Sevginin bulunmadığı yerde us da arama. -Dostoyevski |
|
||||||||||
|
halen anlatmadım sana toprak damlı evlere yağmur nasıl yağar'ı ama bu gün sana onu anlatmayacağım, sana yoksul evlerdeki çocukların nasıl üşüdüğünü anlatacağım, tipinin kırık camların çok sesliliğinde söylediği o acı şarkıyı ve çocukların hiç bir şeyden habersiz üşümüşlüğünü anlatacağım, üşümüşlükle nasıl bileylediklerini hayatı, küstüklerini arada bir ama yinede çığ gibi umutlar büyüttüklerini içlerinde... ... üşüdükçe sever o çocuklar, sevdikçe üşürler ve sarılmayı öğrenmişler o soğukta, sarılıp dost olmayı, can olmayı, yar olmayı yar'ı olmuşlardır bu yüzden, hep topaldır sol yanları ve gariptir hepsi ihtilalcidir... zulalarında aydınlık günler saklıdır ve kutup yıldızına inanırlar güne, güneşe inandıkları kadar ... kavgaya taparlar gözleri budaklar kurbanıdır, ciğerlerini aç şahanlara adamışlar dağ başlarında bu yüzden promethausturlar çokça bu yüzden ateş çalarlar en zalim tanrılardan bu yüzden topal yanları; sol yanları; ihtilalci yanları taht yıkar, taçlı kelleler kopartır! mesela desem ki sana spartaküs bizim o soğuk evden çıktı inanmalısın bana, aşil’in topal ayağı adına yeminim olsun ki doğrudur söylediğim, şey bedreddin adına, börtlüce mustafa, torlak kemal adına… yani kavga su gibidir o çocuklara, ekmek gibi, nefes gibi, sen gibi yani… … daha dün che çocukken üşütüp ciğerlerini astıma yakalanmıştı bizim evde romantik komünistim benim gitarı ve motorsikletiyle bir sabah öpüp uykumda alnım vurdu kendini kavgaya vurdu zalimi, vurdu vurdu vuruldu… alnının yarasına kurban nefesine kurban can… kesik ellerini ellerimiz yaptık ayaklarını ayaklarımız ve ruhunu bolivya dağlarından çaldık çaldık ta deniz’e verdik, hüseyin’e, yusuf’a, mahir’e… … gözleri ustura bakar bizim çocukların cellat gözlere ağızları küfür doludur zalime darağaçları utanır, kirli ilmik utanır boyunlarından yağlı kurşun utanır alın çatlarından/ da kalleş insan utanmaz… yiğit türküler söyleyerek giderler kahraman marşlar… on yedisinde, yirmisinde, yirmi ikisinde, bize aydınlık hayaller bırakıp, harlı kavgalar bırakıp, namus bırakıp, ar bırakıp giderler ve künyeleri künyelerimizdir, düşleri düşlerimiz bayrak asla kalmayacaktır vuruldukları yerde! … aslı’da bizden çıktı, en güzel bacımızdı, babası babamızdı, annesi anadolu… haklıydı kerem kerem olmakta kendini yakmakta haklıydı aslı ise bir pervane, öyle bir karşı duruşta var bizde zalime bu yüzden deriz “sen yanmazsan, ben yanmazsam…” Bir daha kimseler yanmasın diye! … kara kuru bir kızdı leyla bilmem nesine vuruldu kays alay edip gülerdik, bu çocuk deli derdik… bir gün gözünü verdi bize “alında bakın” dedi meğerse biz körmüşüz, bacımız dünya güzeli, ama aşka acı gerek “vur” dedik “kays” “vur kendini çöllere seviş bacımızın özlemiyle, bize bir aşk doğurun ki destan olsun dillere / yedi düvele” sonradan anladık ki kays’ta bizim mecnun’muş… … zühre? bilemiyorum derler ki tahir sevmeseymiş zühreyi zühre zühre olmazmış ama hakkını yememek lazım, bacımız diye söylemiyorum, /hem tahir bir göbek yandan kardeşimiz/ güzel kızdı bir türküde buldum onu “turnam gidersen mardin’e, benden yare selam söyle” ikiside gittiler sevda yüzünden ölmek ayıp değildir’i öğretip bize bana bu demde susmak düşer sözü bırakıp nazım ustaya /gözlerim sislendi zira/ … işte böyle, soğuk evlerde büyüyen yoksul çocuklar, acı ninnisiyle uyurlar yaşamın, ne açlıktır umurlarında olan, ne soğuk… hiç birinde yoktur habilin hırsı, kabil’in kıskançlığı yok hiç birinde sarılıp bir birlerine, kardeşçe… umutlar büyütürler düşlerinde kavgaya ve aşka dair…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |