sensiz hayatı sevemediğimden başlarda sevmedi beni.Yanaklarıma kırmızıyı,saçlarıma kumralı kondurmadı.Siyah beyaz film karesinde nereden beni buldun da geliverdin,oldukça durağan hatta hareketsiz senaryoma aksiyon katıverdin?Sen elimden tutunca ruhum,o koca ayçiçek tarlasında sen bir şovalye ben bir prenses hayal kuruverdik ve çok uyuştuğumuzdan olacak diğer güneşi arayanlar da inandı,baş büktü bize.
Kök saldın iyice derine ruhum,beni nereye sığdırdın söylesene?
Ben seni dört odalı haneme sığdırdım ruhum.Sen,ben iki ayrı haneden sekiz odalı tek bir hane yaptık,odacıklar ve atardamarlarla gerçek şekli itibariyle hiçbir şeye benzetemedik.Ben daha çocuğum ruhum..Ait olmadığım şehirden,sahip olmadığım bedenimden ‘ben’ kimliğimi kazandırdın ya bana...Durup “beni ben yapanım nedir?”diye sorarken,ayçiçek tarlasında beni nasıl bulduğunu öğrendim ben.Senin pozitif kutupların benim negatiflerimi çekti ve birlikte orta kararda bir yaşam tutturduk.Sen biraz daha büyük oldun ruhum,çünkü sen benden önce de yüzeyde olanlardandın,ben gelişmiş bedenime çocukluğumu kondurdum.İyice kök sal ruhum,toprağı çatlatana kadar bencilce kök sal,varsın baş aşağı dönsün tarla..Biz düşmeyelim ruhum,kalbime kilit takayım sen yer çekimine aldanıp terk eyleme ruhum.
Güneş tam üç gündür doğmadı ruhum.Günler var ki doğmayacak.Nereye döneceğini şaşırdı ayçiçekleri oysa sen öyle durdun.Nereye baktın,kimi bekledin ruhum?
Ben geldim.Dizinin dibine sıraladım kum saatlerimi.Bellerini de iyice incelttim ki kimseye sezdirmeden daha uzun süre tutabilesin ellerimi.Uzun uzun baktın da gördün mü beni ruhum,söyle ayçiçeği ışığım ışığına karışıp fotosentezine yeter mi?Sen bana bir can verdin,ben seni yaşama dahil edebildim mi?
Sakın gitme uzaklara ruhum,yüreğinin bir parçası bende kalmasın..Gözyaşı dökmeyelim ki kurumayasın,ben senin bugününden gelecek ve geçmişin olayım,birlikte “sevmek” fiilini tüm zamanlarda çekimleyelim.Seni çok sevdim,seni çok seviyorum,seni çok seveceğim.