Paranız varsa toprak alın. Artık üretmiyorlar. -Mark Twain |
|
||||||||||
|
Sen gülüşümsün benim, güldüğünde bana sirayet eden. Sen, gümüş tellerimsin başımda ve onlar gibisin, başımın üstünde yerin... Alnımda çizgilerimsin ki onlar, benim gururla taşıdığım madalyalarım. İyi ki varsın, bebeğim.Yokluğunu düşünmek kabus gibi.İçinden çıkılmayan bir karabasan... En umutsuz anlarımda bile olsam, yanına gelip yanağına, yumuşacık yanağına -uyandırmaktan korkarak - minicik bir öpücük bırakıyorum, anne öpücüğü...Saçlarını kulaklarının ardına alıyorum yavaşça; yakmasın, bunaltmasın seni. Üstüne ince bir pike örtüyorum - hava sıcak ama olsun- üşütmeyesin. Allah'a dua ediyorum, bana bu hediyeyi verdiği için. Ayağıma oyuncaklarından biri takılıyor.Hay Allah, birlikte uyuduğun ayıcığın düşmüş yine.Sessizce alıp başının yanına yerleştiriyorum, erken uyanırsan sevdiğin birini görsün gözlerin ilk. Ayaklarımın ucuna basa basa uzaklaşıyorum, gönlümü emanet bırakarak baş ucuna… Burnumun direği sızlıyor bebeğim, ne kadar sulu gözlüymüşüm meğer. Allah bana sensiz gün yaşatmasın inşallah. Sen doğan günsün benim için , sıcak bir ekmeğin buğususun, cennet kokususun... Kimselerin bilmediği, görmediği; en gizli , en uzak dağların koyaklarında açan kardelenimsin.İçimde yangınlar varken, bağrım alev alevken yüreğimi serinleten kar tanemsin. Neyleyim, sarı saçlıymış başkalarının güzel dediği çocuklar; zeytin gözlüymüş .Bir görseler benim gözümle...Saçının bir telini değişmem, lepiskalara, sırmalara. Badem yada değil, zeytin ya da değil, kimin umurunda.Senin kara gözlerin, benim içinde mutluluğu hem de en katıksız mutluluğu bulduğum küçük mabetler. Sanır mısın ki, düştüğünde benim de dizlerim kanamıyor, ağladığında benim de içim kan ağlamıyor?Ama annelik biraz da bu, bebeğim.İçin kan ağlasa da metanetli durmakmış, annelik. Yaralandığında vücuduna dikiş attırmak ve çığlık atmak isterken gülümseyip yakında her şeyin geçeceğini, iyi olacağını , benim hep yanında olacağımı söylemekmiş...Hataların olduğunda yalan da olsa küsmekmiş biraz. Yoksa küsebilir mi hiç, bir anne evladına. Okulun ilk gününde elinden tutup okula götürmek ve heyecandan titremekmiş annelik. Sahi sen ne zaman büyüdün bu kadar bebeğim.Daha dün değil miydi, sabahlara kadar uyuman için ayaklarımda salladığım seni... Minik minik zıbınlar giydirirdim sana, üzeri çiçekli, tavşanlı...Giysilerin nasıl da değişti.Şimdi her giyeceğine kendin karar veriyorsun.O minicik çorapların şimdi ayaklarını bırak, parmağına bile olmuyor.Ne büyük bir mucize, Ya Rabbim! Allah'ım bana bu şansı verdiğin ve dünyanın en güzel, en akıllı , en tatlı bebeğine anne yaptığın için ne kadar şükretsem azdır.Sen onun bir yetişkin olduğu günleri görmeme de izin verirsin inşallah. Büyüyünce de uzağına atma beni bebeğim. Yanında, yakınında olsun yerim.Ben doyamadım senin saçlarını örmeye, giysilerini giydirmeye...Seninle birlikte mutlu olmaya...Gözlerine bakmaya... Apak saçlarımla da yine senin yanında olmak isterim .Eğer ki olamazsam...Bil ki bebeğim, duıalarım hep seninle olacak kıyamete kadar.Allah'a emanet ol , güzel bebeğim...Annen... 02.05.2007
İzEdebiyat yazarı olarak seçeceğiniz yazıları kendi kişisel kütüphanenizde sergileyebilirsiniz. Kendi kütüphanenizi oluşturmak için burayı tıklayın.
|
|
| Şiir | Öykü | Roman | Deneme | Eleştiri | İnceleme | Bilimsel | Yazarlar | Babıali Kütüphanesi | Yazar Kütüphaneleri | Yaratıcı Yazarlık | Katılım | İletişim | Yasallık | Saklılık & Gizlilik | Yayın İlkeleri | İzEdebiyat? | SSS | Künye | Üye Girişi | |
Book Cover Zone
Premade Book Covers
İzEdebiyat bir İzlenim Yapım sitesidir. © İzlenim
Yapım, 2024 | © nalan gök, 2024
İzEdebiyat'da yayınlanan bütün yazılar, telif hakları yasalarınca korunmaktadır. Tümü yazarlarının ya da telif hakkı sahiplerinin izniyle sitemizde yer almaktadır. Yazarların ya da telif hakkı sahiplerinin izni olmaksızın sitede yer alan metinlerin -kısa alıntı ve tanıtımlar dışında- herhangi bir biçimde basılması/yayınlanması kesinlikle yasaktır. Ayrıntılı bilgi icin Yasallık bölümüne bkz. |