Bulanmadan ve donmadan akmak ne hoştur. -Mevlânâ |
|
||||||||||
|
Bir çocuk muydu yakan tenini, Ruhunu… Bu neyin sancısıydı? Bu neyin acısıydı? Nil akardı gözlerinden Züleyha… Bu ne menem sevdaydı?” Kim derdi ki bu çocuk /Güzelliği Kenan’a bedel Kenan kadar güzel Kenan yüzlü…Yusuf/ Bir gün gözü olacakta babanın, on – bir - kardeş ona gölge… Ama güneş kesmeyeninden… Ama zindan Ama zulüm Ama kuyu…Ama kin…Ama öfke… /Bir öfke ki ; görmeyen,aman dinlemeyen…Ama…/ Yusuf…cuk Sen kuyular harcısın… Böyle verildi ferman Katli kardeş elinden… Arkada bir Kenan kenti ufalır… uzaklaştıkça On kardeş, bir Yusuf… /Evde kalan - Elde kalan Bünyamin…Bünyamin ; Kenan’ın öteki yüzü/ Bir güneş döner durur alıcı kuşlar gibi Sarı Sıcakça… Gerdi yayı abisi... Bıraktı oku... Ceylan koştu koş Yusuf Ceylan koşulu Yusuf soluk soluğa Ceylan düştü Gözlerine baktı Yusuf küstü… Ufacık bir Yusuf kalbi iki damla yaş olup ellerine döküldü Ufacık bir ceylan kalbi… Gömleğine sar Yusuf… Su çek Yusuf kuyudan Ellerimiz kana bulaşacak ...............Birazdan… ... "Umut taşır / olacaklardan bi haber / bir kervancı Ömür taşır, Hayat taşır… Bir deli Züleyha kalbi Bir deli sevda taşır Saray,saltanat taşır… Dayan Yusuf’cuk dayan Dayan Züleyha dayan…" Bir serinlik Bir rüzgar Kuyu düşer başından aşağı Gittikçe kara… Kuyulara düşer Yusuf… Hangi hainin eli Yusuf’um? Sırtında kimin izi? Kuyular senin harcın Su Aydınlık… Sabrındır kahrını çeviren bala Tevekkül… Bir parça mavi, bakışının ufkunda Birkaç dal hurma… Kim var? Ne var başka? Kimsen yok…hiç kimsen senin Ve hiçbir şeyin… Bağırsan çare mi ki? Duymaz ki Yakub Duymaz Bünyamin Sus Yusuf… Tevekkül… İçi burkuldu Yakub ‘un “Bilirim” dedi… “Bilirim sizi ne kadar kurtarmak istediğinizi kardeşinizi ”… Uyan Kenan kenti uyan… “Ey bulutlar bulutlar” … Uyan Bünyamin uyan Kenan yüzlü Yusuf’un Yusuf yüzlü kardeşi… Gül yüzlü can’andan yadigar kalan On kurt senin kardeşini yedi… *** “Bu ne çağdır ki rab? kardeşin kardeşi yaktığı gündür bu ne hasettir?” “Yusuf’u yedi kurtlar…” *** Umut taşır bir kervancı Ömür taşır, Hayat taşır… Bir deli Züleyha kalbi Bir deli sevda taşır Saray,saltanat taşır… Dayan Yusuf’cuk dayan Dayan Züleyha dayan… “Geç gelen sevilerin Haram,yasak,günah olarak kalışları dır güzel olan…Belki de en güzel…Dokunulmasın hiç, hiç efsun bitmesin…” *** “Değildim ben sana mâil sen ettin aklımı zâil Mana ta'n eyleyen gâfil seni görgeç utanmaz mı” Fuzuli Bir Yusuf kuyu dibinde Bir Yusuf yarı çıplak Bir Yusuf kan revan Birkaç gümüş dinar paha biçildi… Yola revansın Yusuf Seni bekler Kahire / Züleyha… Gün doğdu güzelleşti Gün battı güzelleşti Kervanın getirdiği en güzel mal… Her olan sabahta Altına dönüştü gümüş dinarlar Sevindi köle taciri… *** “Kahire Kahire olalı görmedi böyle civan Bir köle çıkmış mezata Ay yüzlü Umman gözlü Sesine kuşlar konan…” *** “Ağırlığınca” dedi bir kadın… “Ağırlığınca altın” Elini havaya kaldırdı tacir, Ağzını açtı… … … Eli gevşedi Azz’ın elinde Züleyha’nın Gözleri mahzun… Gün battı gün orta vakti Bir kara Bir kış Bir buzul / O şehir ki soğuk nedir bilmezdi / *** “Sana bir oğul” dedi Azz… “İstermisin Züleyha?” Mevsim değişti İlk bahar oldu Su yürüdü köklerine Züleyha çiçeğinin “İki deve yükü” diye bağırdı *** “Sattım…İki deve yükü altına Azz’ın hanımına” Paha verdi özgürlüğünü Yusuf’un tacir Ucuza aldı Züleyha… *** Özgürlüğün mü Yusuf Bu alınıp satılan Yoksa esaretin mi? *** Başını kaldırdı hanıma baktı Bir güneş / Bir Züleyha Titremelerde çerağ gibi bir çift yürek… Birde adama baktı /Kardeşlerinin ihanetine, Ömrünü öpüp geçen ölüme, Köleliğine… Kırılan zincirlerine baktı/ Ve…Utandı hanıma baktığından… Dilekler diledi; “Tanrım…Dokunmayayım…Dokunamayayım Günahım, Yasağım, Haramım olsun” *** -Gel Yusuf -Haram -Sen yıllardır beklediğim -Günah -Al beni -Azz ; seni benden daha fazla sevendir… -Zindanlarda kal Yusuf!!! *** Bin yıllar sonra o güzel anlatısıyla Nazım anlatacaktı dizelerinde Yusuf ile Züleyha’yı, saklayıp Tahir ile Zühre’nin satır aralarına… “hattâ sevda yüzünden ölmek de ayıp değil.” *** Zindanda ne ola ki? *** Sevdası onuruydu Yusuf'un,özgürlüğü ve ihanet bilmezliği idi...Bu yüzden değilmidir tarih içinde yeni baştan Yusuf'lar doğar ; Mecnun-Kerem-Ferhat-Tahir-Mem-Romeo... Yaşayan sevdalar değil,belkide onurlu duruşlarıdır sevenlerin... Onlarda eremedi muratlarına,mutlu biten tüm hikayelerin inadına… Asi ve Mavi 36
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |