..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Olgunluğa erişmemiş şairler ödünç alır, olgunluğa erişenler çalar. -George Eliot
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Sevgi ve Arkadaşlık > asivemavi36




2 Ocak 2006
Kırlangıç Hatıraları - II  
“ sensin” diyemezdim “bu resim” … gülerdi cin ali kitaplarından aşırıpta çizdiğim resimlere o gülerdi,ben utanırdım

asivemavi36


nasıl yakalanmayayım ki?? beyaz tebeşir veya pembe,mavi veya…siyah önlüğüme bir günah gibi yapışırdı tozları, günah koymuşum adını bir kere ne kadar arınırsam gitmez


:BDCC:
*****KIRLANGIÇ HATIRALARI-II*****

     komşumuzun kızıydı…ince, narin,esmere çalan bir yüzü, vardı küt kesilmiş saçları kurdele kabul etmezdi asla ...o haliyle tüm kızlardan büyük gösterirdi…kurdelesiz...zeynep…
     zeynep ‘ ti adı, kara kız diye çağırırdılar, gözleri vardı zeytin karası ve yanak yanağa değdirirdi bizi sevda haspası… utanırdım, korkardımda (zaman ayarsız bir bombaydı ne zaman patlayacağı belli olmayan… bir mayın, nerede ve ne zaman üstüne basacağımı bilemediğim ) aynı sınıfta okurduk, aynı sırada…(okulun en ufak talebesiydim o zamanlar) ben bilmem kaç yaş erken o bilmem kaç yaş geç başlamıştık okula… “ zeynep ablandan ayrılma” diye tembih yemiştim bir kere ayrılır mıydım hiç ?? o nerede ben orada…kaç kez kızlar tuvaletine girmek isterken tokat yemişim çetelesi yok bilemiyorum, alışkanlığımdı ,bu alışkanlığımın adını sevda koymuştu haspa sevda ablam ;okulun delisi.
     tebeşirler çalardım diğer sınıflardan ceplerime doldururdum ve yakalanırdımda… nasıl yakalanmayayım ki?? beyaz tebeşir veya pembe,mavi veya…siyah önlüğüme bir günah gibi yapışırdı tozları, günah koymuşum adını bir kere ne kadar arınırsam gitmez, kulaklarım çekilirdi elbet, ama zeynep’in resmini çizmek duvara her şeye bedeldi...her gün bir teneffüsümü ona ayırırdım, onun resmini çizmeye...aranırmış beni ,sorardı “neredeydin??” diye,sonra başımı alırdı koltuğunun altına “ayrılma benden bir daha”…kuzusunu bulmuş koyun giydi…kara gözlü…m… döverdi bazı zamanlar beni, bilirdim ki çok merak etmiş belli… dinlemeliydim aslında onu ,ama onun içindi teneffüste kendimi yoka çekmelerim…bilemedi…
     bir sonraki teneffüste götürüp resmini gösterirdim “ sensin” diyemezdim “bu resim” … gülerdi cin ali kitaplarından aşırıpta çizdiğim resimlere o gülerdi,ben utanırdım …beğenseydi eğer mutlaka derdim “sensin” diye…ama nasıl beğensin ki o süpürge saçlıyı??
     her şey güzeldi güzel olmasına ya… ah o sevda ,ne vardı sanki yanaştırmasa ikimizi yanak yanağa, tunç a kesmese yanağım,alışmasaydım…
     bir gün komşu bir teyze geldi, perişandı ,öğretmene bir şeyler söyledi ve elinden tutup gitti zeynep’in tenhalaştım, ıssızlaştım, …çizemedim o gün resmini , üşümüştü ellerim.
     bir mahalle ötemizdeydi okul ve diğer ağabeylerle ablalarda suskundu, vardı bir şeyler…biz o yolu şen şakrak giderdik oysa, o gün uysal, başı önde ne kabahat işlediğimizi bilemeden…
     sokak kalabalıktı, bayatılar doldurmuştu kulaklarımızı bir ölü vardı sokağımızda bu onun kalabalığı (babaannemden bilirdim) hızlanarak daldık kalabalığa… o orada,bir köşesinde bahçenin, öylece kalakalmıştı, yanına gittik … babam ölmüş diyebildi ancak… büzerek dudaklarını sonra sarıldı kuzusunun boynuna…birileri akvaryumunu kırmıştı gözlerimizin, birileri yağmur duasına durmuştu…
     o babasının derdinde, ben o gelmediğinin… kısa bir zaman sonra bir gece, bir feryatla yıkıldı sokağımız… yakıldı tüm lambalar kim girdiyse bahçelerine ağıtlar karıştı ağıtlara anneside terk etmişti onu, uzaktan gördüm ağlamıyordu, anlamsızdı ,göz yaşları mı tükenmişti?? bir duvarın dibinde, elleri koynunda kara kuru bir heykelcik…suskun… yanına gittim beni bile görmedi… kuzusunu…annem sarıldı ona kara kızımın kara yazgısı diye ağıtlar yakaraktan… taş gibi sessizdi, buza kesmişti ,oysa daha annesi beklide soğumamıştı…
     okul onsuz kaldı bir süre,ben onsuz kaldım,yavan bir ekmeği yer gibiydim o okul yolunu gidip, gelirken… (15 tatil derdik sömestre o zaman) karnesini ben getirdim…beklide bir bahaneydi,belki güler demiştim,belki yine başımı alır koynuna, belki yine döver çekinmeden götürdüm ama o sus pus…
     “yengem bakmayacak bana” demiş anneme “izmir’e götürür belki abim”…(kulaklarıma inanmıyordum izmir…uzak çok uzak…ya ben???..)”bizde kalsa olmazmı bey??” derken annem öpmüşüm sevincimden ama “abileriyle konuşmak gerek” deyince babam küsmüştüm…
     tüm sokak komşu emanetini sahiplendi bırakmadılar kalacaktı,okuyacaktı ve zeynep sokağımızın kızı olacaktı sevinmişti, sevinmiştik içinde kopan fırtınalardan bi haber çocukluğumuz…
     el ayak çekilince evlerinden ve kapılarına vurulunca kilit, defterleri,kitapları toparlanıp bize getirildi, artık evin kızıydı bir süre sonra yine açıldı gülmeğe başladı, konuşmaya ve dayaklarıma     el üstünde dolanıyordu artık, kimse aratmak istemiyordu evlerini ona, sanki ben pişman gibiydim…iyi kızdı,güzel kızdı,sıcak kızdı birde dayakları olmazsa …yinede seviyordum ben onu
     aslında iyi, güzeldi her şey taa ki o stajyer öğretmen beni sevene kadar ne vardı sanki hiç sevmeseydi, her sabah okşamasaydı saçımı, yanaklarımı okşamasaydı ve ne vardı sanki aşık olmasaydım ona…
     dövülerek uyandırılırdım uykulardan, dövülerek ekmek almaya giderdim, dövülerek sofraya oturtulup ,dövülerek karnımı doyururdum ve yasaktı bana o zaman okullarda dağıtılan marshall yardımı yağlar, süt tozları yasaktı, yoğurt varsa yerdik yoksa yok , camdan bakmam bile dayak sebebimdi… insafa geldiği günler sadece kulağımı çekerdi, korkardım bir yandan bir kulağım büyük olacak diye…
     bir gün” gitsin artık” dedim beyaz makara iplik kafamda kızıla boyandığında…
     sustu , gözleri doldu , “ben gideyim artık” dedi “akşam amcam gelip abime telgraf çeksin” benden küsmüştü,kuzusundan… ama ben içimden dememiştim ki… akşama kadar ardınca dolandım onun” gitme “ diye yalvardım, sustu bir şey demedi sonra birden “çok acıyor mu kafan” dedi ve ağlamaya başladı…ağlaştık…”tamam “dedi “gitmeyeceğim, zaten istesem de göndermezler ki” hem gülüp hem ağlıyorduk…”o öğretmenle artık konuşmaaaaa” dedi uzatarak dudaklarını “ peki” dedim (dedim ama ben o öğretmeni gizlide sevdim,ondan habersiz, adı ihanet değildi onun ve bir süre sonra anladım ki tadı anneymiş…inci öğretmenimin gidişine çok sevinmişti     …) sarıldı bana,yanaklarını sürtüp yanağıma…yanaklarımda henüz ayva tüyleri…
     okul tatil olmuştu, bizsiz kalacaktı üç ay… bir hafta sonu piknik dönüşümüzde bir adama koşup sarıldı, abisiymiş izmir’den evleri satmaya gelmiş ve onu alıp gitmeye …ağaçlar devrilmişti içimde …”gidecek misin?” dedim …sustu…”anladım” dedim…başını yere eğmişti bakamıyordu gözlerimize “biz ne kadar sıcakta olsak onlar onun ailesi” dedi annem…”hem onlar gelirler arada bir… arada bir biz gideriz”…inandım…(değil aslında kendimi kandırdım…)ne onun kimsesi (bir hayırsız abiden başka)kalmıştı bizim şehrimizde ,nede bizim kimsemiz vardı izmir’de …ben kendimi kandırdım ve uzun zaman onun geleceğine inandım …     
     okutmamışlar, önce bir işte çalışmış…sonradan evlendirmişler,çocuk yaşında karışmış çocuklara…34 yaşında eşi bırakıp gitmiş tıpkı babası gibi 3 çocuğuyla beraber…
     zeynep çocukluğumun en acı hatırası…şimdi bir sesleniş ötemde, seslensem duyacak beklide sustum …soluk alsam kokumdan tanıyacak kardeşsi nefesimi… soluğumu tuttum…
     zeyneb’im
     çocukluğum…
     zannetme unuttum …
     bir kara gözlüyü hep içimde
hep diri tuttum…
     halen burnumda kardeşsi kokun…
     seni unutmadım …
asi & mavi

.Eleştiriler & Yorumlar

:: Zeynepler
Gönderen: Zeynep Bilge Tezel / İstanbul/Türkiye
11 Mart 2006
Herkesin hayatında bir Zeynep, bir Ali yok mudur? Bu hikayeyi çok sevdim. Ama en çok "birileri akvaryumunu kırmıştı gözlerimizin" tanımlamanı sevdim. Kalemine sağlık asivemavi...

:: Zeynep..
Gönderen: Zeynep Bilge Tezel / İstanbul/Türkiye
11 Mart 2006
Demin yorum yazarken bilgisayarım kilitlendi, yorumum gitti mi, gitmedi mi bilemedim. İkinci baskı olursa, de ki "bunak bilgisayarı ne olacak" :)) Demiştim ki: Herkesin hayatında bir Zeynep, bir Ali yok mudur? Bu hikayeyi çok sevdim. Ama en çok: "birileri akvaryumunu kırmıştı gözlerimizin" tanımlamanı sevdim. Kalemine sağlık...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın sevgi ve arkadaşlık kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Şahmaran Hikayesi (Kırlangıç Hatıraları - V - )
Eski Zaman Aşıkları (Kırlangıç Hatıraları - IV)
Sevginin Adı Sevgi - II -
Kırlangıç Hatıraları - VIII
Sevginin Adı Sevgi - I -
Gül Dedim Gül - Dü
Unutulana Yaz Beni

Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Berfino
Anne Taş Getir Gelirken Bana, Çizgilere Düşmesin.
Bir Keriman Ağıdı / 12 Eylül'ün Götürdüğü /
Kürdoğlu Kayada Kaldı
Deli Kızın Dönüşü
İbriğim Olmadan Asla!
Baba - Oğul ve Kirli Savaş
Kırlangıç Hatıraları - III
Bu Şehir O Eski İstanbulmudur?
Bir Takvim Yaprağında İki Yürek...

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Susuyorum [Şiir]
Devrim Yürekli Çocuk [Şiir]
Zap Suyu - I [Şiir]
yada Dön Gel [Şiir]
Caw Bella [Şiir]
Dar Ağacında Üç Fidan [Şiir]
Sen Sustuğunda [Şiir]
Yusuf ile Züleyha [Şiir]
Kavgam Sürüyor [Şiir]
Kavgaya ve Aşka Dair [Şiir]


asivemavi36 kimdir?

paylaşmak. . . hayat adına ne varsa. . . ama demiş ya nazım. . . "yar dudağından gayrı". . .

Etkilendiği Yazarlar:
Yaşar Kemal


yazardan son gelenler

bu yazının yer aldığı
kütüphaneler


yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © asivemavi36, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.