Düþgücü güzelliði, adaleti, mutluluðu yaratýr. -Pascal |
|
||||||||||
|
BÝR ÞAHMARAN HÝKAYESÝ “rivayet odur ki; dolananda ay bacayý savuþup olanda yarý gece kim göreki þahmaran’ý aðzýnda bir topak alevle ve her kim ki dilek tuta, o dilek gerçekleþmekte…” böyle bitirdi bir gece dengbej, bir þahmaran efsanesini, iþte buradan çýktý hikaye… … “bana yardým edermisin “ dedi süleyman (mahalle arkadaþlarýmdandý) elbette ederdim ve biliyordu bunu. sonradan gelmiþlerdi mahalleye ve her sonda kalan gibi uçtan kulaktan tutunmuþtu arkadaþlýðýmýza , aramýzda bazen bir ayrýk otu. kabul görmüþtü kabul görmesine ya, o alýþamamýþtý, yada zamana býrakmýþtý alýþmayý, hep bir yaný yabancý kalmýþtý… iki odalý bir evdi oturduklarý ,dedesinden kalma. tren geçerdi hemen yanlarýndan, sarsýntýdan korktuðunu söylemiþti birinde, hasta babasý yataktan düþer diye. annesi ve babasý bir otobüs kazasýndan sonra uzun süre hastanede yatmýþ, anne iyileþmiþ, ama baba… bazý geceler telefon etmeye gelirlerdi, gözleri kocaman olmuþ, bendini yýkacak sular birikmiþ, patladý patlayacak “cankurtaran çaðýrmalýyýz” derdi sýkýlarak ve zorla çýkararak kelimeleri aðzýndan. cankurtaran gelirdi ,o iðrenç sesi telaþe vermezdi artýk mahalleye ,herkes bilirdi ki süleyman’ýn babasý… bazen konuþmayý unutuyor, bazen günlerce uyuyor , bazen gülüyor, bazen aðlýyordu. bazende nefes almayý unutuyordu adam . iþten ayýrmýþtýlar , köyden arada bir gelen erzak ve un ve adama baðlanan çok az bir aylýk, bu yüzden geçinmek zor olmalý ki ,kaçýp oraya sýðýnmýþlardý istanbul’dan… istanbul türkçesi ile konuþurdu, bazý çocuklar onun gibi konuþmaya kalkýyor, konuþamayýnca da hýrslanýp çocuða bileniyordu “çikolata çocuðu” derlerdi o nu alaya alarak ( oysa süleyman çikolatanýn tadýný çoktan unutmuþtu) gerçi bizde dilimizi henüz uyduramamýþtýk oraya ama olsundu yinede biz kabul ettirmiþtik kendimizi. belki yüreðimiz bu yüzden süleyman’ý daha çok sevmiþti, daha çok acýmýþtý. belki de mülteci çocuk yüreklerinin içgüdüsel dayanýþmasýydý. “sen anlatmýþtýn birinde þahmaran’ý” dedi… (ben anlatmýþým. o yalan söylemezdi, mutlaka anlatmýþým hýrsýzlayýp amcamýn hikaye torbasýndan…utandým.) babamlarla balýða gittiðim bir geceymiþ, ben bisikletlerin yanýnda uyuyormuþum ,bir sesle uyanmýþým, maðaradan ýþýk gelmiþ önce ve ardýndan þahmaran, aðzýnda alevlerle dolanýp durmuþ… o anda bir meþin top dilemiþim ve bir ot kamyonunun altýnda can veren o meþin topum oluvermiþ ummadýk bir yerde ( oysa ben o topu stattan kaçýrmýþtým) “yarýn akþam þahmaran ‘ý görmeye gidelim” dedi, sustum ve susmalarým hep kabulüm olmuþtur benim. uyuyamadým, bir yalan nelere mal olmuþtu? gece yarý, þehrin dýþý , bir maðara önü ve iki çocuk ve karanlýk ve korku… her þey tamamda ya þahmaran, onu nereden bulurdum ki? yok yok itiraf etmeliydim “yok öyle bir þey, ben sadece kapýp kaçtýðým bir topu karýþtýrýp amcamýn hikayesiyle size yalan söyledim ve þahmaran ‘ý örttüm hýrsýzlýðýmýn üzerine” deseydim eðer? en güvendiði bendim sarsýlýrmýydý? benden baþka kimsesi yoktu. itiraf daha zordu. birkaç çocuk daha bulmalýydým en azýndan ve her zaman çýkmayabilirdi þahmaran, gönlü olsundu kardeþimin. uyuyamadým, kardeþimde uyuyamamýþ olmalýki ,sabah güneþle beraber vurdu camýna penceremizin, iki elini siper edip cama, içeri bakan ve çok nadir gülümseyen bir yüz. o gülerken ben utanýyordum… kahvaltýyý aðýrdan aldým sanki ben yavaþlarsam eðer zamanda yavaþlayacaktý ve gece yarý hiç olmayacaktý. her zaman kýzarak söylenerek sofraya oturttuðumuz süleyman hiç çaðrýsýz oturdu sofraya , sarhoþ gibiydi sevincinden. “bu gün þahmaran ‘ý görmeye gideceðiz hala” dedi anneme, içimden geçirdim ki “ ne þahmaran ‘ý , nerede göreceksiniz, ne zaman göreceksiniz?” diye sorsaydý keþke. “iyi” diyerek geçiþtirdi annem, o saatlerde babamdan baþkasýyla ilgilenmezdi, galiba o yüzden sormadý. hastalanabilirdim, yaðmur yaðabilirdi, dedemlerin ota yangýn düþebilirdi ama hiç biri olmadý. sokaða çýkarken aklýmda bin bir düþünce ve çýkmazdaydým, ya çocuklar gelmezse? o daha kötü. amcamda tam þahmaran anlatacak geceyi bulmuþtu sanki! okulun bahçesine birer ikiþer geldi çocuklar, nasýl anlatýlýrdýki? “þahmaran ‘ ý görmeye gideceðiz” dedim toplayýp tüm cesaretimi ve ses tonumu yalanýmý bastýrýrcasýna artýrarak “ herkes bir dilek tutsun bu gece” çocuklarda dilek mi yok ve hayâllerin yýldýzlardan çok olduðu çaðýmýzdý. akþam gidecektik, köprüde oturma bahanesiyle toplanacaktýk. saatler su gibi geçti, güneþ kayboluyordu daðlarýn ucundan ve toplanýp gidiyordu yarýna doðru. gölgemden daha yakýndý bana gün boyu, sanki ayrýlýp kaçacakmýþým, bir daha bulunmayacakmýþým. son umut gibi sarýlmýþtý süleyman. tren yolu boyunca gidecektik, büyük köprüyü geçip, biraz lojmanlarýn salýncaklarýnda sallanacaktýk, sonra cin köprüsünün altýndan dönüp tayyare meydanýnýn yanýndan aþaðý, nehre doðru inecektik. arada bir tayyarelerin inip kalktýðý bir tayyare meydaný vardý , uzunca bir düzlüktü, onun uç tarafýnda , birden aþaðý doðru kýrýlmýþtý düzlük. alt tarafýnda bir maðara vardý yüzü nehre bakan. iþte ben orada görmüþüm þahmaran ý beþ çocuktuk ve yaklaþtýkça oraya, bir birimize biraz daha sokulan. herkesin bir dileði vardý ; birinin bisiklet, birinin beþiktaþ formasý, birinin bir meþin top. süleyman anlatmýyordu, ben dileðimi erkene almýþtým ; bir þahmaran diliyordum. bir dere karýþýrdý nehre, kenarýnda tepecikler vardý, arka tarafý sazlýk. bura olsun diye karar verdik, daha da yakýnlaþtýk, sazlýklarýn dibine sokulup oturduk, tam karþýmýzdaydý maðara, kocaman siyah aðzýný açmýþ bir canavar gibiydi… kendi nefesimizden korkuyorduk, susmuþtuk zaman geçtikçe “çýkmayacak” diyordu aðlamaklý, yavaþ bir sesle süleyman. utanýyordum… artýk yavaþ seslerle konuþmalar baþlamýþtý ve merak, ve ev halký… “henüz erken, zamaný var daha, az kaldý” dedim arkadaþlara... uzaklardan suya inen koyunlarýn gürültüsü ve köpek seslerine karýþmýþ çan sesleri