Yaşam ciddi, sanat neşelidir. -Schiller |
|
||||||||||
|
Sen benim sevgimi değil, ben sana sevgimi harcadım sevgilim! Ben seni öyle sevdim üstüne alınma sebebi sen değildin. Seni ben sevmek istedim diye sevdim! Sevmek için seni seçtim, pişman da değilim! Ben sende, sen dâhil kimsenin göremediklerini sevdim, sakladıklarını, gizlediklerini sevdim. Ben senin sevilmeye değer bulmadığın taraflarını sevdim. Çirkinliklerini, kötülüklerini, çekilmezliklerini, bencilliğini, kinini, nefretini sevdim. Ben senin gün aşırı başka birine dönüşmeni izlemeyi sevdim. Başka bir adama her dönüştüğünde başka bir kadın olmaya soyunup, seni bambaşka ama yine sınırsızca sevmeyi sevdim. Ben sendeki doyumsuzluğu sevdim. Arsız çocuklar gibi “beni daha çok sev” demeni, gezdirirken parmaklarımı saçlarında, kıvrılıp, kucağımda uykuya dalmanı ve en çok da yüzünde beliren o tarifsiz masumiyeti sevdim. Bir kâbusun orta yerinde sırılsıklam uyanıp, yüklenip korkularını, tek söz etmeden çarpıp, kapıyı gitmeni sevdim! Gece yarıları tavana diktiğin gözlerine vakitsiz yerleşen kederi ve bir de dudak kenarlarına sinen o içsel devinimlerini görmeyeyim diye pencere kenarlarında dikilip, uyumamı beklemeni ve en çok da uyuduğumu sanıp, arka odada gizli gizli akıttığın gözyaşlarını sevdim! Hiçbir şeyden mutlu olamayacak portresi çizerken sen, ben seni mutlu edebilme ihtimalini sevdim! “Sıkıldım artık senden!” derken bile, yanımdan bir adım öteye gidemeyişini sevdim. Sen ağız dolusu küfürler ederken bana, suskunluğa sığındığımda sabrımdan usanıp, çıldırıp, önüne geleni devirip, kırmanı sevdim! Hırsını alamayıp, kalbimi kırdığındaysa sarhoş olana dek içmek için dışarı çıkıp, sabaha karşı yatmadığım uykumdan beni kaldırmanı, sahil boyu tek kelime etmeden saatlerce el ele yürümelerimizi sevdim! Şefkatim ağır geldiğinde kabadayılığa soyunmanı sevdim. Yersiz kıskançlıklarınla ve kuruntularınla zehir ettiğin geceleri bile sevdim. Üstünde başka kadınların kokularıyla ve zafer sandığın tek gecelik kaçamaklarının vicdan azabıyla kapıma dikildiğinde seni içeri alıp, sonsuz bir merhametle sana sarıldığımda gözbebeklerinde beliren o çocuksu şaşkınlıklarını sevdim! İçinde yanan ihanet ateşinin sıcaklığına dayanamadığında, benim de seni aldattığım yalanına kendini inandırmak için çırpındığında, vakitsiz beni sorgulamanı sevdim, en çok da aslında doğru olmaması için, içinden dualar ederken bana inanmayan gözlerle bakmanı sevdim. Seni bıkmadan, usanmadan böylesine fütursuzca sevebildiğim için, sana olan sevgimden, tükenmek bilmeyen sabrımdan, merhametimden ve şefkatimden nefret etmeni bile sevdim! Ben senin çevrendeki tüm o kalabalığa rağmen içini kaplayan kimsesizliğini, sahiplenmek isteğiyle yanıp, tutuştuğum sahipsizliğini, paylaşmaktan korktuğun yalnızlığını sevdim. En çok da arınmaya çalıştıkça çoğalan günahlarını, bana duyduğun o yapay kini, apansız hortlayan, saklamaya çalıştıkça eline yüzüne bulaşan o başıboş kederini sevdim. Ben senin beni başka kadınlarda arayışını sevdim. Bazen beni kıskandırmak, bazen kendini kandırmak için başka kadınlara gidişini, kazanmak için gittiğin uzaklardan yaralarını sarmam için yine bana dönüşünü, yalnız onlara değil, bana ve en çok da kendine yenildiğinin farkındalığında arınmak için bana sığınmanı sevdim. Ben senin çocuksu inatlarını sevdim. Bazen neyi savunduğunu bile unutarak saçmaladığına aymanı, sana “haklısın canım” derken aslında içten içe ve sessizce haksız olduğunu kabullendiğini gizlemeni sevdim. Ben seni şahitsiz sevdim, seni tutanaksız, belgesiz sevdim. Kafanı karıştırdı, korkuttu seni bu sevgi oysa çok basitti her şey; ben seni sevmek istedim diye sevdim! Beni sevip, sevmemen umurumda bile değildi, ben seni sevmeyi sevdim, ben seni böyle sevebilmeyi sevdim! Ben seni hem senin yerine hem benim yerime sevdim! Ben seni her gün her gece hep başka türlü sevdim. Benim seni sevdiğim gibi başka birinin seni sevemeyeceğini ve bunun şimdilik farkında olmadığını bilerek sevdim sevgilim! Günün birinde belki benim sevdiğim kadar başka bir kadın daha sevecek seni ama kimse benim sevdiğim gibi sevemeyecek ne yazık ki, bu da benden sana kalacak kara bir lanet sevgilim! Sen benim sevgimi değil, ben sana sevgimi harcadım sevgilim! Ben seni öyle sevdim üstüne alınma sebebi sen değildin. Seni ben sevmek istedim diye sevdim! Sevmek için seni seçtim, pişman da değilim! Seni sevmem için varlığına ihtiyacım yok çünkü ben seni sana rağmen sevdim! 05.08.2005 yesim kırlı
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © yeşim kırlı, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |