Hiçbir şey insan kadar yükselemez ve alçalamaz. -Hölderlin |
|
||||||||||
|
Düşünceliydi. Geçmişiyle bugünü karışmış, yarına ait hayalleri yok olmaya başlamıştı. Yanındaki adama baktı. Derin bir uykuda olduğu belliydi, horluyordu. Yorganı beline kadar çekmiş; yastığına, ayrılmaktan korkan bir çocuk gibi sarılmış; sırtüstü yatmış horluyordu… Onun kendisi için ne anlam ifade ettiğini düşündü. Birbirlerinin biyolojik ihtiyaçlarını karşılayan bir çifttiler sadece… İyi anlaşıyorlardı; ama aralarında aşk da heyecan da yoktu. Her konuda konuşabilen, -kısmen- ortak zevkleri bulunan, birlikteyken huzurlu olan iki insandılar. Amaçsız bir ilişkiydi onlarınki. Periyodik aralıklarda onun evinde buluşur, insanoğlunun hayvanî, iğrenç yanlarını, aczini, tatminsizliğini kanıtlamaya çalışırcasına zaman geçirirler; sonra da ancak büyük sevgilerde olabilecek türden bir mutluluk ve güvenle sarılıp uyurlardı. Bu ilişkinin ne olduğunu ikisi de düşünmezdi. Nereye gideceğini de… Düzensiz ve anormal olan hisleri, aşktan gelmemiş sevgileri, dünyanın bugünden ibaret olduğuna ilişkin görüşleri, onları sadece anı yaşamaya yöneltmişti. Dışarıdaki rüzgâr birden hızını artırdı. Ağaç, pencerenin üstüne yıkılacakmışçasına sallanmaya başladı. Sanki doğa onlardan nefret ettiğini göstermek için bir fırsat bulmuş ve bunu kullanmaya niyet etmişti. Birden aklına büyük ümitler beslediği aşkı geldi. Şimdi başkasının kollarında uyuyan, onu terk edip giden, bütün erkeklere güveninin sarsılmasına neden olan, aldatan, inciten, acıtan, kendini kullanılmış hissettiren, içinde dinmeyen fırtınalar koparan, herkesten fazla üzmüş, ama herkesten daha fazla mutlu etmiş; dolayısıyla unutulamamış aşkı… Yıllar geçmesine rağmen hâlâ hatırladığında boğazından midesine doğru inen yumruya engel olamadığı aşkı… Yanındaki horlayan adam hariç herkesle unutmayı denediği, ama yine de o hariç herkesin yanında düşündüğü, öpüşürken hatırladığı, sevişirken ağladığı “eski “ aşkı… Yaşadıkları bu amaçsız birlikteliğe rağmen adamın yanında yüce bir huzur duymasının sebebi de buydu belki. Geçmişten bir tek onunlayken sıyrılabilmişti. Tekrar baktı ona, gülümsedi teşekkür edercesine. Tüyleri diken diken olmuştu. Uyumak istedi. Yorganı yavaşça kaldırdı, kafasını nazikçe adamın göğsüne koydu. Sevgilisi olmayan o yüce insan, içgüdüsel bir hareketle kavradı onu omzundan. Üşümüş bedenini ısıtmak istercesine sarıldı sıkıca. Her zaman yaptığı gibi elini adamın bluzundan içeri soktu, tenini hissetti, kulağını yasladı göğsüne, kalp atışlarını dinledi. Dışarıdaki yağmur kendini fark ettirmeye çalışıyordu; ama kulakları bir tek adamın kalbini duyuyordu. Huzur içinde daldı uykuya. Aşık olduğu değil, ona aşık olan değil; ama huzur veren adamın kollarında… İçi ısındı bir anda. Aslında hiç üşümemişti. Ya da hep üşüdüğünü hiç fark etmemişti…
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © nazlı usta, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |