..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Ölümden önce yaşam var mı? -Duvaryazısı
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Gülmece (Mizah) > Mehmet Atılgan




20 Mart 2005
Konuşa Konuşa mı, Koklaşa Koklaşa mı?  
Mehmet Atılgan
Teknoloji... Cep telefonları... Yaşamı kolaylaştıran bir dost mu... Yoksa insanları felaketler diyarına sürükleyen bir canavar mı?


:BEFG:
Konuşa konuşa mı, koklaşa koklaşa mı?
Dersane binasının köşesine çekilmiş, dakikalardır cep telefonuyla konuşuyor. Daha 13-14 yaşlarında.
“Anne, kahvaltı hazır mı?” diye cepten telefon ediyor, yan odadaki annesine.
Kalabalık bir bilimsel toplantıda “Gördün mü, gördün mü?” melodisiyle bir telefon çalıyor. Açıp başlıyor bağırarak konuşmaya, “Alooo. Ben şimdi önemli bir toplantıdayım. Hafriyat işi bitti mi? Çimentoların üzerine naylon çekin, yağmur geliyor. Tamam tamam. Mıcır gelince haber verin, ben cepteyim” diyor.
Cafe’de arkadaşlarıyla sohbet ediyor… Bir yandan da numarasını gizleyip, karşı masada oturan arkadaşının telefonunu çaldırıp kapatıyor. Arkadaşı, sağa sola bakındıkça büyük zevk alıyor.
Mahalle bakkalı, soğuk demirci, mangal kömürcü, arabalarının camlarına iri puntolarla cep numaralarını yazmışlar.
“Örümcek bağladı zıkkım” diye hayıflanıyor, cep telefonuna bakarak. Kimsenin arayıp sormamasından şikayetçi. Rehberde kayıtlı tüm numaraları çaldırıp kapatıyor. “Belki birisi arar da, herkes gibi ben de yollarda yürüyerek konuşurum, Herkes benim de cep telefonum olduğunu görür” diye…
Camilerin girişlerinde “Cep telefonunuzu kapatın” yazıları var.
“Cep-Aran” servisinden kontör kazanmak için, evlerinin telefonundan kendi cebini arıyor sürekli. Nasıl olsa, ev faturasını babası ödüyor.
Sınıfın arka sıralarına oturmuş, ders boyunca mesaj çekiyor ön sıradaki arkadaşına.
“Ayda 200 kontörden fazla kullanmayacağım” diye kendi kendine söz vermiş. Yüklediği gün bitiriyor 199’unu. Kalan bir kontörle çaldırıp kapatıyor. Arayan arkadaşına da “Kusura bakma, benim kontörüm yoktu da…” diye mazeret bildiriyor.
“Ekmek lâzım mı?” diye soruyor karısına telefonla; 250 bin liralık ekmek için 360 bin liralık kontör harcayarak.
Tam bankamatikte işlem yapacakken, cebi çalıyor. Öğrenci arkadaşıyla ders konuşuyor uzun uzun. Sırada bekleyenler burnundan soluyor, umrunda değil. Onca konuşmadan sonra “biraz sonra görüşmek üzere” diye kapatıp, bankamatik işlemine devam ediyor.
Ve bir reklam: “23 milyon aboneye ulaştık”.
Reklamı yapan Turkcell. Avea’nın abone sayısı 4.5 milyon. Telsim’in 7 milyon.
70 milyonluk Türkiye’de 35 milyon cep telefonu abonesi yani…
Telekom’un sabit telefon abonelerini ve konuşma bedelini saymazsak; 35 milyon cep abonesinin yıllık konuşma faturası, tam 8.5 milyar dolar.
8.5 milyar dolar; Avrupa Birliği’nin 10 yıllık müzakere süresince Türkiye’ye taahhüt ettiği yardımın miktarı… !0 yıllık yardım taahhüdü kadar, bir yılda cepten konuşuyoruz. Ha bir de, Türkiye’de bir yılda yeni alınan veya değiştirilen cep telefonlarının bedeli var. O da, tam 2.5 milyar dolar…
“İnsanlar konuşa konuşa, hayvanlar koklaşa koklaşa” demiş atalarımız.
Sabit telefon hariç, 8.5 milyar+2.5 milyar= 11 milyar dolar pahasına yerine getiriyoruz, atasözünün gereğini… Ülkenin 1 milyar dolar için el-avuç açtığı bir dönemde, 11 milyar dolarlık konuşarak anlaşacağımıza, keşke koklaşa koklaşa iletişim kursaydık.
Neyse... Şimdi müsadenizle, “Devletin bekâsı, ülkenin selâmeti ve cep yoluyla yapılan müsrifliğin önlenmesi için” tüm tanıdıkları arayıp bu yazımı okumalarını söylemem lâzım. Gidip kontör yükleyeyim bari.

.Eleştiriler & Yorumlar

:: tebrikler
Gönderen: Kâmuran Esen / Bolu/Türkiye
26 Mart 2005
Sevgili Atılgan; İnsanlar ya telefonla konuşuyorlar, ya mesaj yazıyorlar- okuyorlar.Benim yeğenim de yatak odasından, salondaki annesine telefon ediyor "tv'nin sesini kısın," diye.......Biz niye böye olduk? Az cümlelerle çok şey anlatmışsınız.Tarzınız akıcı, duru...Aslında "Çiçek kadar renkli ama su kadar duru."...R.Eşref Ünaydın'ın Türkçemizi tanımlarken söylediği gibi..............Zevkle okudum, içeriği üzücü olsa da.........Sevgiyle kalın....Kâmuran ESEN




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın gülmece (mizah) kümesinde bulunan diğer yazıları...
Abdallar ve Kırşehir'e Üniversite
Kendini "Ti"ye Almak Erdemdir
Yaşanmış Kırşehir Esprileri
Rakı Ucuz Olsa Da, Çoluk - Çocuğa da İçirsek!..
4 İşlem
Domuz Turizmi
Allah Düşmanlarıma Zeval Vermesin!..

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Ptt Ne İş Yapar?
Bu Ne Türkü Âh!..
Bu Senenin Modası Sizce Ne?
Zevkler ve Renkler Tartışılmaz mı?
Öğretmen Nasıl Ağlatılır?
"Sigarayı Bırak!"
Beyin Defilesi
Şeytandan Medet Umuyoruz

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Mönüsüz Aşk [Şiir]
Beceremedim İşte [Şiir]
Hayatın Acımasızlığı [Deneme]
Yazlık Yüreğim [Deneme]
Dost Değil Bu Amerika!.. [Deneme]
Eleştiri Özgürlüğü ve Hoşgörü [Eleştiri]
Türkiye'de Demokrat Olmak Zor! [Eleştiri]
"Gonül"lerde Neşet Ertaş... [İnceleme]


Mehmet Atılgan kimdir?

20 yıldır yazıyorum. Daha çok güncel olayları, sorunları, çelişkileri makale olarak yazmaya çalışıyorum. Takıntılar, çelişkiler, aksaklıklar, aykırılıklar dikkatimi çeker. Şirin Kırşehir; Kaman ve Ceviz:; Çukurova'dan Kaman'a Dadaloğlu adlarında 3 kitabım yayınlandı.

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal, Gorki, Aziz Nesin, Zülfü Livaneli, Uğur Mumcu, Üstün Dökmen gibi yazarlarla; Hasan Pulur, Selahattin Duman, Deniz Som, Melih Aşık gibi gazetecileri beğeniyle okurum.


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Mehmet Atılgan, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.