• İzEdebiyat > İnceleme > Türkiye |
1
|
|
|
|
Karamanoğulları Anadolu’nun Türkleşmesine çok büyük emek vermiştir. |
|
2
|
|
|
|
Anadolu; en az yedi bin yıllık Türk beşiği.. |
|
3
|
|
|
|
Yapıldıktan sonra ki ilk aşamada Ankara ikliminde yaşayabilecek kuşlar için bir bahçe, açık hava tiyatrosu, çocuk bahçesi, yüzme havuzu, atlı gezintiler için bir gezi yolu bulunmaktaymış. Daha sonra 1951 yılında Lunapark benzeri bir oyun parkı kuruluyor... 1957 yılında TCDD, yani devlet demir yolları tarafından parkın etrafını dolaşan iki tren işletmeye alınıyor. Bir de nikâh salonu kuruluyor park içerisinde. O yıllarda birçok sevdalı, nişanlı çift bu nikâh salonunda hayatlarını birleştirmişlerdir... Çocukluk yıllarımızda o trene ailecek biz de bindik beş on kere ve çok büyük haz aldığımızı anımsıyorum... |
|
4
|
|
|
|
Yunanistan; Baklava, Lokum derken Böreğimizi de elimizden alıyor gibi.. Bize de yediriyor.. ohh afiyet olsun.. |
|
5
|
|
|
|
tadımlık ama bir o kadar da doyumluk hatay hatıralarını da içine alan eser, hatay’a dair pek çok sır perdesini aralayarak onu birinci elden tanımamızı ve sevmemizi sağlıyor.
kemal düz, bununla da yetinmiyor, kitabın sonuna eklediği tam 28 adet seçme ve değme kaynak eserle çalışmasını pekiştirerek okuru zengin ve ufuk açıcı bir okuma uğraşına davet ve teşvik ediyor.
|
|
6
|
|
|
|
Trafikte haliyle insan uzun zaman geçirdiğinde, sinirleri laçka olur morali bozulur... Bu sıkıntılı durumu atlatmak için bir takım şeyler yapmak lazım. Yanınızda her zaman kolay okuyabileceğiniz bir iki kitap bulundurun zulada... Arabalar bir milim bile gitmiyorsa açın okuyun. Ya da basit bir müzik aleti, kaval gibi, mızıka gibi, çalmayı biliyorsanız çıkartın çalın. Hem gevşersiniz hem de vakit geçer... |
|
7
|
|
|
|
İsmet İnönü' nün Cumhurbaşkanlığı döneminde müzik
(1938-1950) |
|
8
|
|
|
|
Trabzon’un uzağına düşmüş bir ilçedir Köprübaşı… Gündoğan, Fidanlı, Akpınar, Yağmurlu, Koyuncular, Güneşli, Çifteköprü, Beşköy gibi yerleşim yerlerinden oluşan bu ilçede hayat gün boyu zorluklarla mücadele içerisinde geçer. Gözden ırak olsa da, gönülden ırak değildir yeşilin ve dağların koynunda uyuyan bu masal perisi… O bizim yüreğimizin merkezindedir her zaman… Bedenen oralardan uzak yaşıyor olsak da, ruhen havasını teneffüs ediyoruz bu güzel yurt köşesinin. Köprübaşı sevgisi geceleri rüyalarımızı süslüyor, efkârlı vakitlerde ise hayallerimizi… Çünkü o topraklarda yoğruldu hamurumuz. Çocukluk ve ilk gençlik anılarımızı oralarda bıraktık. Yüreğimizin bir köşesini Köprübaşı’na tahsis ettik.
|
|
9
|
|
|
|
'Neden Posta gazetesini ciddiye almalıyız?' sorusudur beni harekete geçiren.
|
|
10
|
|
|
|
Buluşmaya yeni arkadaşlar gelmiş. Kimileri geceden, kimleri de sabahın çok erken saatlerinde burada olmuş. Hacı Donsak bunlardan biri. Hasretle kucaklaşıyoruz. “Cafer’i gördün mü?” diye soruyor. “Cafer mi geldi?” diye cevap veriyorum. Çünkü şaşkınım. Cafer, buluşmaya ilk defa geliyor. Neredeyse 30 yıl Cafer’i hiç görmedim. “İşte kahvaltı yapıyor” diyor. Hem de oturduğum masanın tam önünde. Az önce bu kişiyi görmüştüm. Ama tanımadığım için yanından geçip gitmiştim. Onu gördüğüme ne kadar da sevindim anlatamam… |
|
11
|
|
|
|
Şahsiyetleri mekanlar oluşturur. Coğrafya kadar şehirler de etki eder insanın kişiliğine. Doğulu insan ile batılı insanın macerası biraz da bu mekanların macerasıdır.
|
|
12
|
|
|
|
Köprübaşı’ndan yola çıkan Ahmet Sancak, Almanya’da girişimcilikte başarı basamaklarını bir bir tırmanıp, bugün gurur duyulabilecek bir noktaya gelmiştir. Genç yaşta başarılı bir iş hayatı geçiren Ahmet Sancak, 2002 yılında medya sektörüne el atmıştır. Doğu Karadeniz bölgesini kapsayan “Karadeniz Haber” adlı bir gazete kurmuştur. 2005 yılında ise Trabzon merkezli Hüryol adlı gazeteyi yayın hayatına kazandırmıştır. 2006 yılında ise Karadeniz Haber gazetesinin adını ve içeriğini değiştirerek Taka markasına dönüştürmüştür.
|
|
13
|
|
|
|
Gedik, Osmanlı Devleti'nde Ahilik teşkilatının lağvedilmesinden sonra tesis edilen bir yapıdır. Yazımız Gediklerle ilgili yayımlanmış kitabımızın önsözüdür. |
|
14
|
|
|
|
Kitaplarla konuşup, kitaplarla hasbihal etmeyi insanlarla konuşmaya tercih ediyorum artık. Çünkü insanların konuşurken dağıtmayı sevdiğine bir çok kez şahit oldum. Fakat kitaplar öyle mi?! Asla ve katta! Zira kitaplarda bir nizam, bir düzen, bir yerleşke, bir akışı var! İşte bu saydığım hasletlere sahip kitapların her düşünceyi de topladığına inanıyorum. İnsanoğlu konuşurken saçabilir, kitaplarla konuşunca o saçılmış tüm şeyler bir anda toplanıverir… Bu yüzden, kimilerinin samimiyetsiz konuşmasını dinlemektense, aslında hiç konuşmayan, ama beyaz sayfaları arasında dilsiz bir şekilde konuşan kitapların limanına, gölgesine sığınmayı daha akıllıca buluyorum…
|
|
15
|
|
|
|
Bir balık çiftliği kurmak istiyorum. |
|
16
|
|
|
|
İstanbul’un Süleymaniye’sinden, Diyarbakır’ın yalçın Kale’sine, Manisa’nın Muradiye’sinden Sivas’ın Şifaiyesi’ne, Bursa’nın Yeşil Türbesi’nden Konya’nın Yeşil Kubbesi’ne kadar bütün bu toprakların üstünü en zevkli sanat âbideleri ile doluyken bu yapıtlar kimin umurunda? Bir ayfon telefon kadar kıymeti var mı acaba? Sorsak hepimiz için buralar vatan…
|
|
17
|
|
|
|
En güzel çocuk kim de? Böyle bir soru da çok saçma, en güzel çocuk herkesin kendi çocuğu, üstüne daha laf söylenecek bir söz yok. En güzel gocuk kim de peki? Onu da kim yaptıysa onda... En gıcık kim de hadi bunu da bilin bakalım? Benim arkadaşım vardı palavracı Rükrullah... Tabi canım burada ki kod adı aslında, gerçek adını yazsam tesadüfen okur da sonra bana darılır belki de mahkemeye bile verir belli mi olur? |
|
18
|
|
|
|
Mardin gezilerinde Deyrulzafaran ve Deyrulumur (Mor Gabriel) manastırları, Nusaybin Mor Yakup Kilisesi ve Anıtlı/Hah Meryemana Kilisesi birer klasiktir. Ama atlanmaması ve mutlaka ziyaret edilmesi gereken pek çok yer daha vardır. Bunların başını da Barışt |
|
19
|
|
|
|
Bugünkü siyasi atmosferi mercek altına alırsak, AKP’nin neden hala iktidarda kaldığı ve alternatifi olmadığı şeklindeki genel kabul gören hâkim düşünce, Yakup Kadri’nin DP konusundaki düşüncesinden farklı değildir. Aslında bu da göstermektedir ki, seçmen davranışı ve siyasi analizler iyi yapılmamakta dolayısıyla, siyasetin hangi unsurlar üzerine bina edildiği ve nasıl tebarüz ettiği anlaşılamamaktadır. Siyasetin gerçek zemininde cereyan etmesini engelleyen sembolik değerler üzerinde bir uzlaşı olmadığı için, zıtlaşmaya dayalı siyasi kültür hâkimiyetini devam ettirmektedir.
|
|
20
|
|
|
|
Acı var içlerde bir yerde
Belki uzak belki çok yakında
Yangın yeri bu içli içli yanan
Körmüşüz
Sağırmışız
Duymamış bu feryadı her bir yanımız..
|
|