duyuluyordu. elimi sýrtýna koyduðumda terden sýrýlsýklamdý, üzüldüm… birden kýrmýzý ýþýklar doldu içine maðaranýn sonra geceyi boyadý kýrmýzý parlak renkler. bir cankurtarana koyup götürüyordular babasýný.” gördüm…gördüm” diye baðýrdým, onlar görmemiþlerdi ve her kes göremezdi þahmaran‘ý, böyle demiþti amcam. “nerede??” diye sordular. maðaranýn üstündeydi aðzýnda topak topak alevlerle “ içeri girdi “ dedim. görmemiþtiler,ben bir kez daha yalancý… "ne kadarda þanslýymýþým?" böyle dedi üçü. süleyman suskun,küskün. sanki ben, onun þahmaran ýný almýþýmda…” “ne diledin” dediler, “söylemem” dedim yalanýmý bir kez daha katlayarak. “artýk sýk sýk geleceðiz taa ki bizde görünceye kadar” , “olur” dedim. ... onlarý evlerinin önünde býraktýk, ikimiz eve doðru inerken “ne dilemiþtin?” diye sordu bana “babanýn iyileþmesini diledim ben” “niye?” dedi”en sevdiðim arkadaþým sensin” dedim aðlýyordu “biliyor musun bende babam iyileþsin dilemiþtim,ama ben göremedim sen gördün…olsun… iyileþir deðimli babam ?” ……………………………………………………………………………….“iyileþir süleyman” artýk gülüyordu ,daha da samimi oldu, daha da kaynaþtý herkesle. ... bir gece yine cankurtaran çaðýrdýlar. can kurtaran babasýný almadan döndü bu kez, bir daha onlara gelmeyecekti, bir daha o siren çaldýðýnda süleyman ‘larý hatýrlamayacaktý kimse… sustu, küstü, konuþmadý kimseyle. dayýsý geldi ,bunu ve annesini alýp istanbul ‘ a dönüyordular. son kez yanýma geldi, gözlerimin içini delercesine baktý. son kez konuþtu ”yalancýsýn sen!" dedi derin bir iç çekti, gözlerindeki yaþlara daha fazla hakim olamadý, hýçkýrarak devam etti "televizyon dilemiþsin!” … sedef kakmalý býçaðýydý amcamýn dilime sapladýðým yalan… yeþil pullu þahmaran; yýlana tapýnan birinin çizdiði bir resim, ve çocuklarýn gece masallarýndan bir umuttu kaf daðýnýn ardýnda... … artýk ne zaman yalan söylemeye kalksam bir çift yaþlý süleyman gözü göðsüme göðsüme yumruklar. asi & mavi
ÝzEdebiyat yazarý olarak seçeceðiniz yazýlarý kendi kiþisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluþturmak için burayý týklayýn.
|
|
| Þiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleþtiri | Ýnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babýali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratýcý Yazarlýk | Katýlým | Ýletiþim | Yasallýk | Saklýlýk & Gizlilik | Yayýn Ýlkeleri | ÝzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Giriþi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
ÝzEdebiyat bir Ýzlenim Yapým sitesidir. © Ýzlenim
Yapým, 2024 | © asivemavi36, 2024
ÝzEdebiyat'da yayýnlanan bütün yazýlar, telif haklarý yasalarýnca korunmaktadýr. Tümü yazarlarýnýn ya da telif hakký sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadýr. Yazarlarýn ya da telif hakký sahiplerinin izni olmaksýzýn sitede yer alan metinlerin -kýsa alýntý ve tanýtýmlar dýþýnda- herhangi bir biçimde basýlmasý/yayýnlanmasý kesinlikle yasaktýr. Ayrýntýlý bilgi icin Yasallýk bölümüne bkz. |