İNSANLAR VE KAR TANELERİ

Cam vuran kar taneleri hızla yere düşüyordu. Bense uzaklara dalmış düşünüyordum. Kar tanelerinin şekillerini ve ne kadar farklı oluşunu.

Geçenlerde bir yerde bir yazı okumuştum. Kar tanelerinin hepsi de farklı şekillerdeymiş. Yıldız gibi olanlar mı dersiniz, yoksa salkım saçak olup her tarafından dalları çıkanlar mı.

Özellikle kuyumcular bu modellerin peşindeymiş. Altın tasarımında kullanılan, bu modeller çok tutuluyormuş. Gerçekten o kadar güzel, orijinal modeller ki insanın hayran kalmaması içten bile değil.

Bir an da insanlarla, kar taneleri arasındaki benzerlik takıldı aklıma. İnsanlarda dış görünüş olarak birbirine benziyordu, iki kulak, iki göz, bir ağız. Ama derinlemesine inildiğinde aralarında o kadar çok fark vardı ki. İkiz olan insanlar bile birbirinden farklıydı. Hiç bir şekilde iki insan birbirinin aynısı olamıyordu. Fikir olarak ve düşünce olarak da böyleydi bu. İki kardeşe bakın, birbirinin aynısı olamıyor, olsa bile nereye kadar?

Dışarıda yağan kar taneleri, yığınlar oluşturmaya başlamıştı. Güneş çıktığı zaman hepsi eriyecek, buharlaşacak, bulutlarda buluşacaklardı. Yine bir gün, havaların soğuduğu bir zaman, tekrar şekiller alacaklardı bin bir çeşit, yeryüzüne düşeceklerdi, pamuk gibi. Bizde camdan bu güzelliğe bakıp, hüzünlenecektik.

Nisan yağmurunun ömrü kadar değil miydi, kar tanelerinin ömrü de?

Kendimi düşündüm sonra, bende kar taneleriyle aynı yolu takip etmiyor muydum? Doğmamıştım bir bahar günü, yağmurların yağdığı, bir nisan günü. Ben de diğer insanlardan farklı değil miydim kar taneleri gibi, beni onlardan ayıran özelliklerim yok muydu? (Parmak izim gibi.) Benim ömrümde bir nisan yağmurunun ömrü kadar değil miydi? Bir gün bende geldiğim toprağa geri dönmeyecek miydim? Benim toprağımdan da başka insanlar yaratılmayacak mıydı?

Kar tanelerinin evrendeki döngüsü ile insanoğlunun döngüsü, ne kadar da aynı değil miydi? neslihan