Olgular görmezden gelindikleri için var olmaya son vermiyorlar. -Huxley |
|
||||||||||
|
Ayaklarına sürünen kediyi görünce hafifçe irkilerek kendini geriye doğru attı. Ardından uzun uzun gülümsedi. Artık hayvanlardan korkmuyordu hani. “Boş bulundum” diye düşündü. Zavallı kedinin derdini anlıyordu aslında. “Ah, Candan sen gittin, ama kokun bize sindi bu kedileri kim doyuracak şimdi diye düşündü.” Arkadaşı Candan sabah erkenden kalkar mahallenin kedilerini doyururdu. Birlikte dışarı çıktıklarında bir sürü kedi peşlerine takılırdı. Hayvanlardan çok korktuğu için önceleri bu durum çok rahatsız etse de zamanla alıştı. En azından bir kedi gördüğünde neden çığlık çığlığa kaçmıştı önceden beri, kendi haline gülüyordu. Candan, artık bu mahalleden taşınmıştı. Dün arkadaşının oturduğu evin önünde her tarafa dağılmış kedileri görünce çok üzülmüştü. “Zavallı kediler, Candan’ı bekliyor “ diye düşündü. Acaba, “ben mi beslesem” diye düşündü.. “Ama ben fareli köyün kavalcısı gibi gezemem ki diye düşündü.” Ah pisi Candan ah” dedi içinden. Şu hayvan korkusunu bir türlü yenemiyordu. Ayakta dalıp gittiğini fark etti. Dizini kontrol etti, “ fena değil yürüyebilirim” diye, düşündü. Ağır ağır yürüdü. Biraz sonra deniz kıyısına varmıştı. Marmara tarafından gelen gemileri seyretti biraz. Ne güzel manzaraydı. “Tanrım ne güzel” diye geçirdi içinden. Müziğini takıp kulağına biraz hızlandı. Gökyüzü açık mavi rengi ile bütün duruluğu ile denize yansımıştı. “ İşte” dedi “çocukken yaptığım gibi gökyüzü bugün, açık mavi beyaz bulutlar.” Çocukken her şeyin rengi sabittir. Ağaçlar yeşil, elma kırmızı ve evler hep aynı. Ayrıntı hep azdır. Hayat o kadar basit. Hep özel günlerde çiçekler.” Sabahın köründe aklıma gelenlere bak” diye düşündü. O sırada karşıdan gelen, sabah yürüyüşü arkadaşlarından birisi olan yaşlı teyzesini gördü. “Günaydın” diye seslendi. Her gün kolunun altında çantasıyla, beyaz saçlarıyla gözleri önce onu arar sonra sırayla “merhabalar” başlar. İşte arkasından her gün köpeği ile gelen başka birisi. Oda sabah yürüyüşlerinin olmazsa olmazlarından biri.. Her sabah köpeği ile çıkar, dönüşte onu yüzdürür ve geriye dönerler.. İkisi de gittikleri yoldan ve hedeflerinden emin yürürler. “Ne güzel köpek “diye düşündü. O sırada arkadaşı yetişti arkasından. Beklemediğine söylendi. Omuz silkti, gülümsedi. Kulağından, kulaklığın birisini çıkarıp arkadaşına uzattı ve sesli sesli şarkıyı mırıldandılar. Arkasından gülüşmeler. “Oh, be “ dedi “ açıldım biraz” Arkadaşının da hafif kızgınlığından eser kalmamıştı, günlük planlarını yapmaya başladılar. Güneş kendini hissettiriyordu artık. Yavaş yavaş terlemeye başlamışlardı. Bu gün biraz da ağır yürüyorlardı. Dizinden ötürü biraz zorlanıyordu. Bu arada arkalarına takılan köpeğin arkadaşının bütün çabalarına rağmen gitmeye hiç niyeti yoktu. Gayet halinden memnun bir vaziyette onların yanı sıra gelmeye devam ediyordu. Aslında hayvancağızın hiçbir zararı yoktu. Ama arkadaşı ayaklarını yere vura vura yırtınıyor, köpek ara sıra bakıp gayet emin bir şekilde tin tin gelmeye devam ediyordu. Oda arkadaşının haline gülüp kafa sallıyordu. En nihayet “Allah aşkına hayvanı rahat bırak” dedi. Her gün önlerinden geçtikleri plajın önüne geldiklerinde köpek ağırlaştı. O plaja ait bir süs köpeği vardı. İçerden havlama sesleri geliyordu. Köpek plajın giriş kapısına gidip oturdu. Arkadaşı ile oda adımlarını yavaşlatıp göğüs hizasında ki duvardan küçük siyah süs köpeğine baktılar. Koşarak geliyor bir taraftan da havlıyordu.”Eyvah” dediler “şimdi kavga var” Sabahları çoğu kez buna şahit oluyorlardı. Plajın küçük siyah süs köpeği kapıya gelince hemen kapıda ki köpek de ayağa kalktı. Arkadaşı ile birbirine sokuldular. Fakat gördükleri manzara karşısın da bir kere daha şu köpek korkuları yüzünden nasıl da komik duruma düşmüşlerdi. Çünkü; plajın köpeği zoraki demir kapıdan dışarı çıkmış ve arkadaşıyla koklaşıp arkasından da yan yana geldikleri yöne yürüyerek gitmişlerdi. Arkalarına düştüğünü sandıkları köpek gayet sakince gelip bekleyip arkadaşını alıp gitmişti “yaaa” dedi arkadaşına “zavallı hayvanı sabah sabah nasıl da rahatsız ettin kardeşim,” “Gördüğün gibi herkes kendi yoluna” Evlerinin önüne gelmişlerdi. İşine gidenler yavaş yavaş evlerden çıkıp yollara dağılmaya başlamışlardı. İşte Candan’ nın kedileri yine dolaşıyorlardı. Arkadaşını hemen cepten arayıp kedileri anlattı. Neyse biraz rahatladı. Onlarla ilgilenecek birisi varmış. “İşte yeni bir güne başlıyoruz” dedi kendi kendine. Müzikle birlikte mırıldandı. “Her şey güzel olacak”
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © Melika, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |