Sevgi dünyadaki yaşam ırmağıdır. -Henry Ward Beecher |
|
||||||||||
|
Çocukluğum geçmiş bu sokaklarda. Ne tuhaf "miş" diyorum. Sanki farkında değildim.. Değildim aslında. İnsan olanları, yaşadıklarını, hatırladıkça fark ediyor bunu. İlk aşk ilk yalan, ilk kavga... Neler olmuş neler... Tanıdık simalar gördükçe hatırlıyorum bunları. Ve tanıdık mekanlar.. " İşte" diyorum. "Tam burada yırtmıştım bütün oyun kağıtlarını. Sonra da hıçkıra hıçkıra eve koşmuştum." Kim bilir benden sonra kimler ağladı o duvarın üzerinde. Kimler gülümsedi sevgilisine... Gençlik günlerim de bu sokaklarda geçmiş. İşte şu iki katlı ahşap ev görmüş; kızmalarımı, ağlamalarımı, gülmelerimi.... Merdivenleri gıcırdayan, penceresinden doğanın bin türlü halini gördüğüm bu ev gençliğimin en büyük tanığı.... Dile gelse de bir bir anlatsa o günleri. Anneannemin; kokusu koridorları dolduran nefis böreklerini, babamın her fener maçı sonrası komşularla yaptığı futbol muhabetlerini, sinemaya gitmek için söylediğim beyaz yalanları... Sıkıldığımız akşamlarda oynadığımız oyunları şu duvarlaranlata anlata bitiremez herhalde... Kızmabirader oyunu geçti elime eşyaları toplarken. Basit bir tahtanın üzerine çizdiğimiz yuvarlaklar hala silinmemiş. Üstelik zarlar ve pul niyetine kullandığımız düğmeler da duruyor. Oysa evdeki her şey eskimiş. Duvarların sıvaları dökülmüş, camların pervazları sökülmüş. Şimdi anlıyorum ki, birçok şeyi teknoloji almış elimizden. Kaç kişi kızmabirader oynuyor artık? Ya da bu oyunu bilen kaldı mı? "Devran dönüyor" diyor sanki şu masa. Evet doğru, devran dönüyor. İyiye ya da kötüye doğru dönüyor işte.... Uzun uzun baktım oyun tahtasına...Ne çok kavga etmiştik kardeşimle ve komşu kızlarıyla bu oyun yüzünden. "Hile yapıyorsun!" "Hayır yapmıyorum... İşte üç geldi. Sen kendine bak üstelik..." Alıyorum elime tahtayı tekrar. İşte köşesine yazmışım ilk aşkımın adını... Birazdan diğerleriyle birlikte çöpe gidecek bu da. Hani derler ya ölenin arkasından; "O ölmedi kalbimizde yaşıyor" diye. Yalandır aslında. Kendimizce meftanın yakınlarını teselli ederiz.Ve kendimizi... Bu oyunun kurallarını ve nasıl oynandıını çoktan unuttum aslında. Aynaya bakıyorum. Tam kapının yanına asmışım. Sırları bozulmuş ve dökülmüş... Yüzümdeki kırışıklıklar da sayılır olmuş artık. Ayna gibi eskimiş yüzüm de... "Kızma birader, devran dönüyor. Eskisi gibi kalmaz hiçbir şey. Düzen böyle..." diye yazıyorum ilk aşkımın adının yanına....
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © irem, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |