..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşamın her anı hakkını ister. -Goethe
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Öykü > Bireysel > Melika




8 Şubat 2007
Karasız Bir Gün  
Bir gün bir bakışa takılır kalırsan

Melika


Her gün yeni bir başlangıç mı?


:BBEI:
Hırsla çekti sandalyeyi ve âdete da attı kendini sandalyeye. Nefes alırken sanki bir an son nefesini alıyormuş gibi hissetti kendini ya da bir an öyle olmasını istedi belki. “an gelir kaldıramazsın, an gelir zor gelir yaşamak. Kaybolur bütün tatlı anların..kaybolur işte.” Bir çay istedi ve derin bir nefes aldı. Bu kadar canını sıkan şeyi düşündü. Aslında çok büyük bir şey değildi ama onun için önemliydi. Bunu fark etmekti belki işte önemli olan. Küçük veya büyük olduğuna sadece kendi açımızdan karar vermek yerine karşımızdakinin tepkisine bakıp biraz daha esnek olmak.
Bir taraftan da kendine kızıyordu, dengesizdi biliyordu. Onun içinde anlatamıyordu.”İnsanız ya” dedi kendi kendine. Kızdıkça iştahı açılıyordu. Hemen garsonu çağırdı bir de kurabiye istedi. Kurabiyeyi daha ısırmamıştı ki. Birden omzuna dokunan ele döndü. Arkadaşı yakalamıştı hemen bir tanede ona ısmarladı, şöyle arkadaşına bir göz attı aynı surat onda da vardı.”Hayrola “dedi.”aynı şeyler “ diye cevap verdi arkadaşı. “o zaman yiyip güzelleşelim” dedi arkadaşına ve arkasından bir kahkaha attılar.
“oh.” dedi “iyi ki geldin” yine gülüştüler. Biraz önceki halini düşündü. Hani bu dünyadan çıkmak için bir kapı olsa çıkıp gidecekti. Ama şimdi bütün kara bulutlar dağılmıştı”.Oh “ dedi tekrar. Şimdi aldığı nefesler ona ayrı bir rahatlık veriyordu.
Arkadaşıyla konuştukça daha da rahatlıyor, neşeleniyordu. Yan masada ki yaşlı çift, onlar güldükçe neşeleniyor arada bir hafifçe selamlaşıyorlardı. Arkadaşıyla bütün dünyayı karşılarına almış bütün olumsuzluklarla alay ediyorlardı. Biraz önceki ruh halini unutup tam anlamıyla arkadaşına moral vermeye çalışıp her şeyi askıya alıyorlardı. Demek böyle olabiliyormuş diye düşündü.
Yaşlı çift kalkıp selamlarını verdiler ve yaşlı adam eşine seslendi “hadi aşağıya doğru yürüyelim birileri vardır belki, iki çift laf edeceğimiz.”gülümsediler arkalarından.” iki çift laf etmek “ bazen işte her şeyden çok ihtiyaç duyduğumuz. Bir an durdular ikisi de konuşmadılar ama ikisi de aynı duygular içindeydi. Hele ki her gün onları aynı yerde görüp yine gelmişler deyip gülmeyeceklerdi artık. Onlara iki çift laf atacaklardı. İki çift lafla bir” merhabayla” yalnızlıklarını paylaşacaklardı. Bir an hayat denen yolun neresinde olduklarını ve geleceği düşündüler. Ama yarını hiçbir şekle koyamadılar. Yarınlarda ne vardı onlar için.
Bu gününü bir kompozisyon gibi düşündü. Gelişme bölümü fazla uzundu sanki. Ve de beklenmedik. Bundan nefesleri onun boğazına hiç düğümlenmeyecekti Sonuç “sonuç” da güzel olacaktı. Bütün umudunun bittiği anlarda kendisine en yakın sığınacağın limanın yine kendisi olacaktı. Yaşıyorsam bunu kimse elinden alamayacaktı. Bir daha olumsuzlukların kendisini sardığı her yerde ve zamanda bir ışığı olacaktı. Hiç bir şey bulamasa toprağı alacaktı avuçlarına ya da yürüyecekti yalınayak. Zaten yaşadığı sürece sevecekti. Neden sanki her bakışında severek bakıyordu her şeye oda başkaları gibi olsa hep hesaplar peşinde.
Kızgınlıkları kadar sevinçleri..Özlemleri kadar yaşayacak sevinçleri..Onu üzen ölüm haberlerinde yaşamı..Terk edilişlerinde sadece yaşadıklarına.Düşlerinde yaşadıkları onundu ve belki de gerçekti..
Yüreğinin kabarıp kabarıp indiği anlardan biriydi. Arkadaşına baktı. Aslında sanki konuştukları cümlenin bir kelimesi hep eksik gibi geldi. Beki de şu sonuç bölümüydü, eksikliği hissettiği.
Biraz önce tanıdık birsine verdiği, selamı hatırladı. Sanki bir başka mı vermişti selamı ona niye öyle gelmişti. Sanki gözlerinde başka bir şey mi vardı. Arkadaşı “ne oldu” diye sordu.”bilmem “ dedi. Aklına takılıp kalmıştı. “ Gözleri” dedi usulca. “arkadaşı anlamadım “ dedi.” Boş ver” dedi. Ama o an, onu görmeliyim, dedi. Sonra durdu “neden” kendi kendine.
Ama “o” dedi. Sanki oturduğu yerden onu almıştı hafifi bir rüzgâr ona doğru götürüyordu.” Onu görmeliyim” dedi. “Onu görmeliyim” İçinden aynı ses durmadan aynı şeyi söylüyordu.
Arkadaşı seslendi” kendi kendine gülüyorsun. “ “Yaa” Bir an durdu.”.Bu ne şimdi “dedi
Bir anda “O” olmuştu. Eyvah dedi Sonuç bölümü bumu yoksa. Birden omuzları düşmüştü ama yorgun değildi sadece sakinlediğini hissetti. “O nu görmeliyim.” Fakat “onu” görünce ne değişecekti bir şeyin başlangıcı mı yoksa sonumu olacaktı. Sadece onu görmeliydi şimdi. Ve bir anda onu kendi içinde hissetti sanki bütün eksik kelimeler oydu yaşamında eksik olan oydu ve şimdi biraz önce gelmişti hayatına. Gülümsedi. Bir an arkadaşının sesiyle kendine geldi.” Bak yine güldün ne oldu” diye sordu arkadaşı Gülümsedi ve “o” dedi sadece. Arkadaşı şaşkın “ne” diyebildi sadece ve gülüştüler yine. Birkaç dakikadır.
İçinde sıkıntı ve sevinç arası bir şeyler onu sıkıştırmaya başlamıştı. Ve onu beklemeye başladı onu görmeliydi. Belki de güzel bir başlangıç ya da son olacaktı ya da yarınlara sarkan bir mutluluk. Yine güldü. Durmadan gülüyordu mutluluk muydu bu şimdi. Hani sadece kendi vardı. “of ..bir gün de ne çok şey oluyor “ dedi. Arkadaşı şaşkın baktı. “iyi değilsin sen” dedi. “Bence de” dedi usulca.



Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.


Yazarın öykü ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Hastane Koridorları
Benim Öyküleri - 2 -
Bir Sabah Yürüyüşü
Benim Öykülerim - 1 -
Yaşlı Adam
Sorma
Martılar Yeşil Bugün

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Yeni Caminin Güvercinleri [Şiir]
Uyut Beni [Şiir]
Sen Giderken [Şiir]
Dostlar Uğurladık [Şiir]
İnsan Yaşarken Hissetmeli [Şiir]
Sessizlik [Şiir]
Bir Akşamdı [Şiir]
Yamaç [Şiir]
Martılar... [Şiir]
Soğuk Havalar [Şiir]


Melika kimdir?

İnsan ve doğa sevgisini içimde hissetmem beni sanata ve edebiyata yöneltiyor; bunlarla bütünleştiriyor. Bunları insanlarla paylaşmak ise en mutlu anlarım.

Etkilendiği Yazarlar:
Ümit Yaşar Oğuzcan


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © Melika, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.