..E-posta: Şifre:
İzEdebiyat'a Üye Ol
Sıkça Sorulanlar
Şifrenizi mi unuttunuz?..
Yaşam kısa, sanat uzun, fırsat aceleci, deney aldatıcıdır. -Hippokrates
şiir
öykü
roman
deneme
eleştiri
inceleme
bilimsel
yazarlar
Anasayfa
Son Eklenenler
Forumlar
Üyelik
Yazar Katılımı
Yazar Kütüphaneleri



Şu Anda Ne Yazıyorsunuz?
İnternet ve Yazarlık
Yazarlık Kaynakları
Yazma Süreci
İlk Roman
Kitap Yayınlatmak
Yeni Bir Dünya Düşlemek
Niçin Yazıyorum?
Yazarlar Hakkında Her Şey
Ben Bir Yazarım!
Şu An Ne Okuyorsunuz?
Tüm başlıklar  


 


 

 




Arama Motoru

İzEdebiyat > Şiir > Aşk ve Romantizm > onur orkun kara




23 Eylül 2006
Yılan ve Akrep  
Nefesin duvarlarımı yıkarken nasıl izin verebilirdim içimdeki oyuklara üflemene

onur orkun kara



:BGJC:
Yılan ve akrep karanlığında,
Duvardaki kanın kokusunda,
Arabesk iplerle sarılmış tenimin çığlıkları;
Tüm şehirlere yayılırdı biri beni sevdiğinde.
Acılı iniltici bir ruhta oyalanan bir gövde bu.

Dokunduğunda batardı çakırdikenleri…
Kan ve çığlıkla beslenmiş ten kabullenir ancak,
Kartondan yapılmış kalpten kuleleri olduğunu.

Nefesin duvarlarımı yıkarken nasıl izin verebilirdim içimdeki oyuklara üflemene..
Kaçtım. Uzandım kıyılara. Issız kasabalardan geçtim,

Sarkarak ağaçlardan tüylerimi bıraktım yollara…
Kanatlarımı kırdım,
kanatlarımı kırdım dişlerimi ne vakit sıksam,

Yukarılar ormanlarıyla sevişirken ve her gece deniz kızları yağarken gökten..
Bilirdim ordaydın.

Ben bu dünyada ayakları kırılmış cennet dansçısıydım..
Ve sen müziği başlattın...
Artık çok geç sesini kısmak için!
Bir yağmur gölgesi bıraktın sonra avuçlarıma,

Avuçlarım kanıyordu ve ırmaklar sesinden geçmiyordu artık…
Issız bir yerde ırmakların yoksa bilincinde olamazdı,

Yağmura düşüyordu bakışların gün batımlarında
Ve ben kendi ellerimle bozduğum bir cennetin dansçısıydım bütün kıyılarda..
Her gece yağarken gökten,
deniz kızları bilirdim ordaydın,

Ordaydı yeni yetme sesine düşen aşk,
Ordaydı kentin gölgeleri,
Ordaydı çocuk ve kadın,

Ordaydı ilk fırsatta kaçmak için kıyı çekilmiş bir sandal...
Eski bir yüzde tapınağını arayan bir kadın yüzüydün
O kenttin ışıkları içinde unutkanlığından gelen bir adamın gölgesinde,

Sesinde çok beklemiş bir öfke vardı
Ve tapınağın duvarlarının nasıl yıkıldığını izliyordu
İki ses önce bedenimi izleyen gözlerin...
Acılı iniltici bir ruhta oyalanan bir gövde bu.
Dokunduğunda batardı çakırdikenleri..

Ruh değilim,olmadım da...
Kadınlar dinliyordu sesimi
Ve ancak onlardan birinde söndürmüştüm tüm yangınlarımı,

Alnımdan geçen ateşin gölgesine sığdırdım elimde kalan her şeyi...
Hiç bir şeyi...


onur orkun kara...




Söyleyeceklerim var!

Bu yazıda yazanlara katılıyor musunuz? Eklemek istediğiniz bir şey var mı? Katılmadığınız, beğenmediğiniz ya da düzeltilmesi gerekiyor diye düşündüğünüz bilgiler mi içeriyor?

Yazıları yorumlayabilmek için üye olmalısınız. Neden mi? İnanıyoruz ki, yüreklerini ve düşüncelerini çekinmeden okurlarına açan yazarlarımız, yazıları hakkında fikir yürütenlerle istediklerinde diyaloğa geçebilmeliler.

Daha önceden kayıt olduysanız, burayı tıklayın.


 


İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.

Yazarın aşk ve romantizm kümesinde bulunan diğer yazıları...
Bir Gidiş.
Kül...
Dur Saati...
Sen Uyurken.
U Bir Kere Ölür

Yazarın şiir ana kümesinde bulunan diğer yazıları...
Sayıklama Tarifleri
Yüzüne Vuran Işık mı?
Bitmesi
Fazla Konuşamam Serceler İzin Vermez...
Rüya Niyetine Üç Taş
Piyonlar Çapraz Ölür
Kara...
İtiraz
Melek/ Parmak Uçlarım ve Ben
Eski Ahit 1

Yazarın diğer ana kümelerde yazmış olduğu yazılar...
Raslantısal Hizafiyet. [Öykü]
Yüzüm Yarım. [Öykü]
Uzun Gecler [Öykü]
Onbeşinci Gün [Öykü]
Replay [Öykü]


onur orkun kara kimdir?

Atlayınca omuzlarımdan kendime, Gölgeme çakıldım, Yuttuğum dişlerim ağrımaya başladı işte o zaman. . . Kaburgalarımın arasından hava'yı var edemedi tanrı o gün bu gündür. Kırılgan dokunuşlarım var demişlerdi. Dokunurken kanadığım bedenler. . . . Ölümünü öldürmüş bir ölümlünün diliyle susuyorum. Kaç zamandır düştüğüm gölgemin içinde. İncilerimi yosunlar kaplıyor. Hüzünlü bir şarkı ile yaşıyorum. Sesimi kısıp iç cebinize koyun beni. . Saklanmak ve belkide aklanmak istiyorum, Hiç işlemediğim suçlardan, Nehirlerinizle aksam Denizlere varmayacak sonum. Kendimin bataklığında kendimin çöküşünü izliyorum. . . İzlerim avcıların göz bebeklerinde. Ciğerlerime çektiğim ateş böcekleriyle kül olup sönüyorum. Begonyaların yapraklarında biriken sularda boğulup, Ve hiç olmadık yerde aşık olup Gülümsüyorum yüzünüze. . . Kendime atladığım yerde. Bir başkasına gömülüyorum

Etkilendiği Yazarlar:
altay öktem,nazım hikmet,küçük iskender,muratan mungan,ahmet telli,yaşar kemal,


yazardan son gelenler

yazarın kütüphaneleri



 

 

 




| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık

| Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi |

Custom & Premade Book Covers
Book Cover Zone
Premade Book Covers

İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim Yapım, 2024 | © onur orkun kara, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır.
Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz.